İsveç

bilgipedi.com.tr sitesinden

Koordinatlar: 63°N 16°E / 63°N 16°E

İsveç Krallığı
Konungariket Sverige (İsveççe)
İsveç Bayrağı
Bayrak
İsveç arması
Arma
Slogan: 
För Sverige - i tiden[a]
(Türkçe: "İsveç İçin - Zamanla Birlikte")
Marş: 
Du gamla, Du fria[b]
(İngilizce: "Thou ancient, Thou free")
Kraliyet marşı: 
Kungssången
(İngilizce: "Song of the King")
EU-Sweden (orthographic projection).svg
EU-Sweden.svg
İsveç'in konumu (koyu yeşil)

- Avrupa'da (yeşil & koyu gri)
- Avrupa Birliği'nde (yeşil) - [Efsane]

Sermaye
ve en büyük şehir
Stockholm
59°21′N 18°4′E / 59.350°N 18.067°E
Resmi dillerİsveççe[c]
Ulusal azınlık dilleri
  • Sámi
  • Fince
  • Meänkieli
  • Romani
  • Yidiş
Din
(2017)
  • 66,8 Hristiyanlık
  • -60,3% İsveç Kilisesi
  • -%6,5 Diğer Hristiyan
  • 27,0 Bağlantısız
  • 5,0 İslam
  • 1,2 Diğer
Demonim(ler)
  • İsveç
  • İsveçli
HükümetÜniter parlamento
anayasal monarşi
- Monarch
Carl XVI Gustaf
- Riksdag Konuşmacısı
Andreas Norlén
- Başbakan
Magdalena Andersson
Yasama OrganıRiksdag
Tarih
- Birleşik bir İsveç krallığı kuruldu
12. yüzyılın başlarında
- Kalmar Birliği'nin bir parçası
17 Haziran 1397 - 6 Haziran 1523
- İsveç-Norveç Birliği'nin bir parçası
4 Kasım 1814 - 26 Ekim 1905
- Avrupa Birliği'ne katıldı
1 Ocak 1995
Alan
- Toplam
450.295 km2 (173.860 sq mi) (55.)
- Su (%)
8.37 (2015)
Nüfus
- Şubat 2021 tahmini
Neutral increase 10.402.070 (88.)
- Yoğunluk
25/km2 (64,7/sq mi) (198.)
GSYİH (SAGP)2020 tahmini
- Toplam
Increase 563,882 milyar dolar (39.)
- Kişi başına
Increase $52,477 (16.)
GSYİH (nominal)2020 tahmini
- Toplam
Decrease 528,929 milyar dolar (23.)
- Kişi başına
Decrease $50,339 (12.)
Gini (2021)Positive decrease 26.8
düşük
HDI (2019)Increase 0.945
çok yüksek - 7.
Para Birimiİsveç Kronu (SEK)
Saat dilimiUTC+1 (CET)
- Yaz (DST)
UTC+2 (CEST)
Tarih formatıyyyy/mm/dd
Sürüş tarafısağ[e]
Çağrı kodu+46
ISO 3166 koduSE
İnternet TLD.se[f]
Web sitesi
sweden.se
  1. ^ "För Sverige - I tiden" Carl XVI Gustaf tarafından kişisel sloganı olarak benimsenmiştir.
  2. Du gamla, Du fria hiçbir zaman resmi olarak milli marş olarak kabul edilmemiştir, ancak geleneksel olarak öyledir.
  3. 1 Temmuz 2009'dan beri. Diğer beş dil resmi olarak azınlık dili olarak tanınmaktadır: Fince, Meänkieli, Romani, Sami ve Yidiş. İsveç İşaret Dili de özel bir statüye sahiptir.
  4. ^ Yabancı kökenli kişiler, yabancı doğumlu veya yabancı doğumlu ebeveynlerle İsveç'te doğan kişiler olarak tanımlanmaktadır. İsveç hükümeti etnik kökene ilişkin herhangi bir istatistik tutmadığından, İsveç'teki göçmenlerin ve onların soyundan gelenlerin etnik kökenlerine ilişkin kesin rakamlar bulunmamaktadır. Ancak bu, göçmenlerin kaydedilen ulusal geçmişleri ile karıştırılmamalıdır.
  5. 3 Eylül 1967'den beri.
  6. Diğer Avrupa Birliği üye ülkeleri ile paylaşıldığı için .eu alan adı da kullanılmaktadır.

İsveç (İsveççe: Sverige [ˈsvæ̌rjɛ] (dinle)), resmi olarak İsveç Krallığı (İsveççe: Konungariket Sverige [ˈkôːnɵŋaˌriːkɛt ˈsvæ̌rjɛ] (dinle)), Kuzey Avrupa'da bir ülkedir. Batıda ve kuzeyde Norveç, doğuda Finlandiya ile sınır komşusudur ve güneybatıda Danimarka'ya Öresund Nehri üzerinden bir köprü-tünel ile bağlıdır. İsveç, 450.295 kilometrekarelik (173.860 sq mi) yüzölçümüyle en büyük İskandinav ülkesi, Avrupa Birliği'nin en büyük üçüncü ülkesi ve Avrupa'nın en büyük beşinci ülkesidir. Başkenti ve en büyük şehri Stockholm'dür. İsveç'in toplam nüfusu 10,4 milyondur ve nüfus yoğunluğu kilometre kare başına 25,5 kişidir (66/sq mi) ve İsveçlilerin yaklaşık %87'si ülkenin orta ve güney yarısındaki kentsel alanlarda ikamet etmektedir.

Germen halkları tarih öncesi çağlardan beri İsveç'te yaşamakta olup tarihe Geatlar (İsveççe: Götar) ve İsveçliler (Svear) olarak geçmiş ve İskandinavlar olarak bilinen deniz halklarını oluşturmuşlardır. Bağımsız bir İsveç devleti 12. yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır. İskandinav nüfusunun yaklaşık üçte birinin 14. yüzyılın ortalarında Kara Ölüm'de ölmesinin ardından Hansa Birliği'nin Kuzey Avrupa'daki hâkimiyeti İskandinavya'yı ekonomik ve siyasi olarak tehdit etti. Bu durum 1397'de İsveç'in 1523'te ayrıldığı İskandinav Kalmar Birliği'nin kurulmasına yol açtı. İsveç, Otuz Yıl Savaşları'na Protestan tarafında katılınca topraklarında bir genişleme başladı ve sonunda İsveç İmparatorluğu kuruldu, bu imparatorluk 18. yüzyılın başlarına kadar Avrupa'nın büyük güçlerinden biri oldu.

İskandinav Yarımadası dışındaki İsveç toprakları 18. ve 19. yüzyıllar boyunca kademeli olarak kaybedildi ve 1809'da bugünkü Finlandiya'nın Rusya tarafından ilhak edilmesiyle sona erdi. İsveç'in doğrudan müdahil olduğu son savaş 1814 yılında Norveç'in askeri olarak kişisel bir birliğe zorlanması ve bu birliğin 1905 yılında barışçıl bir şekilde feshedilmesiydi. İsveç 2014 yılında 200 yıllık barış dönemini kutlayarak İsviçre'nin barış rekorunu bile kırmıştır. İsveç, Soğuk Savaş sırasında gizlice ABD nükleer denizaltılarına güvenmesine rağmen, savaş zamanında resmi tarafsızlık politikasını sürdürdü ve barış zamanında askeri ittifaklara katılmadı. İsveç 2008'den beri AB savaş gruplarına katılmış, NATO'ya istihbarat sağlamış ve 2009'dan beri açıkça NATO ile işbirliğine yönelmiştir. İsveç 2022 yılında NATO üyeliği için başvuruda bulunmuş ve Madrid'deki NATO Zirvesi'nde ittifaka katılmaya resmen davet edilmiştir.

İsveç anayasal bir monarşi ve parlamenter demokrasiye sahip olup yasama yetkisi 349 üyeli tek meclisli Riksdag'a aittir. Üniter bir devlet olup, şu anda 21 il ve 290 belediyeye bölünmüştür. İsveç, vatandaşlarına evrensel sağlık hizmeti ve üçüncül eğitim sağlayan bir İskandinav sosyal refah sistemini sürdürmektedir. Dünyanın kişi başına düşen en yüksek on birinci gelirine sahiptir ve yaşam kalitesi, sağlık, eğitim, sivil özgürlüklerin korunması, ekonomik rekabet gücü, gelir eşitliği, cinsiyet eşitliği, refah ve insani kalkınma konularında çok üst sıralarda yer almaktadır. İsveç 1 Ocak 1995 tarihinde Avrupa Birliği'ne katılmış ancak yapılan referandumun ardından Avro Bölgesi üyeliğini reddetmiştir. İsveç aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Nordik Konseyi, Avrupa Konseyi, Dünya Ticaret Örgütü ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesidir.

İsveç, meclis sistemine sahip, meşruti monarşi ile yönetilen bir ülkedir. Ekonomi bakımından gelişmiş bir ülke olan İsveç, The Economist'in Demokrasi İndeksi'ne göre birinci sırada olup Birleşmiş Milletler'in 2019 İnsani Gelişme Endeksi'ne göre de 7. sıradadır. Ülke bunun yanında 1 Ocak 1995 tarihinden beri bir Avrupa Birliği ülkesidir.

Etimoloji

İsveç kelimesi 17. yüzyıl Orta Felemenkçe ve Orta Aşağı Almanca'dan türetilmiştir. 1287 gibi erken bir tarihte, Orta Felemenkçe'de tekil hali swede olan lande van s'weden '("İsveçlilerin (ülkesi)") kelimesine atıfta bulunulmaktadır. Eski İngilizcede ülke Swéoland ve Swíoríce (Eski Nors Svíþjóð) olarak adlandırılmıştır. Anglo-Norman 12. ve 13. yüzyıllarda Suane, Swane (Suaneis olarak sıfatla birlikte) kullanmıştır. İskoçççada Swane, Swaine, 16. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Erken Modern İngilizcede Swedeland kullanılmıştır.

İsveççe Sverige ismi (Svea ve rike kelimelerinin bileşimi, [k] ünsüzünün uzamasıyla, ilk olarak Beowulf'taki akraba Swēorice'de kaydedilmiştir) kelimenin tam anlamıyla Götaland'daki Geatlar hariç "İsveçlilerin ülkesi" anlamına gelir.

Danca ve Norveççe'de Sverige, Faroe dilinde Svøríki, İzlandaca'da Svíþjóð ve bazı Fin dillerinde Ruotsi (Fince) ve Rootsi (Estonca) gibi, genellikle Ruslar olarak bilinen ve etimolojik olarak Rusya'nın İngilizce adıyla ilişkili olan Roslagen, Uppland'ın kıyı bölgelerinden gelen insanlara atıfta bulunduğu düşünülen isimler haricinde, İsveç adının varyasyonları çoğu dilde kullanılmaktadır.

İsveçlilerin ve dolayısıyla İsveç'in etimolojisinin genellikle "kendi" anlamına gelen ve kişinin kendi Cermen kabilesine atıfta bulunan *s(w)e kökünden türediği kabul edilir.

Tarih

Tarih öncesi

İsveç'in tarih öncesi dönemi yaklaşık MÖ 12000'li yıllara uzanan Allerød salınımı dönemine kadar uzanmaktadır. Eski Taş Çağı sonlarında rastlanan Bromme Kültürü'ne ait ren geyiği av kamplarına ülkenin en güneyinde bir buz kenarında rastlanmıştır. Bu dönemdeki halk, avcı-toplayıcı olarak yaşayan ve taş teknolojisiyle avlanan bir grup insandan ibarettir.

Tanum, Bohuslän'dan kaya oymaları. Bu tür oymalar İskandinavya'da rastlanması en sıradan olan tarihi bulgulardır. Bunlardan birkaç bin tanesi de yalnızca İsveç'te bulunmuştur.

Tarım, hayvancılık, ölü gömme törenleri ve işlemeli çömlekler MÖ 4.000 civarında Avrupa'dan geçen Funnel Beaker kültürü ile yerleşti.

İsveç'in güneyi, hayvancılık ve tarımsal açıdan İskandinav Tunç Çağı Kültürü alanının parçası oldu, bunun en önemli nedeni İsveç'in bu kültürün merkezi olan Danimarka'nın yakın çevresinde olmasıydı. Dönem, yaklaşık MÖ 1700 yıllarında Avrupa'dan tunç ithalatının başlamasıyla başladı. Bakır madenciliği bu dönemde henüz var olmadığından ve İskandinavya'da kalay madeni bulunmadığından bütün metallerin ithal edilmesi gerekiyordu.

İskandinav Tunç Çağı tamamen şehircilik-öncesiydi, insanlar küçük köylerde tek katlı ahşap uzun-evler (:en:long-house) bulunan çiftliklerde yaşıyorlardı.

Roma işgali haricindeki İsveç'in Demir Çağı, bilinen sayısı yaklaşık 1100 olan taş yapı ve manastırları ile dikkat çeker. Bu dönemin çoğu protohistoriktir (:en:proto-history), yani yazılı kaynaklar vardır fakat inanılırlığı düşüktür. Yazılı malzemelerden arta kalan parçalar, ya söz konusu zamandan çok sonraları uzak bölgelerde ya da yerinde ve çağında ama son derece kısa yazılmıştır.

Jämtlanddan sığın resmedilmiş bir kaya. Kaya resimleri (piktograf) sadece kuzey İskandinavya'da bulunmaktadır.

İklimin çok kötüleşmesi çiftçileri kışları sığırları kapalı tutmak zorunda bıraktı, bu da yıllık gübre birikimine yol açtı, böylece gübre ilk kez sistematik olarak toprak iyileştirilmesi için kullanılabildi. İmparatorluk sınırlarını Ren'den Elbe'ye kadar genişletmeyi amaçlayan Roma girişimi 9'da, Cermenler tarafından Teutoburg Ormanı Savaşı'nda pusuya düşürülen Publius Quinctilius Varus komutasındaki Roma lejyonlarının mağlup edilmesiyle durduruldu. Bu tarihlerde, Romalılar ile artan ilişkinin sonucu olarak, İskandinavya'nın kültür ortamında önemli bir değişiklik yaşandı.

2. yüzyıldan itibaren, güney İsveç'in tarımsal arazilerinin çoğu düşük taş duvarlarla parsellere ayrıldı. Arazileri daimi tarla ve çayırlara böldüler; duvarın bir tarafında kış için biriktirilmiş yemler, ve diğer tarafında sığırların otladığı ağaçlık dış arazi vardı. Bu peyzaj düzeni ilkesi 19. yüzyıla kadar sürdü. Roma Dönemi'nde ayrıca, ülkenin kuzeyinin üçte ikisinin Baltık kıyılarına kadar uzanan tarımsal yerleşiminin ilk büyük çaplı genişlemesi görüldü.

İsveç, 98'de Tacitus'un Germania adlı kitabı ile proto-historik döneme girer. Germania 44, 45'te İsveçlilerden, her iki ucunda da pruva olan gemilere (viking yelkenlisi) sahip, Suiones adlı güçlü bir kabile olarak bahsedilir. Hangi kralların (kuningaz) bu Suiones kabilesini yönettiği bilinmese de İskandinav mitolojisinde MÖ son yüzyıla kadar uzanan efsanevi ve yarı-efsanevi kralların adı geçer. İsveç'in kendi yazılı eserleri ise 2. yüzyılda güneydeki İskandinav elitler tarafından icat edilen Runik yazı ile başlar. Fakat Roma Döneminden günümüze ulaşan runik yazıların tümü eşyaların üzerindeki kısa parçalardır. Erkek adlarının çoğuna bakarak güney İskandinavya insanlarının bu dönemde Proto-Nors (İsveççenin ve diğer Kuzey Cermen dillerinin atası olduğu varsayılan dil) konuştuğu düşünülmektedir.

6. yüzyılda Jordanes, Scandza'da yaşayan Suehans ve Suetidi adında iki kabileden bahseder. Bu iki adın da aynı kabileye ait olduğu düşünülmektedir. Jordanes'in yazılarına göre, Suehansların aynı "Thyringi" kabilesi gibi çok iyi atları vardır (alia vero gens ibi moratur Suehans, quae velud Thyringi equis utuntur eximiis). Snorri Sturluson, çağdaşı İsveç kralı Adils'in (Eadgils) zamanının en iyi atlarına sahip olduğunu yazmıştır. Suehanslar, Roma pazarı için siyah tilki derilerinin tedarikçileriydi. Jordenes'in verdiği Suetidi adının, Svitjod'in o zamanlardaki Latince biçimi olduğu düşünülmektedir. Gene Jordenes, Suetidi'lerle beraber aynı soydan gelen Danların en uzun erkekler olduğunu yazar ve sonra da aynı boyda olan diğer İskandinav kabilelerinden bahseder.

İsveç Ulusal Eski Eserler Müzesi'nde Vendel dönemine ait bir miğfer

Vikingler

Viking keşif gezileri (mavi çizgiler)

İsveç Viking Çağı kabaca sekizinci yüzyıldan 11. yüzyıla kadar sürmüştür. İsveçli Vikinglerin ve Gutarların çoğunlukla doğu ve güneye seyahat ederek Finlandiya, Estonya, Baltık ülkeleri, Rusya, Belarus, Ukrayna, Karadeniz ve hatta Bağdat'a kadar gittiklerine inanılmaktadır. Rotaları Dinyeper'in güneyinden geçerek çok sayıda akın düzenledikleri Konstantinopolis'e ulaşıyordu. Bizans İmparatoru Theophilos onların savaştaki büyük becerilerini fark etmiş ve onları Varangian Muhafızları olarak bilinen kişisel koruması olarak hizmet etmeye davet etmiştir. Rus olarak adlandırılan İsveçli Vikinglerin Kiev Rus'unun kurucuları olduğuna inanılmaktadır. Arap seyyah İbn Fadlan bu Vikingleri şu şekilde tanımlamıştır:

Rusları tüccar yolculuklarına çıkarken ve İtil'de kamp kurarken gördüm. Hurma ağacı kadar uzun boylu, sarışın ve al benizli, daha mükemmel fiziksel örnekler görmedim; ne tunik ne de kaftan giyerler, ancak erkekler vücudun bir tarafını örten ve bir eli serbest bırakan bir giysi giyerler. Her erkeğin bir baltası, bir kılıcı ve bir bıçağı vardır ve her birini her zaman yanında taşır. Kılıçlar geniş ve yivlidir, Frenk türündendir.

800-1099 yılları arasına tarihlenen Tjängvide resim taşı, Viking sanatının bir örneği

Bu İsveçli Vikinglerin eylemleri İsveç'teki Yunanistan ve Varangian runik taşları gibi birçok runik taşta anılmaktadır. Ayrıca batıya doğru yapılan seferlere de önemli ölçüde katılım olmuştur ve bunlar İngiltere runik taşları gibi taşlarda anılmaktadır. Son büyük İsveç Viking seferi, Hazar Denizi'nin güney doğusundaki Serkland bölgesine yapılan talihsiz Uzak Gezgin Ingvar seferi gibi görünmektedir. Üyeleri Ingvar runik taşlarında anılmakta olup, bunların hiçbirinde kurtulanlardan bahsedilmemektedir. Mürettebata ne olduğu bilinmemektedir, ancak hastalıktan öldüklerine inanılmaktadır.

İsveç Krallığı

İsveç krallığının ne zaman ve nasıl doğduğu bilinmemektedir, ancak İsveç hükümdarlarının listesi, Muzaffer Eric'ten başlayarak hem Svealand'ı (İsveç) hem de Götaland'ı (Gothia) tek bir eyalet olarak yönettiği bilinen ilk krallardan alınmıştır. İsveç ve Gothia bundan çok önce ve antik çağlardan beri iki ayrı ulustu. Ne kadar süredir var oldukları bilinmemektedir: Beowulf adlı epik şiir, altıncı yüzyıldaki yarı efsanevi İsveç-Geatish savaşlarını anlatır. Bu anlamda Götaland esas olarak Östergötland (Doğu Gothia) ve Västergötland (Batı Gothia) illerini içerir. Gotland adası o dönemde İsveçlilerden başka (Danimarka, Hansa ve Gotland-yerli) devletler tarafından da tartışılmaktaydı. Småland o dönemde derin çam ormanları nedeniyle kimsenin ilgisini çekmiyordu ve sadece kalesiyle Kalmar şehri önemliydi. İskandinav yarımadasının güneybatı kısımları üç Danimarka eyaletinden (Scania, Blekinge ve Halland) oluşuyordu. Halland'ın kuzeyinde Danimarka'nın Norveç'e ve onun Bohuslän eyaletine doğrudan sınırı vardı. Ancak Norrland'ın güney kıyı şeridi boyunca İsveç yerleşimleri vardı.

Gamla Uppsala (Eski Uppsala), İsveç'in ilk günlerinde dini ve siyasi öneme sahip bir yerdi

İskandinav Viking Çağı'nın ilk dönemlerinde, Danimarka'nın Scania eyaletindeki Ystad ve Gotland'daki Paviken gelişen ticaret merkezleriydi, ancak erken dönem İsveç Krallığı'nın bir parçası değillerdi. Ystad'da MS 600 ila 700 yıllarına tarihlenen büyük bir pazar olduğuna inanılan kalıntılar bulunmuştur. Dokuzuncu ve onuncu yüzyıllarda Baltık bölgesinde önemli bir ticaret merkezi olan Paviken'de, gemi inşa tersaneleri ve el sanatları endüstrilerinin bulunduğu büyük bir Viking Çağı limanının kalıntıları bulunmuştur. 800 ve 1000 yılları arasında ticaret Gotland'a bol miktarda gümüş getirmiştir ve bazı bilim adamlarına göre bu dönemin Gotlandlıları İskandinavya'nın geri kalan nüfusunun toplamından daha fazla gümüş biriktirmiştir.

Aziz Ansgar genellikle 829 yılında Hıristiyanlığı getirmiş olarak kabul edilir, ancak yeni din 12. yüzyıla kadar paganizmin yerini tam olarak almaya başlamamıştır. 11. yüzyıl boyunca Hıristiyanlık yaygın din haline geldi ve 1050'den itibaren İsveç Hıristiyan bir ulus olarak sayıldı. 1100 ve 1400 yılları arasındaki dönem, İskandinav krallıkları arasındaki iç güç mücadeleleri ve rekabet ile karakterize edilmiştir. IX Eric efsanesine ve Eric Kroniklerine göre 1150-1293 yıllarında İsveç kralları pagan Finlandiya'ya Finlere, Tavastianlara ve Karelyalılara karşı birinci, ikinci ve üçüncü haçlı seferlerini düzenlemiş ve artık İsveç'le hiçbir bağlantısı kalmayan Ruslarla çatışmaya başlamıştır. İsveç'in Finlandiya'nın kıyı bölgelerini kolonileştirmesi de 12. ve 13. yüzyıllarda başlamıştır. 14. yüzyılda kolonizasyon daha organize bir hal almaya başladı ve yüzyılın sonunda Finlandiya'nın kıyı bölgelerinin birçoğunda çoğunlukla İsveçliler yaşıyordu.

Skog duvar halısı, büyük olasılıkla 13. yüzyılın sonlarında yapılmıştır.

Bu dönemde Danimarka Krallığı'nın bir parçası olan İskandinav yarımadasının güneybatısındaki Scania, Blekinge ve Halland eyaletleri dışında, İsveç'te feodalizm hiçbir zaman Avrupa'nın geri kalanında olduğu gibi gelişmedi. Bu nedenle köylülük, İsveç tarihinin büyük bir bölümünde özgür çiftçilerden oluşan bir sınıf olarak kalmıştır. Kölelik (kölelik de denir) İsveç'te yaygın değildi ve var olan kölelik de Hıristiyanlığın yayılmasının yanı sıra Baltık Denizi'nin doğusundaki topraklardan köle elde etmenin zorluğu ve 16. yüzyıldan önce şehirlerin gelişmesi sayesinde ortadan kalkma eğilimindeydi. Gerçekten de hem kölelik hem de serflik 1335 yılında Kral Magnus IV'ün bir kararnamesiyle tamamen kaldırılmıştır. Eski köleler köylülüğe katılma eğilimindeydi ve bazıları şehirlerde işçi olarak çalışıyordu. Yine de İsveç, takasın başlıca değişim aracı olduğu fakir ve ekonomik olarak geri kalmış bir ülke olarak kaldı. Örneğin, Dalsland eyaletindeki çiftçiler tereyağlarını İsveç'in maden bölgelerine taşıyor ve orada demirle takas ediyor, daha sonra sahile götürüp balıkla takas ediyorlardı.

14'üncü yüzyılın ortalarında İsveç'i Kara Ölüm vurdu. İsveç'in ve Avrupa'nın çoğu nüfusu yok oldu. Nüfus (aynı bölgede) 19. yüzyılın başına kadar bir daha 1348 yılındaki sayılara ulaşamadı. Nüfusun üçte biri 1349-1351 yılları arasındaki üç yıllık dönemde öldü. Bu dönemde İsveç şehirleri daha fazla hak elde etmeye başladı ve özellikle Visby'de aktif olan Hansa Birliği'nin Alman tüccarlarından güçlü bir şekilde etkilendi. 1319 yılında İsveç ve Norveç, Kral Magnus Eriksson yönetiminde birleşti ve 1397 yılında Danimarka Kraliçesi I. Margaret, Kalmar Birliği aracılığıyla İsveç, Norveç ve Danimarka'nın kişisel birliğini etkiledi. Ancak Margaret'in Danimarka'yı merkez alan halefleri İsveç soylularını kontrol edemedi.

I. Gustav İsveç'i Danimarka Kralı Christian II'den kurtararak Kalmar Birliği'ne son verdi. İsveç ve Polonya'yı 17. yüzyıla kadar yönetecek olan Vasa Hanedanı'nı kurdu.

İsveç tacı, krallığın varlığı süresince birçok kez çocuk krallara miras kaldı; sonuç olarak gerçek iktidar, İsveç parlamentosu tarafından seçilen naipler (özellikle Sture ailesinden olanlar) tarafından uzun süreler boyunca elde tutuldu. İsveç üzerinde silah zoruyla hak iddia eden Danimarka Kralı 2. Christian, 1520 yılında Stockholm'de İsveçli soylulara yönelik bir katliam emri verdi. "Stockholm kan banyosu" olarak bilinen bu olay İsveç soylularını yeni bir direnişe sevk etti ve 1523'te 6 Haziran'da (bugün İsveç'in ulusal bayramı) Gustav Vasa'yı kralları yaptılar. Bu bazen modern İsveç'in kuruluşu olarak kabul edilir. Kısa bir süre sonra yeni kral Katolikliği reddetti ve İsveç'i Protestan Reformu'na götürdü.

Hansa Birliği, 1356 yılında Kuzey Almanya'nın Baltık kıyısındaki Lübeck'te resmen kurulmuştu. Birlik, Baltık Denizi kıyısındaki ülke ve şehirlerin prensleri ve kraliyet ailelerinden sivil ve ticari ayrıcalıklar talep ediyordu. Karşılığında, katılan şehirlere belirli bir miktar koruma teklif ettiler. Kendi donanmalarına sahip olan Hansa, Baltık Denizi'ni korsanlardan arındırmayı başardı. Hansa'nın elde ettiği ayrıcalıklar arasında, bulundukları limanlardan sadece Hansa vatandaşlarının ticaret yapmasına izin verileceğine dair güvenceler de vardı. Tüm gümrük ve vergilerden muaf olmak için anlaşma istediler. Bu imtiyazlar sayesinde Lübeckli tüccarlar Stockholm'e akın etti ve kısa sürede kentin ekonomik yaşamına egemen oldular ve liman kenti Stockholm'ü İsveç'in önde gelen ticaret ve sanayi kenti haline getirdiler. Hansa ticareti altında, Stockholm'ün ithalatının üçte ikisi tekstil ürünlerinden, kalan üçte biri ise tuzdan oluşuyordu. İsveç'ten ihraç edilen başlıca ürünler demir ve bakırdı.

Ancak İsveçliler, Hansa'nın (çoğunlukla Alman vatandaşlarından oluşan) tekelci ticaret pozisyonuna ve Hansa'ya kaptırdıklarını düşündükleri gelire içerlemeye başladılar. Sonuç olarak, Gustav Vasa ya da I. Gustav Hansa Birliği'nin tekel gücünü kırdığında İsveç halkı tarafından bir kahraman olarak görülmüştür. Tarih artık I. Gustav'ı modern İsveç ulusunun babası olarak görmektedir. Gustav tarafından atılan temellerin gelişmesi zaman alacaktı. Dahası, İsveç geliştiğinde, Hansa Birliği'nden kurtulduğunda ve altın çağına girdiğinde, köylülüğün geleneksel olarak özgür olması, feodal bir toprak sahibi sınıfa gitmek yerine ekonomik faydaların daha fazlasının onlara geri akması anlamına geliyordu.

16. yüzyılın sonları, kalan Katolikler ile yeni Protestan topluluklar arasındaki rekabetin son evresine damgasını vurdu. 1592'de Gustav Vasa'nın Katolik torunu ve Polonya kralı Sigismund İsveç tahtına çıktı. Karşı-Reform'u başlatarak Roma'nın etkisini güçlendirmeye çalıştı ve geçici olarak Polonya-İsveç Birliği olarak bilinen ikili bir monarşi kurdu. Protestanlara karşı hoşgörüsüzlükle karakterize edilen despot yönetimi, İsveç'i yoksulluğa sürükleyen bir iç savaşa yol açtı. Buna karşı Sigismund'un amcası ve halefi Charles Vasa, 1593 yılında Uppsala Sinodunu toplayarak modern İsveç Kilisesi'nin Lutherci olduğunu resmen onayladı. Sigismund, 1599'da tahttan indirilmesinin ardından her ne pahasına olursa olsun tahtı geri almaya çalıştı ve Polonya ile İsveç arasındaki düşmanlıklar sonraki yüz yıl boyunca devam etti.

İsveç İmparatorluğu

Gustavus Adolphus 1631'de Breitenfeld Savaşı'nda.

17. yüzyıl boyunca İsveç, Avrupa'nın büyük bir gücü olarak ortaya çıktı. İsveç İmparatorluğu'nun ortaya çıkışından önce İsveç, Avrupa medeniyetinin sınırında, önemli bir gücü veya itibarı olmayan, fakir ve seyrek nüfuslu bir ülkeydi. İsveç, kral Gustavus Adolphus döneminde kıta ölçeğinde öne çıktı ve Otuz Yıl Savaşları da dahil olmak üzere birçok çatışmada Rusya ve Polonya-Litvanya'dan topraklar ele geçirdi.

Otuz Yıl Savaşları sırasında İsveç, Kutsal Roma devletlerinin yaklaşık yarısını fethetti ve 1631'de Breitenfeld Savaşı'nda İmparatorluk ordusunu yenilgiye uğrattı. Gustavus Adolphus, birleşik bir İskandinavya ve Kutsal Roma devletlerini yöneterek yeni Kutsal Roma İmparatoru olmayı planladı, ancak 1632'de Lützen Savaşı'nda öldürüldü. İsveç'in savaştaki tek önemli askeri yenilgisi olan 1634'teki Nördlingen Savaşı'ndan sonra, Alman eyaletleri arasındaki İsveç yanlısı duygular azaldı. Bu Alman eyaletleri birer birer İsveç iktidarından koptu ve İsveç'e sadece birkaç kuzey Alman bölgesi kaldı: İsveç Pomeranya'sı, Bremen-Verden ve Wismar. Savaşın son yıllarında, 1643'ten 1645'e kadar İsveç ve Danimarka-Norveç arasında Torstenson Savaşı yaşandı. Bu çatışmanın sonucu ve Otuz Yıl Savaşları'nın sona ermesi, savaş sonrası İsveç'in Avrupa'da önemli bir güç haline gelmesine yardımcı oldu.

İsveç İmparatorluğu 1611 ve 1815 yılları arasında, 1658 ve 1660 yılları arasında mutlak zirveye ulaşmıştır.

İsveç, 17. yüzyılın ortalarında yüzölçümü bakımından Avrupa'nın üçüncü büyük ülkesiydi ve sadece Rusya ve İspanya'yı geride bırakıyordu. İsveç en geniş topraklarına X. Charles'ın yönetimi altında, 1658'de Roskilde Antlaşması'ndan sonra, X. Charles'ın Danimarka Kuşakları'nı riskli ama başarılı bir şekilde geçmesinin ardından ulaştı. İsveç'in bu dönemdeki başarısının temelinde I. Gustav'ın 16. yüzyılda İsveç ekonomisinde yaptığı büyük değişiklikler ve Protestanlığı getirmesi yatmaktadır. 17. yüzyılda İsveç, örneğin Polonya-Litvanya Topluluğu ile birçok savaşa girmiş, her iki taraf da bugünkü Baltık devletlerinin toprakları için rekabet etmiş ve İsveç Kircholm Savaşı'nda önemli bir yenilgiye uğramıştır. Finlandiya nüfusunun üçte biri, ülkeyi vuran 1695-1697 yıllarındaki yıkıcı Büyük Kıtlık'ta öldü. Kıtlık İsveç'i de vurdu ve İsveç nüfusunun yaklaşık %10'u öldü.

İsveçliler, Polonya-Litvanya Topluluğu'na Tufan olarak bilinen bir dizi istila gerçekleştirdi. Yarım yüzyıldan fazla süren neredeyse sürekli savaşların ardından İsveç ekonomisi kötüye gitmişti. Ekonomiyi yeniden inşa etmek ve orduyu yeniden düzenlemek X. Charles'ın oğlu XI. Charles'ın hayat boyu görevi oldu. Oğlu, İsveç'in gelecekteki hükümdarı XII Charles'a bıraktığı miras, dünyanın en iyi cephaneliklerinden biri, büyük bir daimi ordu ve büyük bir donanmaydı. O dönemde İsveç için en ciddi tehdit olan Rusya daha büyük bir orduya sahipti ama hem teçhizat hem de eğitim açısından çok geride kalmıştı.

Büyük Kuzey Savaşı'nın ilk muharebelerinden biri olan 1700'deki Narva Muharebesi'nden sonra Rus ordusu o kadar ağır bir yıkıma uğradı ki İsveç'in Rusya'yı işgal etme şansı doğdu. Ancak XII Charles Rus ordusunu takip etmek yerine Polonya-Litvanya'ya yöneldi ve Polonya kralı Güçlü Augustus II ile Sakson müttefiklerini 1702'deki Kliszów Savaşı'nda yenilgiye uğrattı. Bu, Rusya'ya ordusunu yeniden inşa etmek ve modernize etmek için zaman kazandırdı.

1709'daki Poltava Muharebesi. Sonraki yıllarda Rusya ve müttefikleri Baltık kıyısındaki tüm İsveç egemenliklerini ve hatta Finlandiya'yı işgal etti.

Polonya'yı işgal etme başarısından sonra, XII Charles Rusya'yı işgal etme girişiminde bulunmaya karar verdi, ancak bu 1709'daki Poltava Savaşı'nda kesin bir Rus zaferiyle sonuçlandı. Kazak akınlarına, Rus Çarı Büyük Petro'nun yakıp yıkma tekniklerine ve 1709'un aşırı soğuk kışına maruz kalan uzun bir yürüyüşün ardından İsveçliler, Poltava'da Rus ordusu karşısında sayıca çok az ve moralleri çökmüş bir şekilde zayıflamış olarak duruyordu. Bu yenilgi İsveç İmparatorluğu için sonun başlangıcı anlamına geliyordu. Buna ek olarak, Doğu Orta Avrupa'yı kasıp kavuran veba salgını İsveç egemenlik alanlarını harap etti ve 1710'da Orta İsveç'e ulaştı. 1715'te İsveç'e dönen Charles XII, sırasıyla 1716 ve 1718'de Norveç'e karşı iki sefer düzenledi. İkinci girişim sırasında Fredriksten kalesinin kuşatılması sırasında vurularak öldürüldü. İsveçliler Fredriksten'de askeri olarak yenilmedi, ancak seferin tüm yapısı ve organizasyonu kralın ölümüyle dağıldı ve ordu geri çekildi.

1721'de Nystad Antlaşması'yla geniş topraklardan feragat etmek zorunda kalan İsveç, imparatorluk ve Baltık Denizi'ndeki hâkim devlet olma konumunu da kaybetti. İsveç'in etkisini kaybetmesiyle Rusya bir imparatorluk olarak ortaya çıktı ve Avrupa'nın baskın uluslarından biri haline geldi. Savaş 1721'de sona erdiğinde İsveç, 150.000'i bugünkü İsveç topraklarından, 50.000'i de İsveç'in Finlandiya bölgesinden olmak üzere tahmini 200.000 askerini kaybetmişti.

18. yüzyılda İsveç, İskandinavya dışındaki topraklarını korumak için yeterli kaynağa sahip değildi ve bunların çoğu kaybedildi. 1809'da doğu İsveç'in Rusya'ya kaybedilmesiyle doruğa ulaşan bu topraklar, İmparatorluk Rusya'sında son derece özerk Finlandiya Büyük Prensliği haline geldi.

Baltık Denizi'nde İsveç hakimiyetini yeniden tesis etmek isteyen İsveç, Napolyon Savaşları'nda geleneksel müttefiki ve velinimeti Fransa'ya karşı ittifak kurdu. Ancak 1810'da bir Fransız Mareşal, Jean-Baptiste Bernadotte, yıpranmış Charles XIII'ün varis adayı olarak seçildi; 1818'de Bernadotte Hanedanını kurdu ve Charles XIV'ün kraliyet adını aldı. İsveç'in Leipzig Savaşı'ndaki rolü, Fransa'nın müttefiki olan Danimarka-Norveç'i 14 Ocak 1814'te Kiel Antlaşması'yla kuzey Alman eyaletleri karşılığında Norveç'i İsveç Kralı'na bırakmaya zorlama yetkisi verdi. Norveç'in egemen bir devlet olarak statüsünü koruma girişimleri İsveç kralı Charles XIII tarafından reddedildi. Charles, 27 Temmuz 1814'te Norveç'e karşı askeri bir sefer başlattı ve bu sefer Moss Konvansiyonu ile sonuçlanarak Norveç'i 1905'e kadar sürecek olan İsveç tacı altında İsveç ile kişisel bir birliğe zorladı. 1814 harekâtı İsveç'in son kez savaşa girdiği tarihtir.

Modern tarih

İsveç Sömürge İmparatorluğu ve deniz aşırı toprakları (1650)

18 ve 19. yüzyıllarda İsveç nüfus bakımında büyük bir artışa sahne oldu. 1833 yılında Esaias Tegnér adlı yazar bunu " barış, aşı (çiçek) ve patates" şeklinde özetlemiştir. 1750 ve 1850 yılları arasında İsveç nüfusu ikiye katlandı. Bazı uzmanlara göre Amerika Birleşik Devletleri'ne gerçekleşen İsveç göçünün, İsveç halkının kıtlık ve isyanlardan korunmasını sağlayan en önemli unsur olduğu öne sürülmektedir. Özellikle 1880'lerde nüfusun yüzde birinden fazlası aşamalı olarak Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti. Buna karşılık, İsveç yine de yoksul olarak kaldı. İsveç, başta Danimarka olmak üzere sanayiden dolayı gelişmeye başlayan Avrupa ülkelerine karşılık sanayisi büyük oranda tarıma dayalı olan bir ülkeydi. Birçok insan bu dönemde Amerika'yı daha iyi bir yer olarak gördü ve bir milyondan fazla İsveçli, Amerika'ya göç ettti. 20. yüzyılın başında, Amerika Birleşik Devletleri'nin Chicago kentinde, İsveç'in ikinci büyük kenti Göteborg'dan daha fazla İsveçli yaşamaktaydı. Ayrıca birçok İsveç vatandaşı da başta Minnesota ve Delaware olmak üzere Orta-Batı ABD'ye yerleşti. ABD'nin dışında da Kanada'ya ve Arjantin'e yerleşen İsveçlilerin olduğu bilinmektedir.

CIA tarafından oluşturulan ve İsveç'in en büyük kentlerinin, göllerinin, karayolu bağlantılarının ve demiryolu hatlarının şemasının bulunduğu bir harita. (Ayrıca bakınız: İsveç Atlası30 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.)

19. yüzyıldaki yavaş sanayileşme oranına rağmen, birçok önemli tarımsal değişiklik yaşandı. Özellikle bu alandaki yenilikçi atılımlar ve hızlı nüfus artışı nedeniyle tarım, ülkedeki en önemli ekonomik faaliyet oldu. Tarımsal alandaki yenilikçi atılımların başında arsaların çiftçilere verilmesi, tarımsal alanların değerinin arttırılması ve patates gibi yeni ürünlerin halka tanıtılması yer almaktadır. Bunun yanında İsveç'in Avrupa'nın diğer hiçbir tarafından görülmeyen bir şekilde halkını köylüleştirmeye başladı. Bunun bir sonucu olarak İsveç'in siyasi ilerleyişinde tarım, bir simge oldu ve Tarım Partisi (günümüzde Merkez Partisi) gibi siyasi oluşumlara önayak oldu. 1870 ve 1914 yılları arasında İsveç, sanayileşme alanında daha önemli çalışmalara başlayarak tarım dışındaki alanlarda da gelişme gösterdi.

19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren halkın taban sınıfı çeşitli girişimlerde bulundu. Çeşitli ticari örgütler, sendikalar ve bağımsız dinî örgütlerin sahne olduğu bu hareketler, İsveç'in günümüzdeki demokratikleşme sürecinde önemli bir katkıya sahip oldu. 1889 yılında İsveç Sosyal Demokrat Partisi kuruldu. Tüm bu çalışmaların bir sonucu olarak İsveç, dışa verdiği göçlere bir son vererek, I. Dünya Savaşı öncesinde göç alan bir demokratik ülke halini almaya başladı. İsveç'e geç gelen sanayi devrimi, 20. yüzyılda yoğun olarak kendini gösterdi. İnsanlar köylerden kentlere, çeşitli fabrikalarda çalışmak için göç etti. Ayrıca halkın büyük bir kısmı da sosyalist sendikalara üye oldu. 1917 yılındaki sosyalizme geçiş isteği geri çevrildi ve halka parlamenter sistem tanıtıldı. Bunun sonucunda ülke demokratikleşti.

Kuzey İsveç'teki açlığın resmi, 1867-1869 Kıtlığı
1905'te Göteborg'da gemiye binen İsveçli göçmenler

Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı

İsveç I. Dünya Savaşı sırasında resmi olarak tarafsızdı. Ancak Alman İmparatorluğu'nun baskısı altında Müttefik güçlere zarar veren adımlar attılar. Bunların en önemlileri Øresund kanalını kazarak Müttefik gemilerine kapatmaları ve Almanların denizaşırı elçiliklerine gizli mesajlar iletmek için İsveç tesislerini ve İsveç şifresini kullanmalarına izin vermeleridir. İsveç ayrıca Finlandiya İç Savaşı'nda Kızıl Muhafızlara ve Ruslara karşı Almanların yanında Beyaz Muhafızlar için gönüllülerin savaşmasına izin vermiş ve Alman İmparatorluğu ile işbirliği yaparak Åland'ı kısa bir süre işgal etmiştir.

İkinci Dünya Savaşı sırasında bir İsveç askeri. İsveç çatışma sırasında tarafsız kalmıştır.

Birinci Dünya Savaşı'nda olduğu gibi, İsveç İkinci Dünya Savaşı sırasında da resmi olarak tarafsız kalmıştır, ancak İkinci Dünya Savaşı sırasındaki tarafsızlığı tartışmalıdır. Ablukalar nedeniyle dünyanın geri kalanıyla bağları kesilen İsveç, savaşın büyük bölümünde Alman etkisi altındaydı. İsveç hükümeti Almanya'ya açıkça karşı koyacak durumda olmadığını düşündü ve bu nedenle bazı tavizler verdi. İsveç ayrıca savaş boyunca Almanya'ya çelik ve işlenmiş parça tedarik etti. İsveç hükümeti, Finlandiya'ya gönüllü ve malzeme gönderilmesine izin vererek Kış Savaşı ve Devam Savaşı'nda Finlandiya'yı gayri resmi olarak destekledi. Bununla birlikte İsveç, Almanya'ya karşı Norveç direnişini desteklemiş ve 1943 yılında Danimarkalı Yahudilerin Nazi toplama kamplarına sürülmekten kurtarılmasına yardımcı olmuştur.

Savaşın son yılında İsveç insani yardım çabalarında rol oynamaya başladı ve aralarında Nazi işgali altındaki Avrupa'dan birkaç bin Yahudi'nin de bulunduğu çok sayıda mülteci, İsveç'in toplama kamplarına yönelik kurtarma misyonları sayesinde ve kısmen de İsveç'in başta İskandinav ülkeleri ve Baltık devletlerinden gelen mülteciler için bir sığınak görevi görmesi nedeniyle kurtarıldı. İsveçli diplomat Raoul Wallenberg ve meslektaşları on binlerce Macar Yahudisinin güvenliğini sağlamıştır. Bununla birlikte, hem İsveçliler hem de diğerleri İsveç'in, işgal riskini artırma pahasına da olsa, Nazilerin savaş çabalarına karşı daha fazlasını yapabileceğini savunmuştur.

Savaş sonrası dönem

Tage Erlander (solda), 1946'dan 1969'a kadar iktidardaki İsveç Sosyal Demokrat Partisi'nin başbakanı.

İsveç resmi olarak tarafsız bir ülkeydi ve Soğuk Savaş sırasında NATO ve Varşova Paktı üyeliğinin dışında kaldı, ancak özel olarak İsveç liderliğinin Amerika Birleşik Devletleri ve diğer batılı hükümetlerle güçlü bağları vardı. Savaşın ardından İsveç, Avrupa'nın yeniden inşasını sağlamak üzere sanayisini genişletmek için sağlam bir sanayi temelinden, sosyal istikrardan ve doğal kaynaklarından yararlandı. İsveç Marshall Planı kapsamında yardım aldı ve OECD'ye katıldı. Savaş sonrası dönemin büyük bölümünde ülke, büyük ölçüde sendikalar ve sanayi ile işbirliği içinde İsveç Sosyal Demokrat Partisi tarafından yönetildi. Hükümet, öncelikle büyük şirketlerden oluşan uluslararası rekabetçi bir imalat sektörünü aktif olarak takip etmiştir.

İsveç, Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi'nin (EFTA) kurucu devletlerinden biriydi. 1960'larda EFTA ülkeleri, o zamanki Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun (AET) İç Altılısı'nın aksine genellikle Dış Yedili olarak anılıyordu.

Birçok sanayileşmiş ülke gibi İsveç de 1973-74 ve 1978-79 petrol ambargolarının ardından bir ekonomik gerileme ve çalkantı dönemine girdi. 1980'lerde İsveç'in bazı kilit endüstrileri önemli ölçüde yeniden yapılandırıldı. Gemi inşası durduruldu, odun hamuru modernize edilmiş kağıt üretimine entegre edildi, çelik endüstrisi yoğunlaştırıldı ve uzmanlaştırıldı ve makine mühendisliği robotlaştırıldı.

1970 ve 1990 yılları arasında toplam vergi yükü %10'un üzerinde artmış ve Batı Avrupa'daki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında büyüme düşük kalmıştır. Sonunda hükümet, ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasının yarısından fazlasını harcamaya başladı. Bu süre zarfında İsveç'in kişi başına düşen GSYİH sıralaması gerilemiştir.

Yakın tarih

İsveç 1995 yılında Avrupa Birliği'ne katılmış ve 2007 yılında Lizbon Antlaşması'nı imzalamıştır.

Krediler üzerindeki yetersiz kontrollerin neden olduğu emlak balonunun patlaması, uluslararası durgunluk ve işsizlik karşıtı politikalardan enflasyon karşıtı politikalara geçiş, 1990'ların başında mali bir krizle sonuçlandı. İsveç'in GSYİH'si yaklaşık %5 oranında azaldı. 1992'de para birimine yapılan bir hücum, merkez bankasının faiz oranlarını kısa süreliğine %500'e çıkarmasına neden oldu.

Hükümetin buna yanıtı harcamaları kısmak ve İsveç'in rekabet gücünü arttırmak için aralarında refah devletinin azaltılması ve kamu hizmetlerinin ve mallarının özelleştirilmesinin de bulunduğu çok sayıda reform yapmak oldu. Siyaset kurumunun büyük bir kısmı AB üyeliğini destekledi ve 13 Kasım 1994'te yapılan referandumda AB'ye katılım %52.3 ile kabul edildi. İsveç 1 Ocak 1995 tarihinde Avrupa Birliği'ne katıldı. 2003 yılında yapılan referandumda İsveçli seçmenler ülkenin Avro para birimine katılmasına karşı oy kullandı. 2006 yılında İsveç, merkez sağ İttifak'ın görevdeki Sosyal Demokrat hükümeti yenmesiyle on yıllardır ilk kez çoğunluk hükümetine sahip oldu. Göçmen karşıtı İsveç Demokratları'nın desteğinin hızla artması ve 2010 yılında Riksdag'a girmelerinin ardından İttifak azınlık kabinesi haline geldi.

İsveç, savunma teknolojisi ve savunma sanayi alanında diğer Avrupa ülkeleriyle kapsamlı işbirliğinin yanı sıra NATO ve diğer bazı ülkelerle bazı ortak askeri tatbikatlara katılmasına rağmen askeri olarak bağlantısız kalmaya devam etmektedir. Diğerlerinin yanı sıra İsveçli şirketler Irak'ta Amerikan ordusu tarafından kullanılan silahları ihraç etmektedir. İsveç ayrıca, İsveç birliklerinin NATO komutası altında olduğu Afganistan ve Kosova, Bosna Hersek ve Kıbrıs'ta AB destekli barışı koruma operasyonları da dahil olmak üzere uluslararası askeri operasyonlara katılma konusunda uzun bir geçmişe sahiptir. İsveç ayrıca Arap Baharı sırasında Libya üzerinde BM tarafından yetkilendirilen uçuşa yasak bölgenin uygulanmasına da katılmıştır. İsveç 1 Temmuz - 31 Aralık 2009 tarihleri arasında Avrupa Birliği dönem başkanlığını yürütmüştür.

Stockholm Husby ayaklanmalarının ikinci günü. Fotoğrafta Stockholm'ün Husby banliyösünde yanan üç araba görülüyor, 20 Mayıs 2013

İsveç, son yıllarda aldığı önemli göçler nedeniyle kültürel açıdan daha çeşitli bir ülke haline gelmiştir; 2013 yılında nüfusun %15'inin yabancı uyruklu olduğu ve nüfusun %5'inin de iki göçmen ebeveynden doğduğu tahmin edilmektedir. Göçmen akını yeni sosyal zorlukları da beraberinde getirmiştir. Yaşlı bir Portekizli göçmenin polis tarafından vurulmasının ardından patlak veren 2013 Stockholm ayaklanmaları da dahil olmak üzere, zaman zaman şiddet olayları meydana gelmiştir. Bu şiddet olaylarına cevaben, göçmen karşıtı muhalefet partisi İsveç Demokratları göçmen karşıtı politikalarını desteklerken, sol muhalefet merkez sağ hükümetin sosyoekonomik politikalarının neden olduğu artan eşitsizliği suçladı.

2014 yılında yapılan Genel Seçimleri Stefan Löfven (Sosyal Demokratlar) kazandı ve liberal muhafazakar Ilımlı Parti'den Fredrik Reinfeldt'in yerine İsveç'in yeni Başbakanı oldu. İsveç Demokratları güç dengesini ellerinde tuttu ve hükümetin bütçesini Riksdag'da oyladı, ancak hükümet ile İttifak arasındaki anlaşmalar sayesinde hükümet iktidarı elinde tutmayı başardı. İsveç, 2015 Avrupa göçmen krizinden büyük ölçüde etkilendi ve sonunda hükümeti ülkeye giriş düzenlemelerini sıkılaştırmaya zorladı, çünkü İsveç sonbaharda her hafta ağırlıklı olarak Afrika ve Orta Doğu'dan binlerce sığınmacı ve göçmen aldı ve mevcut yapıları zorladı. İltica kısıtlamalarının bir kısmı daha sonra tekrar gevşetildi.

2018 genel seçimlerinde Kırmızı-Yeşiller, sağcı İsveç Demokratlarına ve eski İttifak'ın merkez sağ partilerine sandalye kaptırdı. Riksdag'daki sandalyelerin sadece %33'üne sahip olmalarına rağmen Sosyal Demokratlar ve Yeşiller, Merkez Parti, Liberaller ve Sol Parti'den gelen arz ve güvenoyuna dayanarak Ocak 2019'da Başbakan Stefan Lofven liderliğinde bir azınlık hükümeti kurmayı başardı.

Ağustos 2021'de Başbakan Stefan Lofven istifasını açıkladı ve Maliye Bakanı Magdalena Andersson Kasım 2021'de İsveç'in iktidardaki Sosyal Demokratlarının yeni başkanı olarak seçildi. 30 Kasım 2021'de Magdalena Andersson İsveç'in ilk kadın başbakanı oldu. Sadece Sosyal Demokratlardan oluşan bir azınlık hükümeti kurdu. Yeşiller Partisi ile yeni bir koalisyon hükümeti kurma planı, bütçe teklifi kabul edilmediği için başarısız oldu.

Coğrafya

Stora Sjöfallet Ulusal Parkı'nın görünümü

Kuzey Avrupa'da yer alan İsveç, Baltık Denizi ve Bothnia Körfezi'nin batısında uzun bir kıyı şeridine sahiptir ve İskandinav Yarımadası'nın doğu kısmını oluşturur. Batıda, İsveç'i Norveç'ten ayıran İskandinav dağ zinciri (Skanderna) bulunmaktadır. Kuzey doğusunda Finlandiya yer almaktadır. Danimarka, Almanya, Polonya, Rusya, Litvanya, Letonya ve Estonya ile deniz sınırı vardır ve ayrıca Öresund Köprüsü ile Danimarka'ya (güney-batı) bağlıdır. Norveç ile olan sınırı (1,619 km uzunluğunda) Avrupa'daki en uzun kesintisiz sınırdır.

İsveç 55° ve 70° N enlemleri arasında ve çoğunlukla 11° ve 25° E boylamları arasında yer alır (Stora Drammen adasının bir kısmı 11°'nin hemen batısındadır).

İsveç'in güneyindeki Scania
Sandhamn adası, Stockholm takımadaları

449.964 km2 (173.732 sq mi) yüzölçümüyle İsveç dünyanın en büyük 55. ülkesi, Avrupa'nın en büyük beşinci ülkesi ve Kuzey Avrupa'nın en büyük ülkesidir. İsveç'in en düşük rakımı Kristianstad yakınlarındaki Hammarsjön Gölü körfezinde deniz seviyesinin -2,41 m (-7,91 ft) altındadır. En yüksek nokta ise deniz seviyesinden 2,111 m (6,926 ft) yükseklikteki Kebnekaise'dir.

İsveç'te kültür, coğrafya ve tarih temelinde 25 il veya landskap bulunmaktadır. Bu iller siyasi veya idari bir amaca hizmet etmese de, insanların kendilerini tanımlamalarında önemli bir rol oynamaktadır. İller genellikle üç büyük toprak parçası, kuzey Norrland, orta Svealand ve güney Götaland olarak gruplandırılır. Seyrek nüfuslu Norrland ülkenin neredeyse %60'ını kapsar. İsveç'te ayrıca 562.772 hektarlık (yaklaşık 5.628 km2) alanıyla Avrupa'nın en büyük koruma alanlarından biri olan Vindelfjällen Doğa Koruma Alanı bulunmaktadır.

İsveç'in yaklaşık %15'i Kuzey Kutup Dairesi'nin kuzeyinde yer almaktadır. Güney İsveç'te ağırlıklı olarak tarım yapılmakta olup, kuzeye doğru orman örtüsü artmaktadır. İsveç'in toplam arazi alanının yaklaşık %65'i ormanlarla kaplıdır. En yüksek nüfus yoğunluğu İsveç'in güneyindeki Öresund Bölgesi'nde, Bohuslän'ın merkezine kadar batı kıyısı boyunca ve Mälaren Gölü ve Stockholm vadisindedir. Gotland ve Öland İsveç'in en büyük adaları; Vänern ve Vättern ise en büyük gölleridir. Vänern, Ladoga Gölü ve Rusya'daki Onega Gölü'nden sonra Avrupa'nın üçüncü büyük gölüdür. Üçüncü ve dördüncü büyük göller olan Mälaren ve Hjälmaren ile birlikte bu göller güney İsveç'in yüzölçümünün önemli bir kısmını kaplamaktadır. İsveç'in güneydeki geniş su yolu mevcudiyeti, 19. yüzyılda Göta Kanalı'nın inşa edilmesiyle kullanılmış ve kanalı kolaylaştırmak için göl ve nehir ağı kullanılarak Norrköping'in güneyindeki Baltık Denizi ile Göteborg arasındaki potansiyel mesafe kısaltılmıştır.

İsveç'te ayrıca göllere dökülen çok sayıda uzun nehir bulunmaktadır. Kuzey ve Orta İsveç'te älvar olarak bilinen ve genellikle İskandinav Dağları'ndan kaynaklanan çok sayıda geniş nehir bulunmaktadır. En uzun nehir Klarälven-Göta älv olup Norveç'in orta kesimindeki Trøndelag'dan doğar ve Göteborg'da denize dökülmeden önce 1.160 kilometre (720 mil) yol kat eder. Dalälven ve Torne ülkenin en uzun ikinci ve üçüncü nehirleridir. Torne, Finlandiya sınırının büyük bir bölümünü belirler. Güney İsveç'te åar olarak bilinen daha dar nehirler de yaygındır. Belediye merkezlerinin büyük çoğunluğu deniz, nehir ya da göl kenarındadır ve ülke nüfusunun çoğunluğu kıyı belediyelerinde yaşamaktadır.

Laponya'daki Lapporten Dağları.
İsveç'in 25 bölgesi.

Sahip olduğu 449.964 km²'lik toprak ile İsveç, dünyanın elli beşinci, Avrupa'nın beşinci, Kuzey Avrupa'nın en büyük ülkesidir. Ülke ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nin Kaliforniya eyaletinden biraz daha büyük, Özbekistan ile yaklaşık aynı yüzölçümüne sahiptir. İsveç, 2008 itibarıyla 9.5 milyonluk bir nüfusa sahiptir.

Vättern Gölü üzerinden gün doğumu.

İsveç yirmi beş adet bölge (landskap) barındırır. Bunlar; Bohuslän, Blekinge, Dalarna, Dalsland, Gotland, Gästrikland, Halland, Hälsingland, Härjedalen, Jämtland, Laponya, Medelpad, Norrbotten, Närke, Skåne, Småland, Södermanland, Uppland, Värmland, Västmanland, Västerbotten, Västergötland, Ångermanland, Öland ve Östergötland şeklindedir. Bu bölgeler herhangi bir yönetimsel durum teşkil etmezken, halkın kendilerini tanımlamakta kullandıkları birer isimden ibarettir. Bu bölgeler, üç ana bölümü (land) oluşturur. Bunlar kuzeydeki Norrland, ortadaki Svealand ve güneydeki Götaland topraklarıdır. Norrland, oldukça seyrek bir nüfusa sahipken, ülkenin yüzölçümü bakımından yüzde altmışını kapsar.

İklim

Kuzey enlemine rağmen İsveç'in büyük bir kısmı ılıman bir iklime sahiptir ve yıl boyunca dört farklı mevsim ve ılıman sıcaklıklar görülür. Uzak güneyde kış genellikle zayıftır ve sadece kar ve sıfırın altında sıcaklıkların görüldüğü bazı kısa dönemlerle kendini gösterir, sonbahar orada belirgin bir kış dönemi olmaksızın ilkbahara dönüşebilir. Ülkenin kuzey kesimleri subarktik iklime sahipken, orta kesimler nemli karasal iklime sahiptir. Kıyı güneyi, 0 °C izotermi kullanılarak nemli karasal iklime ya da -3 °C izotermi kullanılarak okyanus iklimine sahip olarak tanımlanabilir.

Yarımada güneyindeki artan deniz ılımanlığı nedeniyle, en güney ve en kuzey bölgelerin kıyı şeridi arasındaki yaz farkları yazın yaklaşık 2 °C (4 °F) ve kışın 10 °C (18 °F)'dir. Kuzey iç kesimlerdeki bölgeler karşılaştırıldığında bu fark daha da artmaktadır; uzak kuzeydeki kış farkı ülke genelinde yaklaşık 15 °C'dir (27 °F). En sıcak yazlar genellikle Stockholm çevresindeki Mälaren Vadisi'nde yaşanır, çünkü geniş kara kütlesi orta doğu kıyılarını güney ve batıya kıyasla Temmuz ayında Atlantik alçak basınç sistemlerinden korur. İsveç'in belediye merkezlerinde gündüz en yüksek sıcaklıklar Temmuz ayında 19 °C (66 °F) ile 24 °C (75 °F) arasında ve Ocak ayında -9 °C (16 °F) ile 3 °C (37 °F) arasında değişmektedir. Daha soğuk sıcaklıklar kuzey iç kesimlerdeki yüksek rakımdan etkilenmektedir. Bunun yerine deniz seviyesinde, en soğuk ortalama en yüksek sıcaklıklar 21 °C (70 °F) ile -6 °C (21 °F) arasında değişmektedir. Ilıman yazların bir sonucu olarak, Norrbotten'in arktik bölgesi dünyanın en kuzeyindeki tarım alanlarından bazılarına sahiptir.

İsveç, benzer enlemdeki ve hatta biraz daha güneydeki diğer yerlerden çok daha sıcak ve kuraktır, bunun başlıca nedeni Gulf Stream ve Dünya gezegeninin dönüş yönünün neden olduğu genel batı rüzgarı sürüklenmesinin birleşimidir. İsveç, Rusya, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri'nin kuzeyindeki birçok bölgeden çok daha ılıman kışlara sahiptir. İsveç'in yüksek enlemi nedeniyle, gün ışığının uzunluğu büyük ölçüde değişir. Kuzey Kutup Dairesi'nin kuzeyinde, güneş her yazın bir bölümünde hiç batmaz ve her kışın bir bölümünde hiç doğmaz. Başkent Stockholm'de gün ışığı Haziran sonunda 18 saatten fazla sürerken, Aralık sonunda sadece 6 saat civarındadır. İsveç yılda 1.100 ila 1.900 saat arasında güneş ışığı alır.

İsveç'in 0°C izotermini kullanan Köppen iklim sınıflandırma tipleri
İsveç'in -3°C izotermini kullanan Köppen iklim sınıflandırma tipleri

İsveç'te kaydedilen en yüksek sıcaklık 1947 yılında Målilla'da 38 °C (100 °F) iken, kaydedilen en soğuk sıcaklık 2 Şubat 1966 tarihinde Vuoggatjålme'de -52,6 °C (-62,7 °F) olmuştur. İsveç'te beklenen sıcaklıklar, sıcak veya soğuk iç havanın İsveç'e kolayca taşınmasını sağlayan kıta Avrupası ve batı Rusya'nın yanı sıra büyük Fennoscandian kara kütlesinden büyük ölçüde etkilenir. Bu da İsveç'in güney bölgelerinin çoğunun yazları yakındaki Britanya Adaları'nın hemen her yerinden daha sıcak geçmesini sağlar, hatta kuzey İspanya'ya kadar güneydeki kıta Atlantik kıyısı boyunca bulunan sıcaklıklarla eşleşir. Ancak kış aylarında aynı yüksek basınç sistemleri bazen tüm ülkeyi dondurucu soğukların çok altına düşürür. Atlantik'ten gelen bir miktar deniz ılımanlığı, İsveç'in karasal iklimini yakındaki Rusya'nınkinden daha az şiddetli hale getirmektedir.

Buzsuz Atlantik'in İsveç'e kışları ılımanlaştıran deniz havası getirmesinin yanı sıra, ılımanlığın bir diğer nedeni de hakim alçak basınç sistemlerinin kışı ertelemesi ve bol bulut örtüsü nedeniyle ülkenin güneyinde uzun gecelerin genellikle donma noktasının üzerinde kalmasıdır. Kış nihayet sona erdiğinde, gün ışığı saatleri hızla artar ve ilkbaharda gündüz sıcaklıklarının hızla yükselmesini sağlar. Açık gecelerin sayısı arttıkça, don olayları güneyde Nisan ayının sonlarına kadar yaygın olarak görülmeye devam eder.

Deniz ve kıta havasının alçak ve yüksek basınç sistemlerinin göreceli gücü de oldukça değişken yazları tanımlar. Sıcak karasal hava ülkeye ulaştığında, uzun günler ve kısa geceler kıyı bölgelerinde bile sıcaklıkları sıklıkla 30 °C (86 °F) veya üzerine çıkarır. Özellikle iç kesimlerde geceler normalde serin geçer. Kıyı bölgelerinde, sıcak yaz aylarında ılıman deniz etkisi nedeniyle 20 °C'nin (68 °F) üzerinde tropikal geceler görülebilir. Yazlar, özellikle ülkenin kuzeyinde serin geçebilir. Geçiş mevsimleri normalde oldukça geniştir ve dört mevsim iklimi, bazı yıllarda meteorolojik bir kışın kaydedilmediği Scania (aşağıdaki tabloya bakınız) veya kutupsal mikro iklimlerin bulunduğu yüksek Lapland dağları dışında İsveç topraklarının çoğu için geçerlidir.

Ortalama olarak, İsveç'in çoğu her yıl 500 ila 800 mm (20 ila 31 inç) arasında yağış alır ve bu da onu küresel ortalamadan önemli ölçüde daha kuru yapar. Ülkenin güneybatı kesimi 1.000 ila 1.200 mm (39 ila 47 inç) arasında daha fazla yağış alır ve kuzeydeki bazı dağlık alanların 2.000 mm'ye (79 inç) kadar yağış aldığı tahmin edilmektedir. Kuzeydeki konumlarına rağmen, güney ve orta İsveç'te bazı kışlar neredeyse hiç kar yağmayabilir. İsveç'in büyük bölümü Norveç ve kuzeybatı İsveç üzerinden İskandinav Dağları'nın yağmur gölgesinde yer alır. Yaz aylarında serin ve nemli havanın engellenmesi ve daha büyük kara kütlesi, ülkenin kuzeyinde ılık ve kuru yazlara yol açmaktadır. 65 derece enlemdeki Bothnia Körfezi kıyısında oldukça sıcak yazlar yaşanmaktadır ki bu durum dünyanın başka yerlerinde bu kadar kuzeydeki kıyı şeritlerinde görülmemektedir.

Barents Denizi önümüzdeki kışlarda daha az donarak "Atlantisleştikçe", ek buharlaşmanın İsveç'te ve kıta Avrupa'sının çoğunda gelecekteki kar yağışlarını artıracağı tahmin edilmektedir.

Öland'daki tarihöncesi Eketorp Kalesi.
Kiruna Kilisesi, Ülkenin en kuzeyindeki kent olan Kiruna'da yer alır.
İsveç'te bazı kentlerin yıl içindeki ortalama sıcaklıkları (°C)
Kent Oca Şub Mar Nis May Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara
Kiruna -10/-16 -8/-15 -4/-13 2/-7 8/0 14/6 17/8 14/6 9/2 1/-4 -5/-10 -8/-15
Östersund -5/-10 -3/-9 0/-6 5/-2 12/3 16/8 18/10 17/10 12/6 6/2 0/-3 -3/-8
Stokholm 1/-2 1/-3 4/-2 11/3 16/8 20/12 23/15 22/14 17/10 10/6 5/2 1/-1
Göteborg 2/-1 4/-1 6/0 11/3 16/8 19/12 22/14 22/14 18/10 12/6 7/3 3/-1
Visby 1/-2 1/-3 3/-2 9/1 14/6 18/10 21/13 20/13 16/9 10/6 5/2 2/0
Malmö 3/-1 3/-1 6/0 12/3 17/8 19/11 22/13 22/14 18/10 12/6 8/4 4/1

Bitki örtüsü

İsveç'in beş ana bitki örtüsü bölgesinin haritası

İsveç, özellikle kış aylarında büyük iklim farklılıklarına neden olan önemli bir güney-kuzey mesafesine sahiptir (N 55:20:13 ve N 69:03:36 enlemleri arasında uzanır). Dört mevsimin uzunluğu ve şiddeti ile ilgili konu, doğal olarak hangi bitkilerin çeşitli yerlerde yetişebileceği konusunda rol oynamaktadır. İsveç beş ana bitki örtüsü bölgesine ayrılmıştır. Bunlar

  • Güney yaprak döken orman bölgesi
  • Güney iğne yapraklı orman bölgesi
  • Kuzey iğne yapraklı orman bölgesi veya Tayga
  • Alp-huş ağacı bölgesi
  • Çıplak dağ bölgesi

Nemoral bölge olarak da bilinen güney yaprak döken orman bölgesi, Danimarka ve Orta Avrupa'nın büyük bölümünü de içeren daha geniş bir bitki örtüsü bölgesinin bir parçasıdır. Büyük ölçüde tarım alanlarına dönüşmüştür, ancak büyük ve küçük ormanlar hala mevcuttur. Bölge büyük bir ağaç ve çalı zenginliği ile karakterize edilir. Kayın en baskın ağaçtır, ancak meşe de daha küçük ormanlar oluşturabilir. Karaağaç bir zamanlar ormanlar oluşturmuştur, ancak Hollanda Karaağaç hastalığı nedeniyle büyük ölçüde azalmıştır. Bu bölgedeki diğer önemli ağaç ve çalılar arasında gürgen, mürver, ela, sinek hanımeli, ıhlamur (ıhlamur), iğde, porsuk, kızılağaç, karaçalı, titrek kavak, Avrupa üvezi, İsveç akağacı, ardıç, Avrupa çobanpüskülü, sarmaşık, kızılcık, keçi söğüdü, karaçam, kuş kirazı, yabani kiraz, akçaağaç, dişbudak, dere boyunca kızılağaç ve kumlu topraklarda huş ağacı çam ile rekabet eder. Ladin yerli değildir ancak yaklaşık 1870 ile 1980 yılları arasında geniş alanlara dikilmiştir. Doğal yayılış alanlarının dışında olmaları nedeniyle çok hızlı büyüme eğilimindedirler ve ağaç halkaları arasındaki büyük mesafeler düşük tahta kalitesine neden olur. Daha sonra bazı ladin ağaçları optimum yüksekliğe ulaşamadan ölmeye başladı ve iğne yapraklı ağaçların çoğu kasırgalar sırasında kökünden söküldü. Son 40-50 yıl içinde eski ladin ağaçlarının bulunduğu geniş alanlar yaprak döken ormanlarla yeniden dikilmiştir.

Boreo-nemoral bölge olarak da bilinen güney iğne yapraklı orman bölgesi, meşenin kuzeydeki doğal sınırı (limes norrlandicus) ve ladinin güneydeki doğal sınırı ile, güney yaprak döken bölge ve daha kuzeydeki Tayga arasında sınırlandırılmıştır. Bu bölgenin güney kesimlerinde, çeşitli yaprak döken ağaçlarla karışık olarak, çoğunlukla ladin ve çam olmak üzere iğne yapraklı türler bulunur. Huş ağacı büyük ölçüde her yerde yetişir. Kayın'ın kuzey sınırı bu bölgeden geçer. Ancak bu durum meşe ve dişbudak için geçerli değildir. Doğal alanında Ladin de yaygındır ve bu tür ormanlar çok sıktır, çünkü Ladinler özellikle bu bitki örtüsünün güney bölgelerinde çok sık büyüyebilir.

Kuzey iğne yapraklı orman bölgesi ya da Tayga, meşenin doğal sınırının kuzeyinde başlar. Yaprak döken türler arasında huş ağacı tek önemli türdür. Çam ve ladin baskındır, ancak kuzeye doğru gidildikçe ormanlar yavaş ama emin adımlarla seyrekleşir. En kuzeyde, ağaçlar arasındaki büyük mesafeler nedeniyle ağaçların gerçek ormanlar oluşturduğunu söylemek zordur.

Alp-huş ağacı bölgesi, İskandinav dağlarında, hem enlem hem de rakıma bağlı olarak, sadece daha küçük bir huş ağacı türünün (Betula pubescens veya B.tortuosa) yetişebildiği bir alandır. Bu bitki örtüsünün bittiği yerde hiç ağaç yetişmez: çıplak dağ bölgesi.

İsveç'in 2019 Orman Peyzaj Bütünlüğü Endeksi ortalama puanı 5,35/10'dur ve 172 ülke arasında 103. sırada yer almaktadır.

Hükümet ve politika

Anayasal çerçeve

Şu anki İsveç Kralı Carl XVI Gustaf ve eşi Kraliçe Silvia

İsveç'te birlikte Anayasa'yı oluşturan dört temel yasa (İsveççe: grundlagar) bulunmaktadır: Hükümet Belgesi (İsveççe: Regeringsformen), Veraset Yasası (İsveççe: Successionsordningen), Basın Özgürlüğü Yasası (İsveççe: Tryckfrihetsförordningen) ve İfade Özgürlüğü Temel Yasası (İsveççe: Yttrandefrihetsgrundlagen).

İsveç'te kamu sektörü iki kısma ayrılır: Devlet olarak bilinen tüzel kişi (İsveççe: staten) ve yerel makamlar: ikincisi bölgesel İl Meclislerini (İsveççe: landsting) ve yerel Belediyeleri (İsveççe: kommuner) içerir. Devletten ziyade yerel makamlar İsveç'teki kamu sektörünün daha büyük bir kısmını oluşturmaktadır. İl Meclisleri ve Belediyeler birbirlerinden bağımsızdır, ilki sadece ikincisinden daha geniş bir coğrafi alanı kapsar. Yerel yönetimler, Anayasa tarafından zorunlu kılındığı üzere kendi kendini yönetme hakkına ve kendi vergi matrahına sahiptir. Kendi kendilerini yönetmelerine rağmen, sorumluluklarının parametreleri ve yetki alanlarının kapsamı Riksdag tarafından kabul edilen Yerel Yönetim Yasası'nda (İsveççe: Kommunallagen) belirlendiğinden, yerel yönetimler yine de uygulamada Devlete bağımlıdır.

İsveç anayasal bir monarşidir ve Kral Carl XVI Gustaf devletin başıdır, ancak hükümdarın rolü törensel ve temsili işlevlerle sınırlıdır. Kral, 1974 tarihli Hükümet Belgesi hükümleri uyarınca herhangi bir resmi siyasi güce sahip değildir. Kral, yıllık Riksdag oturumunu açar, Hükümet değişikliği sırasında düzenlenen Özel Konsey'e başkanlık eder, Başbakan ve Hükümet ile düzenli Bilgi Konseyleri düzenler, Dış İlişkiler Danışma Konseyi (İsveççe: Utrikesnämnden) toplantılarına başkanlık eder ve İsveç'e gelen yabancı büyükelçilerin güven mektuplarını alır ve yurtdışına gönderilen İsveç büyükelçilerinin mektuplarını imzalar. Ayrıca, Kral yurtdışına Devlet Ziyaretleri gerçekleştirir ve gelenleri ev sahibi olarak kabul eder. Kral ve Kraliyet Ailesi'nin diğer üyeleri, resmi görevlerinin yanı sıra, İsveç içinde ve dışında çeşitli gayri resmi ve diğer temsili görevleri de üstlenirler.

Yasama yetkisi 349 üyeli tek kamaralı Riksdag'a aittir. Genel seçimler her dört yılda bir, Eylül ayının ikinci Pazar günü yapılır. Mevzuat, Hükümet veya Riksdag üyeleri tarafından başlatılabilir. Üyeler nispi temsil esasına göre dört yıllık bir dönem için seçilirler. Riksdag'ın iç işleyişi, Hükümet Belgesine ek olarak, Riksdag Yasası (İsveççe: Riksdagsordningen) ile düzenlenir. Temel yasalar sadece Riksdag tarafından değiştirilebilir; bunun için iki ayrı oyla salt çoğunluk ve arada bir genel seçim gereklidir.

Stockholm'ün merkezindeki Rosenbad, 1981'den beri Hükümet'in merkezidir.

Hükümet (İsveççe: Regeringen) kolektif sorumluluğa sahip kolektif bir organ olarak çalışır ve Riksdag Başkanı tarafından atanan ve görevden alınan Başbakan (bir atama yapılmadan önce Riksdag'da gerçek bir oylamanın ardından) ve Başbakanın takdirine bağlı olarak atanan ve görevden alınan diğer kabine bakanlarından (İsveççe: Statsråd) oluşur. Hükümet en yüksek yürütme makamıdır ve icraatlarından Riksdag'a karşı sorumludur.

Devlet idari makamlarının çoğu (İsveççe: statliga förvaltningsmyndigheter), Silahlı Kuvvetler, İcra Kurumu, Milli Kütüphane, İsveç polisi ve Vergi Dairesi dahil (ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere) Hükümete rapor verir. İsveç Devlet yönetiminin benzersiz bir özelliği, kabinedeki bakanların kendi portföylerindeki kurumların performansına ilişkin herhangi bir bireysel bakanlık sorumluluğu taşımamasıdır; genel müdürler ve diğer devlet kurumlarının başkanları bir bütün olarak doğrudan Hükümete rapor verir; ve bireysel bakanların müdahale etmesi yasaktır; bu nedenle İsveç siyasi dilinde aşağılayıcı bir terim olan ministerstyre'nin (İngilizce: "bakanlık kuralı") kökeni, kanunda aksi özellikle belirtilmedikçe, bireysel kurumlar tarafından ele alınması gereken konulardır.

Yargı, Riksdag'dan, Hükümetten ve diğer Devlet idari makamlarından bağımsızdır. Mevzuatın yargısal denetimi rolü mahkemeler tarafından uygulanmaz; bunun yerine, Mevzuat Konseyi yasallık konusunda bağlayıcı olmayan görüşler verir. Etkili olmasına rağmen mahkemelerin emsal kararlarla bağlı olmaması nedeniyle stare decisis yoktur.

Siyasi partiler ve seçimler

Riksdag meclisi, 2009 yılında yapılan bir oylama sırasında

İsveç Sosyal Demokrat Partisi, Reformistlerin güçlerini teyit etmeleri ve sol kanat devrimcilerin kendi partilerini kurmalarının ardından 1917'den bu yana İsveç siyasetinde öncü bir rol oynamıştır. 1932'den sonra hükümetlerin çoğuna Sosyal Demokratlar hakim olmuştur. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana yapılan sadece beş genel seçimde -1976, 1979, 1991, 2006 ve 2010- merkez sağ partilerden oluşan blok Riksdag'da hükümet kurmaya yetecek kadar sandalye kazanmıştır.

Yeşil Parti 1988 seçimlerinde altıncı parti olmadan önce İsveç'te 50 yılı aşkın bir süredir Riksdag'da sandalye kazanmaya yetecek kadar oy alan beş parti vardı: Sosyal Demokratlar, Ilımlı Parti, Merkez Parti, Liberal Halk Partisi ve Sol Parti. 1991 seçimlerinde Yeşiller koltuklarını kaybederken, iki yeni parti ilk kez koltuk kazandı: Hıristiyan Demokratlar ve Yeni Demokrasi. 1994 seçimleri Yeşiller'in geri dönüşüne ve Yeni Demokrasi'nin çöküşüne sahne oldu. Ancak 2010 yılında yapılan seçimlerde sekizinci parti olan İsveç Demokratları Riksdag'da sandalye kazanmıştır. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde, Riksdag barajını geçemeyen partiler bu mecliste temsil edilmeyi başardı: Haziran Listesi (2004-2009), Korsan Parti (2009-2014) ve Feminist İnisiyatif (2014-2019).

Parti liderleri 12 Eylül 2014 tarihinde televizyonda canlı yayınlanan tartışmanın başlamasından önce sıraya girdiler.

2006 genel seçimlerinde Ilımlı Parti merkez sağ İsveç için İttifak bloğunu oluşturdu ve Riksdag'da çoğunluğu kazandı. İttifak, 2010 genel seçimlerinde Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve Sol Parti'den oluşan birleşik bir sol bloğa karşı mücadele etti. İttifak 173 sandalyelik bir çoğunluk kazandı, ancak 175 sandalyelik çoğunluğun iki sandalye gerisinde kaldı. Bununla birlikte, ne İttifak ne de sol blok İsveç Demokratları ile koalisyon kurmayı tercih etmedi.

2014 genel seçimlerinin sonucu, üç merkez sol partinin merkez sağ İsveç için İttifak'a kıyasla daha fazla sandalye elde etmesiyle sonuçlandı; iki blok sırasıyla 159 ve 141 sandalye aldı. Bağlantısız İsveç Demokratları desteklerini iki katından fazla arttırarak kalan 49 sandalyeyi de kazanmıştır. Stefan Löfven 3 Ekim 2014 tarihinde Sosyal Demokratlar ve Yeşillerden oluşan bir azınlık hükümeti kurdu.

İsveç'te seçimlere katılım oranı uluslararası kıyaslamalara göre her zaman yüksek olmuştur. Son yıllarda düşüş göstermesine rağmen, son seçimlerde katılım oranı artmış (2002'de %80,11, 2006'da %81,99, 2010'da %84,63, 2014'te %85,81) ve 2018'de %87,18 olmuştur. İsveçli politikacılar 1960'larda vatandaşların yüksek derecede güvenine sahipti, ancak bu güven seviyesi o zamandan beri istikrarlı bir şekilde azaldı ve şu anda İskandinav komşularına göre belirgin bir şekilde daha düşük bir seviyede.

İdari bölümler

İsveç'in belediye bölümleri

İsveç, 21 bölgeye (regioner) ve 290 belediyeye (kommuner) bölünmüş üniter bir devlettir. Her bölge bir ilçeye (län) karşılık gelir ve ilçe başına bir dizi belediye düşer. Bölgeler ve belediyelerin her ikisi de yerel yönetimdir ve farklı rolleri ve ayrı sorumlulukları vardır. Sağlık hizmetleri, toplu taşıma ve bazı kültürel kurumlar il konseyleri tarafından yönetilmektedir. Anaokulları, ilk ve orta öğretim, kamu su hizmetleri, çöp imhası, yaşlı bakımı ve kurtarma hizmetleri belediyeler tarafından yönetilmektedir. Gotland, tek bir belediyeye sahip bir bölge olması nedeniyle özel bir durumdur ve bölge ile belediyenin işlevleri aynı kuruluş tarafından yerine getirilmektedir.

İsveç'teki belediye ve bölge yönetimi, şehir komisyonu ve kabine tarzı konsey yönetimine benzer. Her iki düzeyde de yasama meclisleri (belediye meclisleri ve bölge meclisleri 31 ila 101 üyeden (her zaman eşit olmayan bir sayı) oluşur ve bu meclisler dört yılda bir ulusal parlamento seçimleriyle birlikte yapılan genel seçimlerde parti listesi nispi temsiliyle seçilir.

Belediyeler ayrıca toplam 2,512 mahalleye (församlingar) bölünmüştür. Bunların resmi siyasi sorumlulukları yoktur, ancak İsveç Kilisesi'nin geleneksel alt bölümleridir ve nüfus sayımı ve seçimler için sayım bölgeleri olarak hala bazı öneme sahiptirler.

İsveç merkezi hükümeti, diğer devlet kurumlarına veya yerel yönetimlere verilmeyen bölgesel devlet idaresinden sorumlu 21 İlçe İdare Kuruluna (İsveççe: länsstyrelser) sahiptir. Her ilçe idare kurulu, altı yıllık bir dönem için atanan bir İlçe Valisi (İsveççe: landshövding) tarafından yönetilmektedir. İlçeler için önceki görev sahiplerinin listesi, çoğu durumda, ilçelerin Lord Yüksek Şansölye Kont Axel Oxenstierna tarafından oluşturulduğu 1634 yılına kadar uzanmaktadır. İlçe İdare Kurulu'nun temel sorumluluğu, Riksdag ve Hükümet tarafından belirlenen hedefler doğrultusunda ilçenin gelişimini koordine etmektir.

Başta yirmi beş vilayet ve üç toprak parçası olmak üzere, halen kültürel önemini koruyan daha eski tarihi bölümler de bulunmaktadır.

İsveç, üniter bir devlet olup yirmi bir ile (län) ayrılmıştır. Her ilin, merkezi devlet tarafından belirlenen kendi yönetim sınırları (länsstyrelse) vardır. Her bir ilde ayrıca birer il meclisi (landsting) bulunmakta olup üyeleri doğrudan seçimler ile belirlenmektedir.

Ülkede bu idari bölgelerin dışında yirmi beş bölge ve üç bölüm bulunmaktadır. İsveç hükûmeti ayrıca ülkedeki yirmi bir ilin dokuz büyük il altında birleştirilmesini tartışmaktadır. Bunu başarmak için ülkede çeşitli komiteler ve araştırma heyetleri bulunmaktadır. İstatistiksel sonuçlara göre bu projenin 2015 yılı civarında bitmesi planlanmaktadır.

Siyasi tarih

Svear (Sweonas) ve Götar (Geats) Krallıkları 12. yüzyılda, modern sınırlar gri renkte

İsveç Krallığı'nın gerçek yaşı bilinmemektedir. Yaşı belirlemek büyük ölçüde İsveç'in Svear (Sweonas) Svealand'ı yönettiği zaman mı bir ulus olarak kabul edilmesi gerektiğine yoksa ulusun ortaya çıkışının Svear ve Götaland'ın Götar'ının (Geats) tek bir hükümdar altında birleşmesiyle mi başladığına bağlıdır. İlk durumda, Svealand'dan ilk kez Tacitus tarafından 98 yılında tek bir hükümdara sahip olarak bahsedilmiştir, ancak ne kadar süredir bu şekilde olduğunu bilmek neredeyse imkansızdır. Ancak tarihçiler genellikle İsveç hükümdarları silsilesini Svealand ve Götaland'ın aynı kral, yani Muzaffer Eric (Geat) ve oğlu Olof Skötkonung tarafından onuncu yüzyılda yönetildiği zamandan başlatırlar. Bu olaylar genellikle İsveç'in birleşmesi olarak tanımlanır, ancak önemli bölgeler daha sonra fethedilmiş ve birleştirilmiştir.

Güvenilir tarihi kaynakların bulunmadığı daha önceki krallar hakkında İsveç'in efsanevi kralları ve İsveç'in yarı efsanevi kralları kitaplarında bilgi edinilebilir. Bu kralların birçoğundan sadece çeşitli destanlarda bahsedilmekte ve İskandinav mitolojisiyle harmanlanmaktadır.

Sveriges och Götes Konung unvanı en son İsveç Kralı I. Gustaf için kullanılmış, daha sonra bu unvan resmi belgelerde "İsveç, Gotlar ve Wendlerin Kralı" (Sveriges, Götes och Vendes Konung) olarak yer almıştır. 1920'lerin başına kadar İsveç'teki tüm yasalar "Biz, İsveç Kralı, Gotların ve Wendlerin" sözleriyle tanıtıldı. Bu unvan 1973 yılına kadar kullanıldı. Şu anki İsveç Kralı Carl XVI Gustaf, resmi olarak "İsveç Kralı" (Sveriges Konung) ilan edilen ve unvanında başka halklardan bahsedilmeyen ilk hükümdardır.

Riksdag terimi ilk kez 1540'larda kullanılmış olsa da, farklı sosyal grupların temsilcilerinin bir bütün olarak ülkeyi etkileyen meseleleri tartışmak ve belirlemek üzere çağrıldığı ilk toplantı 1435 gibi erken bir tarihte Arboga kasabasında gerçekleşmiştir. Kral Gustav Vasa yönetimindeki 1527 ve 1544 Riksdag meclislerinde, krallığın dört mülkünün (din adamları, soylular, şehirliler ve köylüler) temsilcileri ilk kez katılmaya çağrıldı. Monarşi 1544 yılında kalıtsal hale geldi.

Yürütme gücü tarihsel olarak 1680'e kadar Kral ve aristokratik bir Özel Konsey arasında paylaşılmış, ardından Kral'ın otokratik yönetimi Riksdag'ın ortak mülkleri tarafından başlatılmıştır. Başarısızlıkla sonuçlanan Büyük Kuzey Savaşı'na bir tepki olarak 1719'da parlamenter bir sistem getirilmiş, bunu 1772, 1789 ve 1809'da üç farklı türde anayasal monarşi izlemiş ve sonuncusu çeşitli sivil özgürlükler tanımıştır. Bu üç dönemden ilki olan 'Özgürlük Çağı' (1719-72) sırasında İsveç Rikstag'ı çok aktif bir Parlamento haline gelmişti ve bu gelenek on dokuzuncu yüzyıla kadar devam ederek o yüzyılın sonunda modern demokrasiye geçişin temelini oluşturdu.

1866 yılında İsveç, Birinci Meclisi yerel yönetimler tarafından dolaylı olarak, İkinci Meclisi ise her dört yılda bir yapılan ulusal seçimlerde doğrudan seçilen iki meclisli bir parlamentoya sahip anayasal bir monarşi haline geldi. 1971 yılında parlamento tek kamaralı hale gelmiştir. Yasama yetkisi 1975 yılına kadar (sembolik olarak) Kral ve Riksdag arasında paylaşılmıştır. İsveç'te vergilendirme Riksdag tarafından kontrol edilmektedir.

Riksdag, 2014 yılında İsveç Parlamentosu

İsveç, "halk hareketleri" (Folkrörelser) aracılığıyla sıradan insanların güçlü bir siyasi katılım geçmişine sahiptir; bunların en önemlileri sendikalar, bağımsız Hristiyan hareketi, öfke hareketi, kadın hareketi ve fikri mülkiyet korsan hareketleridir. İsveç, dünyada çocuklara ebeveynleri tarafından fiziksel ceza verilmesini yasaklayan ilk ülkedir (ebeveynlerin kendi çocuklarına şaplak atma hakkı ilk olarak 1966 yılında kaldırılmış ve Temmuz 1979'dan itibaren kanunla açıkça yasaklanmıştır).

İsveç şu anda siyasi sistemde eşitlik ve eğitim sisteminde eşitliği ölçen istatistiklerde AB'de lider konumdadır. Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu 2006, İsveç'i cinsiyet eşitliği açısından bir numaralı ülke olarak sıralamıştır.

Bazı İsveçli siyasi figürler dünya çapında tanınmıştır, bunlar arasında Raoul Wallenberg, Folke Bernadotte, Birleşmiş Milletler eski Genel Sekreteri Dag Hammarskjöld, eski Başbakan Olof Palme, eski Başbakan ve daha sonra Dışişleri Bakanı Carl Bildt, Birleşmiş Milletler eski Genel Kurul Başkanı Jan Eliasson ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Irak eski müfettişi Hans Blix.

10. yüzyılda İsveçlilerin :en:Swedes (Germanic tribe) (Svear) ülkesi ve Götar (Gotlar).

Yargı sistemi

Mahkemeler iki paralel ve ayrı sisteme ayrılmıştır: Ceza ve hukuk davaları için genel mahkemeler (allmänna domstolar) ve özel kişiler ile yetkililer arasındaki anlaşmazlıklara ilişkin davalar için genel idare mahkemeleri (allmänna förvaltningsdomstolar). Bu sistemlerin her biri üç kademeli olup, ilgili sistemin en üst kademe mahkemesi tipik olarak sadece emsal teşkil edebilecek davalara bakmaktadır. Ayrıca, mevzuatla belirlenen daha dar kapsamlı davalara bakan bir dizi özel mahkeme de bulunmaktadır. Kararlarında bağımsız olmakla birlikte, bu mahkemelerden bazıları genel mahkemeler veya genel idare mahkemeleri içinde bölümler olarak faaliyet göstermektedir.

Stockholm'deki Bonde Sarayı, İsveç Yüksek Mahkemesi'nin merkezi

İsveç Yüksek Mahkemesi (İsveççe: Högsta domstolen) İsveç'teki tüm hukuk ve ceza davalarında üçüncü ve son mercidir. Bir davanın Yüksek Mahkeme tarafından karara bağlanabilmesi için temyiz izni alınması gerekir ve birkaç istisna dışında temyiz izni sadece davanın emsal teşkil etmesi durumunda verilebilir. Yüksek Mahkeme, Hükümet tarafından atanan 16 yargıçtan (İsveççe: justitieråd) oluşur, ancak mahkeme bir kurum olarak Riksdag'dan bağımsızdır ve Hükümet mahkemenin kararlarına müdahale edemez.

2005'te 1.201 kişi üzerinde yapılan bir mağduriyet anketine göre İsveç, diğer AB ülkelerine kıyasla ortalamanın üzerinde suç oranlarına sahiptir. İsveç'te saldırı, cinsel saldırı, nefret suçları ve tüketici dolandırıcılığı yüksek veya ortalamanın üzerinde seviyelerdedir. İsveç'te hırsızlık, araba hırsızlığı ve uyuşturucu sorunları düşük düzeydedir. Rüşvet arayışı nadirdir.

Kasım 2013 ortalarında yayınlanan bir haberde, İsveç'teki dört cezaevinin mahkum sayısındaki önemli düşüş nedeniyle yıl içinde kapatıldığı duyurulmuştur. İsveç cezaevi ve denetimli serbestlik hizmetleri başkanı, İsveç'teki mahkum sayısındaki düşüşü "sıra dışı" olarak değerlendirdi. 2004 yılından bu yana İsveç'teki cezaevi sayısı yılda yaklaşık %1 oranında düşüyor. Åby, Håja, Båtshagen ve Kristianstad şehirlerindeki cezaevleri kapatıldı.

İsveç'te bir polis arabası (Volvo V70).

İsveç'te hukuk, devletin çeşitli organları tarafından uygulanır. İsveç Polis Teşkilatı (Swedish Police Service), polisi ilgilendiren sorunlarla ilgilenen bir devlet kurumudur. National Task Force, National Criminal Investigation Department'ın içinde bulunan bir ulusal SWAT birimidir. İsveç Gizli Servisi'nin sorumlulukları karşı casusluk, terörist etkinliklerle mücadele, anayasanın korunması ve hassas nesneler ile insanların korunmasıdır.

Dış ilişkiler

Brüksel'deki AB parlamentosu. İsveç Avrupa Birliği üyesi bir ülkedir.

20. yüzyıl boyunca İsveç dış politikası barış zamanında bağlantısızlık, savaş zamanında ise tarafsızlık ilkesine dayanmıştır. İsveç hükümeti, savaş durumunda tarafsızlığın mümkün olabilmesi için barış zamanlarında bağımsız bir bağlantısızlık çizgisi izlemiştir.

İsveç'in tarafsızlık doktrini genellikle 19. yüzyıla kadar uzanır çünkü ülke 1814'te Norveç'e karşı İsveç seferinin sona ermesinden bu yana savaş halinde olmamıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında İsveç ne müttefik ne de mihver güçlere katılmıştır. Bu durum, İsveç'in bazı durumlarda Nazi rejiminin askerleri ve malları, özellikle de Alman savaş makinesi için hayati önem taşıyan kuzey İsveç'teki madenlerden demir cevherini taşımak için demiryolu sistemini kullanmasına izin vermesi nedeniyle bazen tartışılmıştır. Bununla birlikte İsveç, Kış Savaşı'nda Finlandiya'nın savunmasına da dolaylı olarak katkıda bulunmuş ve 1943'ten sonra Norveç ve Danimarka birliklerinin İsveç'te eğitim görmesine izin vermiştir.

2009'da GSMH cinsinden ölçülen kalkınma yardımı. Kaynak: OECD: OECD. Yüzde olarak İsveç en büyük donördür.

Soğuk Savaş'ın ilk dönemlerinde İsveç, bağlantısızlık ve uluslararası ilişkilerde düşük profil politikasını güçlü ulusal savunmaya dayalı bir güvenlik politikası ile birleştirmiştir. İsveç ordusunun işlevi saldırıları caydırmaktı. Aynı zamanda ülke, özellikle istihbarat alışverişi alanında, Batı bloğu ile nispeten yakın gayrı resmi bağlantılarını sürdürdü. 1952 yılında bir İsveç DC-3 uçağı Baltık Denizi üzerinde bir Sovyet MiG-15 jet avcı uçağı tarafından düşürüldü. Daha sonra yapılan incelemeler uçağın aslında NATO için bilgi topladığını ortaya çıkardı. Birkaç gün sonra bir Catalina arama kurtarma uçağı daha gönderildi ve o da Sovyetler tarafından düşürüldü. Başbakan Olof Palme 1970'lerde Küba'ya resmi bir ziyarette bulundu ve bu ziyaret sırasında yaptığı bir konuşmada Fulgencio Batista hükümetini kınadı ve çağdaş Kübalı ve Kamboçyalı devrimcileri övdü.

1960'ların sonlarından itibaren İsveç uluslararası ilişkilerde daha önemli ve bağımsız bir rol oynamaya çalıştı. Özellikle Birleşmiş Milletler aracılığıyla uluslararası barış çabalarına ve Üçüncü Dünya'ya desteğe önemli ölçüde dahil oldu.

27 Ekim 1981'de Sovyetler Birliği'ne ait Whiskey sınıfı bir denizaltı (U 137) ülkenin güneyindeki Karlskrona'da bulunan deniz üssü yakınlarında karaya oturdu. Araştırmalar denizaltının bir seyir hatası sonucu mu yoksa bir düşmanın İsveç'in askeri potansiyeline karşı casusluk yapması sonucu mu sığlığa düştüğünü hiçbir zaman net olarak ortaya koyamamıştır. Olay İsveç ve Sovyetler Birliği arasında diplomatik bir krize yol açtı. 1986 yılında Olof Palme'nin öldürülmesi ve Soğuk Savaş'ın sona ermesinin ardından İsveç daha geleneksel bir dış politika yaklaşımı benimsemiştir. Bununla birlikte, ülke barışı koruma misyonlarında aktif olmaya devam etmekte ve önemli bir dış yardım bütçesini sürdürmektedir.

İsveç 1995 yılından beri Avrupa Birliği üyesidir ve yeni dünya güvenlik durumunun bir sonucu olarak ülkenin dış politika doktrini kısmen değişmiş ve İsveç Avrupa güvenlik işbirliğinde daha aktif bir rol oynamaya başlamıştır.

Askeri

Saab JAS 39 Gripen, İsveç Hava Kuvvetleri'ne ait gelişmiş bir İsveç çok rollü savaş uçağıdır.

İsveç'te yasalar çeşitli devlet kurumları tarafından uygulanmaktadır. İsveç polisi, polis konularıyla ilgilenen bir Devlet kurumudur. Ulusal Görev Gücü, polis teşkilatı içinde yer alan ulusal bir SWAT birimidir. İsveç Güvenlik Servisi'nin sorumlulukları karşı casusluk, anti-terörist faaliyetler, anayasanın korunması ve hassas nesnelerin ve kişilerin korunmasıdır.

Försvarsmakten (İsveç Silahlı Kuvvetleri), İsveç Savunma Bakanlığı'na bağlı ve İsveç silahlı kuvvetlerinin barış zamanı operasyonlarından sorumlu bir devlet kurumudur. Kurumun birincil görevi, savaş durumunda İsveç'in savunmasına yeniden odaklanma yeteneğini uzun vadede korurken, barışı koruma güçlerini yurtdışında eğitmek ve konuşlandırmaktır. Silahlı kuvvetler Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri olarak ayrılmıştır. Silahlı kuvvetlerin başı, ülkedeki en kıdemli subay olan Başkomutandır (Överbefälhavaren, ÖB). Kral 1974'e kadar geçici olarak Başkomutandı, ancak gerçekte 20. yüzyıl boyunca hükümdarın askeri lider olarak aktif bir rolü olmayacağı açıkça anlaşılmıştı.

İsveç tarafından üretilen ve kullanılan piyade savaş aracı CV90

Soğuk Savaş'ın sonuna kadar askerlik çağına gelen erkeklerin neredeyse tamamı askere alınmaktaydı. Son yıllarda askere alınan erkeklerin sayısı önemli ölçüde azalırken, gönüllü kadınların sayısı biraz artmıştır. Askere alma genel olarak, yalnızca hizmete en uygun olanlara odaklanmak yerine, en motive olmuş kişileri bulmaya doğru kaymıştır. Yasa gereği, yurtdışında görev yapan tüm askerler gönüllü olmak zorundadır. 1975 yılında askere alınanların toplam sayısı 45,000 idi. 2003 yılına gelindiğinde bu sayı 15,000'e düşmüştür.

1 Temmuz 2010 tarihinde İsveç rutin zorunlu askerlik uygulamasına son vererek, savunmaya hazırlık için aksi gerekmedikçe tamamen gönüllülerden oluşan bir güce geçiş yaptı. Sadece daha sonra uluslararası hizmet için gönüllü olmaya hazır olanların askere alınmasına önem verilecekti. Toplanan toplam kuvvetler yaklaşık 60,000 personelden oluşacaktı. Bu sayı, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından önce İsveç'in 1,000,000 asker toplayabildiği 1980'li yıllarla kıyaslandığında oldukça düşüktür.

Ancak 11 Aralık 2014 tarihinde Baltık bölgesindeki gerginlikler nedeniyle İsveç Hükümeti, İsveç zorunlu askerlik sisteminin bir parçası olan tazeleme eğitimini yeniden uygulamaya koymuştur. 2 Mart 2017'de hükümet, İsveç zorunlu askerlik sisteminin geri kalan kısmı olan temel askeri eğitimi yeniden uygulamaya karar verdi. İlk askerler eğitimlerine 2018 yılında başlamıştır. Yasa artık cinsiyet ayrımı gözetmediğinden, hem erkekler hem de kadınlar askere alınabilecektir. İsveç, Nükleer Silahların Yasaklanmasına ilişkin BM anlaşmasını imzalamamaya karar verdi.

İsveç birlikleri Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Kıbrıs, Bosna Hersek, Kosova, Liberya, Lübnan, Afganistan ve Çad'daki barışı koruma operasyonlarında yer aldı.

Ekonomi

Bin kron cinsinden kişi başına gayrisafi bölgesel hasıla (GRP) (2014)
İsveç ihracatının oransal temsili, 2019

İsveç, kişi başına düşen GSYİH (gayrisafi yurtiçi hasıla) bakımından dünyanın en zengin on altıncı ülkesidir ve vatandaşları tarafından yüksek bir yaşam standardı deneyimlenmektedir. İsveç ihracat odaklı karma bir ekonomidir. Kereste, hidroelektrik ve demir cevheri, dış ticarete ağırlık veren bir ekonominin kaynak temelini oluşturmaktadır. İsveç'in mühendislik sektörü üretim ve ihracatın %50'sini oluştururken, telekomünikasyon, otomotiv endüstrisi ve ilaç sanayileri de büyük önem taşımaktadır. İsveç dünyanın en büyük dokuzuncu silah ihracatçısıdır. Tarım, GSYİH ve istihdamın %2'sini oluşturmaktadır. Ülke, telefon ve internet erişimi yaygınlığı açısından en üst sıralarda yer almaktadır.

Sendikalar, işveren birlikleri ve toplu sözleşmeler İsveç'teki çalışanların büyük bir bölümünü kapsamaktadır. Toplu sözleĢmelerin yüksek kapsamı, toplu sözleĢmeleri tüm endüstrileri veya sektörleri kapsayacak Ģekilde geniĢleten devlet mekanizmalarının yokluğuna rağmen elde edilmiĢtir. Hem toplu pazarlığın öne çıkan rolü hem de yüksek kapsama oranına ulaĢma Ģekli, Ġsveç endüstri iliĢkilerinde öz düzenlemenin (iĢgücü piyasası taraflarının kendilerinin düzenlemesi) devlet düzenlemesine göre baskınlığını yansıtmaktadır. İsveç Ghent sistemi 2007 yılında değiştirilerek işsizlik fonlarına ödenen ücretler önemli ölçüde artırıldığında, sendika yoğunluğunda ve işsizlik fonlarının yoğunluğunda önemli bir düşüş meydana gelmiştir.

İsveç, merkezi Göteborg'da bulunan bir otomobil şirketi olan Volvo Cars'a ev sahipliği yapmaktadır

2010 yılında İsveç'in gelir Gini katsayısı 0,25 ile gelişmiş ülkeler arasında en düşük üçüncü değerdir - Japonya ve Danimarka'dan biraz daha yüksektir - bu da İsveç'in düşük gelir eşitsizliğine sahip olduğunu göstermektedir. Ancak İsveç'in servet Gini katsayısı 0,853 ile gelişmiş ülkeler arasında en yüksek ikinci değer olup Avrupa ve Kuzey Amerika ortalamalarının üzerindedir ve bu da yüksek servet eşitsizliğine işaret etmektedir. Harcanabilir gelir bazında bile, gelir eşitsizliği Gini katsayısının coğrafi dağılımı İsveç'in farklı bölgeleri ve belediyeleri arasında farklılık göstermektedir. Stockholm dışındaki Danderyd, 0,55 ile İsveç'in en yüksek Gini gelir eşitsizliği katsayısına sahipken, Gävle yakınlarındaki Hofors 0,25 ile en düşük katsayıya sahiptir. İsveç'in en yoğun nüfuslu iki bölgesi olan Stockholm ve Scania'da ve çevresinde gelir Gini katsayısı 0,35 ile 0,55 arasındadır.

Yapı bakımından İsveç ekonomisi, büyük, bilgi yoğun ve ihracata yönelik bir imalat sektörü; artan ancak nispeten küçük bir ticari hizmet sektörü ve uluslararası standartlara göre büyük bir kamu hizmeti sektörü ile karakterize edilir. Hem imalat hem de hizmet sektöründeki büyük kuruluşlar İsveç ekonomisine hakimdir. Yüksek ve orta-yüksek teknolojili imalat GSYH'nin %9,9'unu oluşturmaktadır.

2007 yılında kayıtlı en büyük 20 İsveç şirketi (ciroya göre) Volvo, Ericsson, Vattenfall, Skanska, Sony Ericsson Mobile Communications AB, Svenska Cellulosa Aktiebolaget, Electrolux, Volvo Personvagnar, TeliaSonera, Sandvik, Scania, ICA, Hennes & Mauritz, IKEA, Nordea, Preem, Atlas Copco, Securitas, Nordstjernan ve SKF idi. İsveç sanayisinin büyük çoğunluğu, diğer birçok sanayileşmiş Batı ülkesinin aksine, özel sektör tarafından kontrol edilmektedir ve tarihsel standartlara uygun olarak, kamuya ait işletmeler önemsizdir.

İsveç'te reel GSYİH büyümesi, 1996-2006

Tahminen 4,5 milyon İsveçli istihdam edilmektedir ve işgücünün yaklaşık üçte biri yükseköğrenimi tamamlamıştır. ÇalıĢılan saat baĢına GSYĠH açısından Ġsveç, 2006 yılında Ġspanya'daki 22 ABD Doları ve ABD'deki 35 ABD Doları ile karĢılaĢtırıldığında 31 ABD Doları ile dünyanın en yüksek dokuzuncu ülkesi olmuĢtur. ÇalıĢılan saat baĢına GSYĠH ekonominin geneli için yılda %2,5 oranında artmaktadır ve ticaret terimleri dengeli verimlilik artıĢı %2'dir. OECD'ye göre, deregülasyon, küreselleşme ve teknoloji sektöründeki büyüme verimliliğin temel itici güçleri olmuştur. İsveç, özelleştirilmiş emeklilik maaşlarında dünya lideridir ve emeklilik finansmanı sorunları diğer birçok Batı Avrupa ülkesine kıyasla nispeten daha azdır. Ücret kaybı olmaksızın altı saatlik bir iş gününün uygulanabilirliğini test etmek için 2014 yılında Göteborg belediye personelinin katılımıyla bir pilot program başlatılacaktır. İsveç hükümeti, hastalık izni saatlerinin azaltılması ve verimliliğin arttırılması yoluyla maliyetlerini azaltmaya çalışmaktadır.

İsveç, Schengen Bölgesi ve AB tek pazarının bir parçasıdır.

Tipik bir işçi, vergi takozundan sonra işgücü maliyetinin %40'ını almaktadır. İsveç'in topladığı toplam verginin GSYH'ye oranı 1990 yılında %52,3 ile zirve yapmıştır. Ülke 1990-1991 yıllarında bir emlak ve bankacılık kriziyle karşı karşıya kalmış ve bunun sonucunda 1991 yılında vergi oranlarını düşürmek ve vergi tabanını genişletmek için vergi reformları gerçekleştirmiştir. 1990 yılından bu yana İsveç'te toplanan vergilerin GSYH'ye oranı düşmekte olup, en yüksek gelire sahip olanlar için toplam vergi oranları en fazla düşen kesim olmuştur. 2010 yılında ülkenin GSYH'sinin %45,8'i vergi olarak toplanmıştır; bu oran OECD ülkeleri arasında ikinci en yüksek orandır ve ABD veya Güney Kore'deki oranın neredeyse iki katıdır. Vergi gelirleriyle finanse edilen istihdam İsveç'teki işgücünün üçte birini temsil etmektedir ve bu oran diğer birçok ülkeye kıyasla oldukça yüksektir. Genel olarak GSYİH büyümesi, 1990'ların başında özellikle imalat sektöründeki reformların yürürlüğe girmesinden bu yana hızlı bir şekilde gerçekleşmiştir.

Nordstan, Kuzey Avrupa'nın en büyük alışveriş merkezlerinden biridir

Dünya Ekonomik Forumu'nun 2012-2013 Küresel Rekabet Edebilirlik Raporu'na göre İsveç dünyanın en rekabetçi dördüncü ekonomisidir. İsveç, 2014 Küresel Yeşil Ekonomi Endeksi'nde (GGEI) en iyi performans gösteren ülkedir. İsveç, IMD Dünya Rekabet Edebilirlik Yıllığı 2013'te dördüncü sırada yer almaktadır. Toronto Üniversitesi'nden ABD'li ekonomist Profesör Richard Florida'nın Yaratıcı Sınıfın Uçuşu adlı kitabına göre İsveç, iş dünyası için Avrupa'daki en iyi yaratıcılığa sahip ülke olarak gösterilmekte ve dünyanın en amaçlı çalışanları için bir yetenek mıknatısı olacağı öngörülmektedir. Kitap, iş dünyası için en yararlı olduğunu iddia ettiği yaratıcılık türlerini (yetenek, teknoloji ve hoşgörü) ölçmek için bir endeks hazırladı.

İsveç, İsveçlilerin referandumda avroyu reddetmesinin bir sonucu olarak kendi para birimi olan İsveç kronunu (SEK) korumaktadır. 1668'de kurulan ve bu nedenle dünyanın en eski merkez bankası olan İsveç Riksbank, şu anda %2'lik bir enflasyon hedefiyle fiyat istikrarına odaklanmaktadır. OECD'nin 2007 İsveç Ekonomik Araştırması'na göre, İsveç'teki ortalama enflasyon 1990'ların ortalarından bu yana, büyük ölçüde deregülasyon ve küreselleşmenin hızlı kullanımı nedeniyle, Avrupa ülkeleri arasında en düşük enflasyonlardan biri olmuştur.

En büyük ticaret akımları Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Norveç, Birleşik Krallık, Danimarka ve Finlandiya ile gerçekleşmektedir.

1980'lerdeki mali deregülasyon emlak piyasasını olumsuz etkilemiş, 1990'ların başında bir balona ve nihayetinde bir çöküşe yol açmıştır. Ticari emlak fiyatları üçte iki oranında düşmüş ve bunun sonucunda iki İsveç bankası hükümet tarafından devralınmak zorunda kalmıştır. Takip eden yirmi yıl içinde emlak sektörü güçlendi. 2014 yılına gelindiğinde yasa koyucular, ekonomistler ve IMF, konut emlak fiyatlarının yükselmesi ve kişisel ipotek borcu seviyesinin artması nedeniyle bir balon uyarısında bulundu. IMF, yasa koyucuları imar reformu ve daha fazla konut arzı yaratacak diğer araçları değerlendirmeye çağırırken, hane halkı borcunun gelire oranı %170'in üzerine çıktı, çünkü talep mevcut olanı aşıyor ve fiyatları yükseltiyordu. Ağustos 2014 itibariyle, konut kredisi kullananların %40'ı sadece faiz kredisi kullanırken, kullanmayanlar da anaparalarını 100 yılda geri ödeyebilecek bir oranda geri ödüyordu.

Enerji

Ringhals Nükleer Güç Santrali, Göteborg'un güneyinde yer almaktadır

İsveç'in enerji piyasası büyük ölçüde özelleştirilmiştir. Nordik enerji piyasası, Avrupa'daki ilk serbestleştirilmiş enerji piyasalarından biridir ve NASDAQ OMX Commodities Europe ve Nord Pool Spot'ta işlem görmektedir. 2006 yılında 139 TWh'lik toplam elektrik üretiminin 61 TWh'si (%44) hidroelektrikten, 65 TWh'si (%47) ise nükleer enerjiden elde edilmiştir. Aynı zamanda, biyoyakıt, turba vb. kullanımı 13 TWh (%9) elektrik üretirken, rüzgar enerjisi 1 TWh (%1) üretmiştir. İsveç 6 TWh'lik bir farkla net elektrik ithalatçısı olmuştur. Biyokütle temel olarak bölgesel ısıtma, merkezi ısıtma ve sanayi süreçleri için ısı üretmek amacıyla kullanılmaktadır.

İsveç, 1973 petrol krizinin İsveç'in ithal fosil yakıtlara olan bağımlılığını azaltma taahhüdünü güçlendirmesinin ardından 1974 yılında Uluslararası Enerji Ajansı'na katılmıştır. Beklenmedik petrol arzı şoklarına karşı korunmak için ve IEA aracılığıyla yapılan uluslararası taahhütlere uygun olarak İsveç, en az 90 günlük net petrol ithalatı için stratejik bir petrol rezervi bulundurmaktadır. Şubat 2022 itibariyle İsveç'in petrol rezervleri 130 günlük net ithalat değerine ulaşmıştır. İsveç elektrik üretimini çoğunlukla hidroelektrik ve nükleer enerjiden sağlamaktadır. Ancak nükleer enerji kullanımı sınırlı kalmıştır. Diğer şeylerin yanı sıra, Three Mile Island Nükleer Üretim İstasyonu (Amerika Birleşik Devletleri) kazası Riksdag'ı yeni nükleer santralleri yasaklamaya sevk etmiştir. Mart 2005'te yapılan bir kamuoyu yoklaması, %83'ünün nükleer enerjinin korunmasını ya da artırılmasını desteklediğini göstermiştir.

İsveç karbonsuzlaştırma konusunda "küresel bir lider" olarak kabul edilmektedir. Politikacılar İsveç'te petrolün kullanımdan kaldırılması, nükleer enerjinin azaltılması ve yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğine milyarlarca dolarlık yatırım yapılması konusunda açıklamalar yapmıştır. Ülke uzun yıllar boyunca, genel olarak enerji vergileri ve özellikle karbondioksit vergileri de dahil olmak üzere, çevre politikasının bir aracı olarak dolaylı vergilendirme stratejisi izlemiştir. İsveç, karbon fiyatlandırmasını uygulayan ilk ülkedir ve karbon fiyatları 2020 itibariyle dünyadaki en yüksek fiyatlar olmaya devam etmektedir. Bu modelin ülke ekonomisini karbonsuzlaştırmada özellikle etkili olduğu gösterilmiştir. İsveç 2014 yılında 16 TWh'lik bir farkla net elektrik ihracatçısı olmuştur; rüzgar enerjisi santrallerinden elde edilen üretim 11,5 TWh'ye yükselmiştir.

Büyük Stokholm biletli trenleri.
Malmö ile Danimarka'nın başkenti Kopenhag'ı birbirine bağlayan Öresund Köprüsü.

Diğer taraftan İsveç, benzinli araç kullanımını 2025 yılında yasaklayacak bir yasa çıkartmıştır. Ayrıca İsveç 2021 yılı itibarıyla %54,5 oranında yenilenebilir enerji kullanmaktadır.

Ulaşım

Danimarka'da Malmö ve Kopenhag arasındaki Öresund Köprüsü

İsveç'te 162.707 km (101.101 mil) asfalt yol ve 1.428 km (887 mil) otoyol bulunmaktadır. Otoyollar İsveç'in içinden ve Øresund Köprüsü üzerinden Danimarka'ya uzanmaktadır. Yeni otoyollar halen yapım aşamasındadır ve Uppsala'dan Gävle'ye uzanan yeni bir otoyol 17 Ekim 2007 tarihinde tamamlanmıştır. İsveç'te yaklaşık 1736 yılından itibaren soldan trafik (İsveççe'de vänstertrafik) vardı ve 20. yüzyıla kadar da böyle devam etti. Seçmenler 1955 yılında sağdan trafiği reddetmiş, ancak Riksdag'ın 1963 yılında yasayı kabul etmesinin ardından 3 Eylül 1967 tarihinde İsveççe Dagen H olarak bilinen geçiş gerçekleşmiştir.

Stockholm metrosu İsveç'teki tek yeraltı sistemidir ve Stockholm şehrine 100 istasyon üzerinden hizmet vermektedir. Demiryolu taşımacılığı piyasası özelleştirilmiştir, ancak özel sektöre ait birçok işletme bulunmakla birlikte, en büyük operatörler hala devlete aittir. İlçeler yerel trenler için finansman, bilet ve pazarlama sorumluluğuna sahiptir. Diğer trenler için operatörler bilet ve pazarlama işlerini kendileri yürütmektedir. Operatörler arasında SJ, Veolia Transport, DSB, Green Cargo, Tågkompaniet ve Inlandsbanan bulunmaktadır. Demiryollarının çoğu Trafikverket'e aittir ve onun tarafından işletilmektedir.

Stockholm Merkez İstasyonu

Çoğu tramvay ağı 1967 yılında İsveç'in soldan sağa geçmesiyle birlikte kapatıldı. Ancak Norrköping, Stockholm ve Göteborg'da tramvay ağları varlığını sürdürdü ve Göteborg tramvay ağı en büyüğü oldu. Lund'da 13 Aralık 2020 tarihinde yeni bir tramvay hattı açılmıştır.

En büyük havalimanları arasında Stockholm'ün 40 km (25 mil) kuzeyindeki Stockholm-Arlanda Havalimanı (2009 yılında 16,1 milyon yolcu), Göteborg Landvetter Havalimanı (2008 yılında 4,3 milyon yolcu) ve Stockholm-Skavsta Havalimanı (2,0 milyon yolcu) bulunmaktadır. İsveç, İskandinavya'daki en büyük iki liman şirketine ev sahipliği yapmaktadır: Port of Göteborg AB (Göteborg Limanı) ve ulusötesi bir şirket olan Copenhagen Malmö Port AB. Güney İsveç'in büyük bir bölümü için en çok kullanılan havaalanı, İsveç'in en yakın tren istasyonu olan Hyllie'den trenle sadece 12 dakika uzaklıkta bulunan Kastrup veya Kopenhag Havaalanı'dır. Kopenhag Havaalanı aynı zamanda İskandinavya ve Finlandiya'daki en büyük uluslararası havaalanıdır.

İsveç ayrıca birçok komşu ülkeye araba feribotu bağlantılarına sahiptir. Bunlar arasında Umeå'dan Bothnia Körfezi üzerinden Finlandiya'daki Vaasa'ya giden bir rota da bulunmaktadır. Stockholm bölgesinden Åland Denizi üzerinden Åland'daki Mariehamn'a, Finlandiya anakarasındaki Turku ve Helsinki'ye ve ötesinde Estonya ve Rusya'daki St Petersburg'a birkaç bağlantı vardır. Stockholm bölgesinden feribot seferleri ayrıca Letonya'daki Ventspils ve Riga'nın yanı sıra Baltık Denizi üzerinden Polonya'daki Gdańsk'a da bağlanmaktadır. İsveç'in güneydoğusundaki Karlskrona ve Karlshamn feribot limanları Polonya'nın Gdynia ve Litvanya'nın Klaipeda kentlerine hizmet vermektedir. İsveç'in güney ucuna yakın Ystad ve Trelleborg, sırasıyla Danimarka'nın Bornholm adası ve Almanya'nın Sassnitz, Rostock ve Travemünde limanlarıyla feribot bağlantılarına sahiptir ve her ikisinden de Polonya'nın Świnoujście kentine feribot seferleri yapılmaktadır. Trelleborg, kamyonla taşınan ağırlık bakımından İsveç'in en yoğun feribot limanıdır. Sassnitz'e giden rotası 19. yüzyılda buharla çalışan bir demiryolu feribotu olarak başlamıştır ve bugünkü feribot yaz aylarında hala Berlin'e tren taşımaktadır. Travemünde'ye giden bir başka feribot rotası da Malmö'den kalkmaktadır. Danimarka'ya sabit bir bağlantı olan Øresund Köprüsü'nün açılmasına rağmen, en yoğun feribot rotası, Øresund'un en dar bölümü boyunca Helsingborg ile Danimarka'nın Helsingør limanı arasında HH Feribot rotası olarak bilinen kısa bağlantı olmaya devam etmektedir. Her yöne günde yetmişten fazla sefer yapılmaktadır; yoğun zamanlarda her on beş dakikada bir feribot kalkmaktadır. İsveç'in batı kıyısındaki limanlar arasında Kattegat üzerinden Danimarka'daki Grenaa'ya feribot bağlantısı olan Varberg ve Danimarka'nın kuzey ucundaki Frederikshavn ile Almanya'daki Kiel'e hizmet veren Göteborg yer almaktadır. Son olarak, Norveç sınırına yakın Strömstad'dan Norveç'teki Oslofjord çevresindeki varış noktalarına feribot seferleri vardır. Eskiden Göteborg'dan Birleşik Krallık'a Immingham, Harwich ve Newcastle gibi noktalara feribot seferleri vardı, ancak bunlar durduruldu.

İsveç'te her ikisi de Gotland'ı anakaraya bağlayan büyük gemilere sahip iki yerel feribot hattı bulunmaktadır. Hatlar adadaki Visby limanından kalkmakta ve feribotlar Oskarshamn ya da Nynäshamn'a gitmektedir. Daha küçük bir araba feribotu Øresund'daki Ven adasını Landskrona'ya bağlamaktadır.

Kamu politikası

İsveç dünyanın en gelişmiş refah devletlerinden birine sahiptir. OECD'nin 2012 raporuna göre ülke, GSYH'sinin yüzdesi olarak Fransa'dan (sırasıyla %27,3 ve %28,4) sonra en yüksek ikinci kamu sosyal harcamasına ve GSYH'sinin %30,2'si ile Fransa ve Belçika'dan (sırasıyla %31,3 ve %31,0) sonra en yüksek üçüncü toplam (kamu ve özel) sosyal harcamaya sahiptir. İsveç, eğitime eşit erişim sağlamak için 34 OECD ülkesi arasında dokuzuncu en yüksek oran olan GSYH'sinin %6,3'ünü harcamıştır. Ülke, sağlık hizmetleri için toplam GSYH'sinin %10,0'unu harcayarak en yüksek 12. harcamayı yapmıştır.

Tarihsel olarak İsveç, serbest ticaret (tarım hariç) ve çoğunlukla nispeten güçlü ve istikrarlı mülkiyet hakları (hem özel hem de kamu) için sağlam bir destek sağlamıştır, ancak bazı ekonomistler İsveç'in sanayileri tarifelerle teşvik ettiğine ve ülkenin sanayileşmesinin ilk kritik yıllarında kamu sübvansiyonlu Ar-Ge kullandığına dikkat çekmiştir. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra art arda gelen hükümetler vergileri artırarak refah devletini genişletmiştir. Bu dönemde İsveç'in ekonomik büyümesi de sanayi dünyasındaki en yüksek büyüme oranlarından biri olmuştur. Birbirini izleyen bir dizi sosyal reform ülkeyi dünyanın en eşit ve gelişmiş ülkelerinden birine dönüştürdü. Refah devletinin istikrarlı büyümesi, İsveçlilerin daha önce görülmemiş düzeyde sosyal hareketlilik ve yaşam kalitesi elde etmesine yol açtı - bugün İsveç, sağlık, okuryazarlık ve İnsani Gelişim açısından lig tablolarında sürekli olarak en üst sıralarda yer alıyor - bazı zengin ülkelerin (örneğin ABD) çok önünde.

Ancak 1970'lerden itibaren İsveç'in GSYİH büyümesi diğer sanayileşmiş ülkelerin gerisinde kalmış ve ülkenin kişi başına düşen milli geliri birkaç on yıl içinde dördüncü sıradan 14. sıraya düşmüştür. 1990'ların ortalarından günümüze kadar İsveç'in ekonomik büyümesi bir kez daha hızlanmış ve son 15 yılda diğer sanayileşmiş ülkelerin çoğundan (ABD dahil) daha yüksek olmuştur. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın bir raporunda İsveç'in İnsani Gelişme Endeksi'nde 2010 yılında 0.949 olan derecesinin 2030 yılında 0.906'ya düşeceği öngörülmüştür.

İsveç 1980'lerde refah devletinin genişlemesini yavaşlatmaya ve hatta azaltmaya başladı. İsveç, Fransa gibi ülkelere kıyasla özelleştirme, finansallaşma ve deregülasyon gibi neoliberal politikaları benimsemekte nispeten hızlı davranmıştır. Mevcut İsveç hükümeti, önceki sosyal reformların ılımlı bir şekilde geri alınması eğilimini sürdürmektedir. Büyüme, diğer birçok AB-15 ülkesinden daha yüksek olmuştur. Ayrıca OECD'ye göre 1980'lerin ortalarından bu yana İsveç, gelişmiş ülkeler arasında eşitsizliğin en hızlı arttığı ülke olmuştur. Bu durum büyük ölçüde devlet yardımlarının azaltılmasına ve kamu hizmetlerinin özelleştirilmesine doğru bir kaymaya bağlanmıştır. Muhalefetteki Sol Parti'nin aktivistlerinden Barbro Sorman'a göre, "Zenginler daha da zenginleşiyor, yoksullar ise daha da yoksullaşıyor. İsveç ABD'ye benzemeye başlıyor." Yine de çoğu ülkeden çok daha eşitlikçi olmaya devam ediyor. Kısmen bu özelleştirmelerin ve genişleyen ekonomik eşitsizliğin bir sonucu olarak İsveçliler 2014 seçimlerinde Sosyal Demokratları yeniden iktidara getirdi.

İsveç 1990 yılında serbest piyasa tarım politikalarını benimsemiştir. Tarım sektörü 1930'lardan beri fiyat kontrollerine tabiydi. Haziran 1990'da Riksdag, fiyat kontrollerinden önemli ölçüde uzaklaşan yeni bir tarım politikası için oy kullandı. Sonuç olarak gıda fiyatları bir miktar düştü. Ancak, AB'nin tarımsal kontrolleri nedeniyle liberalizasyonlar kısa sürede tartışmalı hale geldi.

1960'ların sonlarından bu yana İsveç, sanayileşmiş dünyada en yüksek vergi kotasına (GSYİH yüzdesi olarak) sahip olmasına rağmen, bugün aradaki fark daralmış ve Danimarka, gelişmiş ülkeler arasında en ağır vergilendirilen ülke olarak İsveç'i geçmiştir. İsveç, yaklaşık %30 belediye gelir vergisi ve maaş yılda yaklaşık 320.000 SEK'i aştığında %20-25 ek yüksek gelirli devlet vergisi ile iki aşamalı artan oranlı bir vergi ölçeğine sahiptir. Bordro vergileri %32'ye ulaşmaktadır. Buna ek olarak, gıda (%12 KDV), ulaşım ve kitaplar (%6 KDV) hariç olmak üzere, özel vatandaşlar tarafından satın alınan birçok şeye %25 oranında ulusal KDV eklenmektedir. Elektrik, benzin/dizel ve alkollü içecekler gibi bazı kalemler ek vergilere tabidir.

2007 yılında toplam vergi geliri GSYİH'nin %47,8'i olarak gerçekleşmiş ve gelişmiş ülkeler arasında ikinci en yüksek vergi yüküne sahip olmuştur. 2006 yılında bu oran %49,1'e gerilemiştir. İsveç'in tersine çevrilmiş vergi dilimi - hizmet çalışanının cüzdanına giden miktar - Belçika'da %10, İrlanda'da %30 ve ABD'de %50 ile karşılaştırıldığında yaklaşık %15'tir. Kamu sektörü harcamaları GSYH'nin %53'ünü oluşturmaktadır. Devlet ve belediye çalışanları işgücünün yaklaşık üçte birini oluşturmaktadır ve bu oran çoğu Batı ülkesinden çok daha fazladır. Sadece Danimarka'da daha büyük bir kamu sektörü vardır (Danimarka işgücünün %38'i). Transfer harcamaları da yüksektir.

2015 ve 2016 yıllarında, istihdam edilen işçilerin yüzde 69'u sendikalarda örgütlüdür. Sendika yoğunluğu 2016 yılında mavi yakalı işçiler arasında %62 (çoğu İsveç Sendikalar Konfederasyonu LO'da) ve beyaz yakalı işçiler arasında %75 (çoğu İsveç Profesyonel Çalışanlar Konfederasyonu TCO'da ve İsveç Profesyonel Dernekler Konfederasyonu SACO'da) idi. İsveç'te devlet destekli sendika işsizlik fonları bulunmaktadır (Ghent sistemi). Sendikalar, 25'ten fazla çalışanı olan tüm İsveç şirketlerinde yönetim kuruluna iki temsilci seçme hakkına sahiptir. İsveç, OECD'de işçi başına düşen hastalık izni miktarında nispeten yüksek bir orana sahiptir: ortalama bir işçi hastalık nedeniyle 24 gün kaybetmektedir.

Mayıs 2017'de işsizlik oranı %7,2 iken istihdam oranı %67,4'tür. 4.983.000 kişiden oluşan işgücünün 387.000'i işsizdir. Gençler (24 yaş ve altı) arasındaki işsizlik 2012 yılında %24,2 olup İsveç'i genç işsizliğinin genel işsizliğe oranının en yüksek olduğu OECD ülkesi yapmaktadır.

Bilim ve teknoloji

Alfred Nobel, dinamitin mucidi ve Nobel Ödülü'nün kurucusu

18. yüzyılda İsveç'te bilimsel devrim başladı. Daha önce teknik ilerleme çoğunlukla Avrupa anakarasından gelmekteydi.

1739 yılında Carl Linnaeus ve Anders Celsius gibi kişilerin ilk üyeleri olduğu İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi kuruldu. İlk öncüler tarafından kurulan şirketlerin birçoğu halen büyük uluslararası markalar olmaya devam etmektedir. Gustaf Dalén AGA'yı kurdu ve güneş valfi için Nobel Ödülü aldı. Alfred Nobel dinamiti icat etti ve Nobel Ödüllerini başlattı. Lars Magnus Ericsson, halen dünyanın en büyük telekom şirketlerinden biri olan ve kendi adını taşıyan Ericsson şirketini kurdu. Jonas Wenström alternatif akımın ilk öncülerindendir ve Sırp asıllı Amerikalı mucit Nikola Tesla ile birlikte üç fazlı elektrik sisteminin mucitlerinden biri olarak anılmaktadır.

Geleneksel mühendislik endüstrisi hala İsveç icatlarının önemli bir kaynağıdır, ancak ilaç, elektronik ve diğer yüksek teknoloji endüstrileri de giderek önem kazanmaktadır. Tetra Pak, Erik Wallenberg tarafından icat edilen sıvı gıdaların saklanmasına yönelik bir buluştu. Bir ülser ilacı olan Losec, 1990'larda dünyanın en çok satan ilacıydı ve AstraZeneca tarafından geliştirildi. Daha yakın bir tarihte Håkan Lans, gemicilik ve sivil havacılık navigasyonu için dünya çapında bir standart olan Otomatik Tanımlama Sistemini icat etmiştir. İsveç ekonomisinin büyük bir kısmı günümüzde teknik icatların ihracatına dayanmaktadır ve İsveç'teki birçok büyük çok uluslu şirketin kökeni İsveçli mucitlerin yaratıcılığına dayanmaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri Patent ve Ticari Marka Ofisi'ne göre İsveçli mucitler 2014 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde 47.112 patente sahipti. Ulus olarak, sadece on ülke İsveç'ten daha fazla patente sahiptir.

İsveç'te kamu ve özel sektör, GSYİH'nin %3,5'inden fazlasını araştırma ve geliştirmeye (AR-GE) ayırmaktadır; bu da İsveç'in AR-GE'ye yaptığı yatırımı GSYİH'nin yüzdesi olarak dünyanın en yüksek ikinci yatırımı haline getirmektedir. İsveç hükümeti onlarca yıldır bilimsel ve Ar-Ge faaliyetlerine öncelik vermektedir. GSYİH'nin yüzdesi olarak, İsveç hükümeti araştırma ve geliştirmeye en fazla harcama yapan ülkedir. İsveç, kişi başına düşen yayınlanmış bilimsel çalışma sayısında diğer Avrupa ülkelerinin önünde yer almaktadır.

2009 yılında İsveç'in en büyük iki bilimsel tesisi olan sinkrotron radyasyon tesisi MAX IV Laboratuvarı ve Avrupa Spallasyon Kaynağı'nın (ESS) inşasına karar verilmiştir. Her iki tesis de Lund'da inşa edilecektir. Yapımı yaklaşık 14 milyar SEK'e mal olan Avrupa Spallasyon Kaynağı, 2019 yılında ilk faaliyetlerine başlayacak ve inşaatın 2025 yılında tamamlanması planlanıyor. ESS, günümüzdeki mevcut nötron kaynağı tesislerinden yaklaşık 30 kat daha güçlü bir nötron ışını sağlayacaktır. Yaklaşık 3 milyar SEK'e mal olan MAX IV'ün açılışı 21 Haziran 2016 tarihinde yapılmıştır. Her iki tesis de malzeme araştırmaları üzerinde güçlü etkilere sahiptir. İsveç, 2019, 2020 ve 2021 yıllarında Küresel İnovasyon Endeksi'nde ikinci sırada yer almıştır.

Vergiler

İsveç'te vergi mükelleflerinin ödediği paranın ortalama %27'si eğitim ve sağlık hizmetlerine, %5'i polis ve orduya, %42'si ise sosyal güvenliğe gitmektedir.

Tipik bir işçi, vergi diliminden sonra işgücü maliyetinin %40'ını almaktadır. İsveç'in topladığı toplam verginin GSYH'ye oranı 1990 yılında %52,3 ile zirve yapmıştır. Ülke 1990-1991 yıllarında bir emlak ve bankacılık kriziyle karşı karşıya kalmış ve bunun sonucunda 1991 yılında vergi oranlarını düşürmek ve vergi tabanını genişletmek için vergi reformları gerçekleştirmiştir. 1990 yılından bu yana, İsveç tarafından toplanan vergilerin GSYİH'ye oranı düşmekte olup, en yüksek gelire sahip olanlar için toplam vergi oranları en fazla düşen kesim olmuştur. 2010 yılında ülkenin GSYH'sinin %45,8'i vergi olarak toplanmıştır; bu oran OECD ülkeleri arasında ikinci en yüksek orandır ve ABD ya da Güney Kore'deki oranın neredeyse iki katıdır.

Emekli Maaşları

İsveç'te ikamet eden herkes devletten emekli maaşı alır. Emekli maaşlarından İsveç Emeklilik Kurumu sorumludur. İsveç'te çalışmış ancak başka bir ülkeye taşınmış kişiler de İsveç emekli maaşı alabilirler. İsveç'te çeşitli emeklilik türleri vardır: mesleki ve özel emeklilik ve ulusal emeklilik. Bir kişi çeşitli emeklilik türlerinin bir kombinasyonunu alabilir.

Demografi

İsveç'teki en büyük şehirler veya kasabalar
"Kommungruppsindelning 2017". Erişim tarihi: 2017-09-16. & "SCB befolkningsstatistik". Erişim tarihi: 2018-07-11.
Sıralama İlçe Pop. Metro. Sıralama İlçe Pop. Metro.
Stockholm
Stockholm
Göteborg
Göteborg
1 Stockholm Stockholm 952,058 2,205,105 11 Umeå Västerbotten 125,434 137,800 Malmö
Malmö
Uppsala
Uppsala
2 Göteborg Västra Götaland 565,496 1,015,974 12 Lund Skåne 121,893 197,300
3 Malmö Skåne 334,987 689,206 13 Borås Västra Götaland 111,354 151,300
4 Uppsala Uppsala 221,141 257,200 14 Huddinge Stockholm 110,335 136,000
5 Linköping Östergötland 158,953 189,800 15 Eskilstuna Södermanland 105,014 110,900
6 Örebro Örebro 150,949 196,700 16 Nacka Stockholm 101,697 114,800
7 Västerås Västmanland 150,564 169,200 17 Gävle Gävleborg 100,825 107,500
8 Helsingborg Skåne 143,671 321,500 18 Halmstad Halland 99,932 119,300
9 Norrköping Östergötland 140,991 149,600 19 Sundsvall Västernorrland 98,837 115,300
10 Jönköping Jönköping 137,863 156,700 20 Södertälje Stockholm 96,254 158,300
İsveç'in ilçelerindeki nüfus yoğunluğu.
kişi/km2
  0–9.9
  10–24.9
  25–49.9
  50–99.9
  100–199.9
  200+

İsveç'in toplam yerleşik nüfusu Ekim 2020'de 10.377.781 idi. Nüfus 20 Ocak 2017 Cuma günü ilk kez 10 milyonu aşmıştır.

Ortalama nüfus yoğunluğu km2 başına 25 kişinin biraz üzerindedir (mil kare başına 65 kişi) ve yerleşim yerlerinde km2 başına 1 437 kişi düşmektedir (en az 200 kişinin yaşadığı sürekli yerleşim yeri). Nüfusun %87'si, tüm kara alanının %1,5'ini kaplayan kentsel alanlarda yaşamaktadır. İsveçlilerin %63'ü büyük kentsel alanlarda yaşamaktadır. Bu oran güneyde kuzeye göre oldukça yüksektir. Başkent Stockholm'ün belediye nüfusu yaklaşık 950.000'dir (1,5 milyonu kentsel alanda ve 2,3 milyonu metropolitan alanda). İkinci ve üçüncü en büyük şehirler Göteborg ve Malmö'dür. Büyük Göteborg'un nüfusu bir milyonun biraz üzerindedir ve aynı durum Öresund boyunca uzanan Scania'nın batı kısmı için de geçerlidir. Malmö'nün de bir parçası olduğu Öresund çevresindeki Danimarka-İsveç sınır ötesi bölgesi olan Öresund Bölgesi 4 milyon nüfusa sahiptir. Büyük şehirlerin dışında, nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu bölgeler arasında Östergötland'ın tarımsal kesimi, batı sahili, Mälaren Gölü çevresi ve Uppsala çevresindeki tarımsal alan yer almaktadır.

İsveç topraklarının yaklaşık %60'ını kapsayan Norrland'ın nüfus yoğunluğu çok düşüktür (kilometre kare başına 5 kişinin altında). Dağlar ve uzak kıyı bölgelerinin çoğunda neredeyse hiç nüfus yoktur. Düşük nüfus yoğunluğu batı Svealand'ın büyük bölümünün yanı sıra güney ve orta Småland'da da mevcuttur. Finnveden olarak bilinen, Småland'ın güney batısında ve çoğunlukla 57. paralelin altında yer alan bir bölge de neredeyse insansız sayılabilir.

1820 ile 1930 yılları arasında, o dönemdeki ülke nüfusunun üçte biri olan yaklaşık 1,3 milyon İsveçli Kuzey Amerika'ya ve bunların çoğu da Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etmiştir. ABD Nüfus Sayım Bürosu'nun 2006 yılı tahminlerine göre 4,4 milyondan fazla İsveçli Amerikalı bulunmaktadır. Kanada'da İsveç kökenli topluluk 330.000 kişiden oluşmaktadır.

Etnik kökene ilişkin resmi istatistikler bulunmamakla birlikte, İsveç İstatistik Kurumu'na göre 2021 yılında İsveç'te yaşayan 2.752.572 (%26) kişi, yurtdışında doğmuş ya da İsveç'te doğmuş ve her iki ebeveyni de yabancı uyruklu olan kişiler olarak tanımlanan yabancı kökenlidir. Bu kişilerin 2.090.503'ü yurt dışında, 662.069'u ise yurt dışında doğmuş ebeveynlerin İsveç'te doğan çocuklarıdır. Ayrıca 805.340 kişinin bir ebeveyni yurt dışında doğmuş, diğer ebeveyni ise İsveç'te doğmuştur.

İsveç, 41,1 yaş ortalamasıyla dünyanın en yaşlı nüfuslarından birine sahiptir.

Dil

İsveç dilini konuşanların dağılımı

İsveç'in resmi dili, Danca ve Norveççe ile akraba ve çok benzer olan, ancak telaffuz ve imla bakımından farklılık gösteren bir Kuzey Cermen dili olan İsveççedir. Norveçliler İsveççeyi anlamakta çok az zorluk çekerler ve Danimarkalılar da Norveçlilerden biraz daha zorlukla anlayabilirler. Aynı durum Norveççeyi Dancadan çok daha kolay anlayan standart İsveççe konuşanlar için de geçerlidir. Ülkenin en güneyinde yer alan Scania'da konuşulan lehçeler, bölgenin geleneksel olarak Danimarka'nın bir parçası olması ve günümüzde Danimarka'ya yakın bir konumda bulunması nedeniyle Danca'dan etkilenmiştir. İsveç Finleri, İsveç nüfusunun yaklaşık %5'ini oluşturan İsveç'in en büyük dilsel azınlığıdır ve Fince bir azınlık dili olarak kabul edilmektedir. 21. yüzyılda anadili Arapça olanların akını nedeniyle, ülkede Arapça kullanımı muhtemelen Fince kullanımından daha yaygındır. Ancak dil kullanımına ilişkin resmi bir istatistik tutulmamaktadır.

Fince ile birlikte dört azınlık dili daha tanınmaktadır: Meänkieli, Sami, Roman ve Yidiş. İsveççe, yeni bir dil yasasının yürürlüğe girdiği 1 Temmuz 2009 tarihinde İsveç'in resmi dili olmuştur. İsveççenin resmi dil ilan edilip edilmemesi konusu geçmişte de gündeme gelmiş ve Riksdag 2005 yılında bu konuyu oylamış, ancak teklif az farkla reddedilmiştir.

İsveçlilerin çoğunluğu, özellikle de İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra doğanlar, ticari bağlantılar, denizaşırı seyahatlerin popülerliği, güçlü bir Anglo-Amerikan etkisi ve yabancı televizyon şovları ve filmlere dublaj yapmak yerine altyazı ekleme geleneği ve İngilizce öğrenmeyi kolaylaştıran iki dilin göreceli benzerliği nedeniyle değişen derecelerde İngilizce anlamakta ve konuşmaktadır. Eurobarometer tarafından 2005 yılında yapılan bir ankette İsveçlilerin %89'u İngilizce konuşabildiğini belirtmiştir.

İngilizce, 1849 gibi erken bir tarihte doğa bilimleri okuyan ortaokul öğrencileri için zorunlu bir ders haline gelmiştir ve 1940'ların sonlarından beri tüm İsveçli öğrenciler için zorunlu bir ders olmuştur. Yerel okul yetkililerine bağlı olarak, İngilizce şu anda birinci sınıf ile dokuzuncu sınıf arasında zorunlu bir derstir ve ortaokulda devam eden tüm öğrenciler en az bir yıl daha İngilizce öğrenmektedir. Çoğu öğrenci ayrıca bir ve bazen iki ek dil daha öğrenmektedir. Anadili İsveççe olanlar için İsveççe kurslarının bir parçası olarak biraz Danca ve Norveççe de öğretilmektedir. Üç kıta İskandinav dili arasındaki kapsamlı karşılıklı anlaşılabilirlik nedeniyle, İsveççe konuşanlar Norveç veya Danimarka'yı ziyaret ederken veya orada yaşarken genellikle kendi ana dillerini kullanırlar.

Din

11. yüzyıldan önce İsveçliler, merkezi Uppsala'daki Tapınak olan Æsir tanrılarına tapan İskandinav paganizmine bağlıydı. 11'inci yüzyılda Hıristiyanlaşmayla birlikte ülkenin yasaları değişmiş ve 19'uncu yüzyılın sonlarına kadar diğer tanrılara ibadet edilmesi yasaklanmıştır. Martin Luther'in İsveçli ortağı Olaus Petri'nin öncülük ettiği 1530'lardaki Protestan Reformu'ndan sonra Roma Katolik Kilisesi'nin otoritesi ortadan kalkmış ve Luthercilik yaygınlaşmıştır. Lutherciliğin benimsenmesi 1593 Uppsala Sinodu ile tamamlanmış ve resmi din haline gelmiştir. Genellikle Lutherci ortodoksluk dönemi olarak bilinen Reformasyon'u izleyen dönemde, Lutherci olmayan küçük gruplar, özellikle Kalvinist Hollandalılar, Moravya Kilisesi ve Fransız Huguenotlar ticaret ve sanayide önemli bir rol oynamış ve dini profillerini düşük tuttukları sürece sessizce hoş görülmüşlerdir. Sami'lerin başlangıçta kendi şamanist dinleri vardı, ancak 17. ve 18. yüzyıllarda İsveçli misyonerler tarafından Lutherciliğe dönüştürüldüler.

Stockholm'deki Protestan Katarina Kilisesi
İsveç'in en eski ikinci camisi 1984 yılında açılan Malmö Camii'dir

Yahudilik ve Roma Katolikliği de dahil olmak üzere diğer dinlere inananların ülkede özgürce yaşamasına ve çalışmasına 18. yüzyılın sonlarındaki dini liberalleşmelerle birlikte izin verilmiştir. Ancak 1860 yılına kadar Luthercilerin başka bir dine geçmesi yasadışı olarak kaldı. 19. yüzyılda çeşitli evanjelik serbest kiliseler ortaya çıkmış ve yüzyılın sonuna doğru sekülerizm birçok kişinin kilise ritüellerinden uzaklaşmasına yol açmıştır. İsveç Kilisesi'nden ayrılmak, 1860 tarihli Dissenter Yasası ile yasal hale geldi, ancak sadece başka bir Hıristiyan mezhebine girmek şartıyla. Herhangi bir dini mezhebin dışında durma hakkı 1951 yılında din özgürlüğü yasasında resmen tesis edilmiştir.

2000 yılında İsveç Kilisesi lağvedilmiştir. İsveç, devlet kilisesini lağveden ikinci İskandinav ülkesi olmuştur (Finlandiya 1869 tarihli Kilise Yasası ile bunu yapmıştır).

2018 yılı sonunda İsveçlilerin %57,7'si İsveç Kilisesi'ne mensuptu; bu sayı önceki yedi yıl boyunca yılda yaklaşık yüzde 1,5 puan, önceki yirmi yıl boyunca ise yılda ortalama yüzde bir puan azalmıştı. Kilise üyelerinin yaklaşık %2'si düzenli olarak Pazar ayinlerine katılmaktadır. Aktif olmayan üye sayısının yüksek olmasının nedeni kısmen, 1996 yılına kadar ebeveynlerden en az birinin üye olması durumunda çocukların doğumla birlikte otomatik olarak üye olmalarıdır. 1996'dan beri sadece vaftiz edilen çocuklar ve yetişkinler üye olmaktadır. Yaklaşık 275,000 İsveçli bugün çeşitli Evanjelik Protestan serbest kiliselerine (cemaate katılımın çok daha yüksek olduğu) üyedir ve son göçler nedeniyle şu anda İsveç'te yaklaşık 100,000 Doğu Ortodoks Hıristiyan ve 92,000 Roma Katoliği yaşamaktadır.

İlk Müslüman cemaati 1949 yılında küçük bir Tatar grubunun Finlandiya'dan göç etmesiyle kurulmuştur. İslam'ın İsveç'teki varlığı, İsveç'in Balkanlar ve Türkiye'den göç almaya başladığı 1960'lı yıllara kadar marjinal kalmıştır. Kuzey Afrika ve Orta Doğu'dan gelen göçlerle birlikte Müslüman nüfusun 600.000'e ulaştığı tahmin edilmektedir. Ancak 2010 yılı itibariyle sadece 110.000 kadarı bir cemaate üyeydi.

Eurobarometer Poll 2010'a göre,

  • İsveç vatandaşlarının %18'i "bir tanrı olduğuna inandıklarını" belirtmiştir.
  • 45'i "bir çeşit ruh ya da yaşam gücü olduğuna inandıklarını" belirtmiştir.
  • 34'ü ise "herhangi bir ruh, tanrı ya da yaşam gücü olduğuna inanmadıklarını" belirtmiştir.

Demoskop'un 2015 yılında yaptığı bir araştırmaya göre İsveçlilerin inançları şu şekildedir

  • 21'i bir tanrıya inanmaktadır (2008'de bu oran %35'ti).
  • 16'sı hayaletlere inanmaktadır.
  • 14'ü yaratılışçılığa ya da akıllı tasarıma inanmaktadır.

Sosyoloji profesörü Phil Zuckerman, İsveçlilerin Tanrı'ya inanmamalarına rağmen ateist terimini yaygın olarak sorguladıklarını, İsveç Kilisesi'nde kalmaktan memnun olmakla birlikte kendilerini Hıristiyan olarak adlandırmayı tercih ettiklerini iddia etmektedir. Din, İsveç kültürel kimliğinde rol oynamaya devam etmektedir. İsveçli yetişkinlerin çoğunluğunun kilise vergisi ödemek zorunda olmalarına rağmen Lüteriyen Kilisesi'nin üyesi olarak kalmaya devam etmesi bunun kanıtıdır; ayrıca İsveç'te vaftiz oranları yüksek kalmaya devam etmekte ve kilise düğünleri artmaktadır.

Uppsala Katedrali.
Lund Katedrali

Sağlık

İsveç'te ortalama yaşam süresinin tarihsel gelişimi

İsveç'te sağlık hizmetleri ağırlıklı olarak vergilerle finanse edilmekte, tüm vatandaşlar için evrensel ve merkezi olmamakla birlikte özel sağlık hizmetleri de mevcuttur. İsveç'teki sağlık sistemi temel olarak il meclisleri ve belediyeler tarafından alınan vergilerle finanse edilmektedir. Ülkede toplam 21 konsey birinci basamak ve hastane hizmetlerinden sorumludur.

İsveç'te özel sağlık hizmetleri nadirdir ve bu özel kurumlar bile zorunlu şehir konseylerine bağlı olarak çalışır. Kent konseyleri, kuralları ve potansiyel özel muayenehanelerin kuruluşunu düzenler. Diğer birçok ülkede yaşlıların ya da psikiyatrik yardıma ihtiyacı olanların bakımı özel olarak yürütülürken, İsveç'te bu tür bakımdan kamu tarafından finanse edilen yerel yönetimler sorumludur.

İsveç'teki sağlık hizmetleri kalite açısından diğer gelişmiş ülkelerle benzerlik göstermektedir. İsveç, düşük bebek ölüm oranı bakımından ilk beş ülke arasında yer almaktadır. Ayrıca ortalama yaşam süresi ve güvenli içme suyu bakımından da üst sıralarda yer almaktadır. 2018 yılında sağlık ve tıbbi bakım, GSYH'nin yaklaşık %11'ini temsil etmiştir.

Eğitim

Uppsala Üniversitesi (kuruluş 1477)

1-5 yaş arası çocukların devlet anaokuluna (İsveççe: förskola veya halk dilinde dagis) gitmeleri garanti edilmektedir. Çocuklar 6-16 yaşları arasında zorunlu kapsamlı okula devam etmektedir. Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı'nda (PISA) 15 yaşındaki İsveçli öğrenciler OECD ortalamasına yakın puanlar almaktadır. Dokuzuncu sınıfı tamamladıktan sonra, öğrencilerin yaklaşık %90'ı üç yıllık bir lise eğitimine (gymnasium) devam etmekte olup, bu eğitim hem mesleki yeterlilik hem de üniversiteye giriş hakkı sağlayabilmektedir. Okul sistemi büyük ölçüde vergilerle finanse edilmektedir.

İsveç hükümeti, 1992 yılında Hollanda'dan sonra dünyadaki ilk ülkelerden biri olarak eğitim kuponlarını uygulamaya koyarak devlet okulları ve bağımsız okullara eşit muamele etmektedir. Herkes kar amacı gütmeyen bir okul kurabilir ve belediye yeni okullara belediye okullarının aldığı kadar ödeme yapmak zorundadır. İsveç'te okul öğle yemeği tüm öğrenciler için ücretsizdir ve kahvaltı verilmesi de teşvik edilmektedir.

İsveç'te en eski ve en büyükleri Uppsala, Lund, Göteborg ve Stockholm'de bulunan çok sayıda farklı üniversite ve kolej bulunmaktadır. 2000 yılında İsveçlilerin %32'si yükseköğrenim diplomasına sahipti ve ülke bu kategoride OECD'de beşinci sırada yer alıyordu. Diğer bazı Avrupa ülkeleriyle birlikte hükümet, İsveç kurumlarında eğitim gören uluslararası öğrencilerin öğrenim ücretlerini de sübvanse etmektedir, ancak Riksdag'da kabul edilen yeni bir yasa tasarısı bu sübvansiyonu AEA ülkeleri ve İsviçre'den gelen öğrencilerle sınırlandıracaktır.

İsveç'in uluslararası PISA sıralamalarında diğer Avrupa ülkelerinden daha fazla gerilemesinin önemli bir nedeni olarak İsveç okullarına büyük göçmen akını gösterilmektedir.

Göçmenlik

Göç, İsveç tarihinin büyük bir bölümünde nüfus artışının ve kültürel değişimin önemli bir kaynağı olmuştur ve son yüzyıllarda ülke, I. Dünya Savaşı'ndan sonra net göç veren bir ülkeden, İkinci Dünya Savaşı'ndan itibaren net göç alan bir ülkeye dönüşmüştür. Göçün ekonomik, sosyal ve siyasi yönleri; etnik köken, ekonomik faydalar, göçmen olmayanlar için istihdam, yerleşim şekilleri, yukarı doğru sosyal hareketlilik üzerindeki etki, suç ve oy verme davranışı konularında tartışmalara neden olmuştur.

İsveç'teki göçmenlerin ve onların soyundan gelenlerin etnik kökenlerine ilişkin kesin rakamlar bulunmamaktadır çünkü İsveç hükümeti etnik kökene ilişkin herhangi bir istatistik tutmamaktadır. Ancak bu durum, göçmenlerin kayıt altına alınan ulusal geçmişleri ile karıştırılmamalıdır.

İsveç'teki göçmenler çoğunlukla Svealand ve Götaland'ın kentsel bölgelerinde yoğunlaşmıştır. 1970'lerin başından bu yana İsveç'e göç, çoğunlukla Asya (özellikle Batı Asya) ve Latin Amerika ülkelerinden gelen mülteci göçü ve aile birleşimi nedeniyle olmuştur. İsveç, 2018'de 21.502 olan sığınma hakkını 2019'da 21.958 kişiye vermiştir.

2021 yılında İsveç'teki her beş kişiden biri (2.090.503) yurt dışında doğmuştur. 2021'de İsveç nüfus kayıtlarındaki en büyük on yabancı doğumlu kişi grubu şunlardır

  1.  Suriye (196.077)
  2.  Irak (146,769)
  3.  Finlandiya (136,607)
  4.  Polonya (95,076)
  5.  İran (83,122)
  6.  Somali (70,087)
  7.  Afganistan (62,803)
  8. Eski Yugoslavya (62.444)
  9.  Bosna Hersek (60.194)
  10.  Türkiye (54,004)

İsveç Emeklilik Kurumu'nun hükümetin talimatıyla yaptığı resmi bir araştırmaya göre, İsveç'e göç devletin emekli maaşları için yaptığı harcamaları iki katına çıkaracak. İsveç'e 2017 yılı için toplam göç yaklaşık 180,000 kişi olacak ve bundan sonra her yıl 110,000 kişi göç edecek.

Kültür

Nationalmuseum in Stockholm

İsveç, August Strindberg, Astrid Lindgren ve Nobel Ödülü sahibi Selma Lagerlöf ve Harry Martinson gibi dünya çapında tanınan birçok yazara sahiptir. Toplamda yedi Nobel Edebiyat Ödülü İsveçlilere verilmiştir. Ülkenin en tanınmış sanatçıları Carl Larsson ve Anders Zorn gibi ressamlar ile Tobias Sergel ve Carl Milles gibi heykeltıraşlardır.

İsveç 20. yüzyıl kültürü, Mauritz Stiller ve Victor Sjöström'ün sinemanın ilk günlerindeki öncü çalışmalarıyla dikkat çekmektedir. 1920-1980'li yıllarda film yapımcısı Ingmar Bergman ile oyuncular Greta Garbo ve Ingrid Bergman sinemada uluslararası alanda tanınan kişiler olmuşlardır. Daha yakın zamanlarda Lukas Moodysson, Lasse Hallström ve Ruben Östlund'un filmleri uluslararası alanda tanınmıştır.

1960'lar ve 1970'ler boyunca İsveç, günümüzde "cinsel devrim" olarak adlandırılan süreçte uluslararası bir lider olarak görülmüş ve cinsiyet eşitliği özellikle teşvik edilmiştir. İlk İsveç filmi I Am Curious (Yellow) (1967), uluslararası alanda dikkat çeken sevişme sahneleri de dahil olmak üzere cinselliğe liberal bir bakış açısını yansıtmış ve daha önce Ingmar Bergman'ın Summer with Monika filmiyle ABD'de tanıtılan "İsveç günahı" kavramını tanıtmıştır.

"Sıcak aşk ve soğuk insanlar" imajı ortaya çıktı. Cinsel liberalizm, geleneksel sınırları yıkarak doğal güçlerin ve arzuların özgürleşmesine yol açacak modernleşme sürecinin bir parçası olarak görülüyordu.

Küçük bir İsveç kasabası olan Åmål'da yaşayan iki genç lezbiyeni konu alan Show Me Love (Bana Aşkı Göster) gibi filmlerin popüler olarak kabul görmesinin de yansıttığı gibi, İsveç eşcinselliğe karşı da oldukça liberal hale gelmiştir. İsveç, 1 Mayıs 2009'da "kayıtlı partnerlik" yasalarını yürürlükten kaldırıp yerine cinsiyet ayrımı gözetmeyen evlilik yasalarını getirdiğinden beri hem aynı cinsiyetten hem de karşı cinsiyetten çiftler için ev partnerliği sunmaktadır. Gençlerin yanı sıra yaşlı çiftler de dahil olmak üzere her yaştan çiftin birlikte yaşaması (sammanboende) yaygındır. 2009 yılı itibariyle İsveç'te bir bebek patlaması yaşanmaktadır.

Müzik

İsveçli ABBA grubu Nisan 1974'te, Eurovision Şarkı Yarışması'nı kazandıktan birkaç gün sonra

Viking yerleşimlerinde bulunan enstrümanlara dayanarak İskandinav müziğinin tarihsel olarak yeniden yaratılmasına çalışılmıştır. Kullanılan enstrümanlar lur (bir tür trompet), basit telli çalgılar, tahta flütler ve davullardır. İsveç önemli bir halk müziği sahnesine sahiptir. Bir Sami müziği türü olan joik, geleneksel Sami animistik ruhaniliğinin bir parçası olan bir ilahidir. Önemli besteciler arasında Carl Michael Bellman ve Franz Berwald sayılabilir.

İsveç ayrıca önemli bir koro müziği geleneğine sahiptir. İsveç'in 9,5 milyonluk nüfusu içinde beş ila altı yüz bin kişinin korolarda şarkı söylediği tahmin edilmektedir.

İsveç, 2007 yılında 800 milyon doları aşan geliriyle dünyanın en büyük üçüncü müzik ihracatçısı olmuş ve sadece ABD ve İngiltere'yi geride bırakmıştır. Bir kaynağa göre 2013 yılında İsveç, dünyada kişi başına en çok liste başı şarkı üreten ülkedir; İsveç'i İngiltere ve ABD takip etmektedir. İsveç oldukça canlı bir caz sahnesine sahiptir. Yaklaşık son altmış yıl boyunca, hem yerel hem de dış etkiler ve deneyimlerle teşvik edilen oldukça yüksek bir sanatsal standarda ulaşmıştır. İsveç Halk Müziği ve Caz Araştırmaları Merkezi, Lars Westin'in İsveç'teki caza genel bir bakışını yayınlamıştır.

Mimari

Djurgårdsbron

13. yüzyıldan önce neredeyse tüm binalar ahşaptan yapılıyordu, ancak taşa doğru bir kayma başladı. İsveç'in ilk taş binaları kırsal kesimdeki Romanesk kiliselerdir. Haliyle bunların çoğu Scania'da inşa edilmiştir ve aslında Danimarka kiliseleridir. Buna 11. yüzyıldan kalma Lund Katedrali ve Dalby'deki biraz daha genç kilisenin yanı sıra Ystad, Malmö ve Helsingborg gibi Hansa Birliği'nin etkisiyle inşa edilen birçok erken Gotik kilise de dahildir.

İsveç'in diğer bölgelerindeki katedraller de İsveç piskoposlarının oturduğu yerler olarak inşa edilmiştir. Skara Katedrali 14. yüzyıldan, Uppsala Katedrali ise 15. yüzyıldan kalma tuğlalardan yapılmıştır. 1230 yılında Linköping Katedrali'nin temelleri atılmış, malzeme olarak kireç taşı kullanılmış, ancak binanın tamamlanması 250 yıl kadar sürmüştür.

Daha eski yapılar arasında Borgholm Kalesi, Halltorps Malikanesi ve Öland adasındaki Eketorp kalesi, Nyköping kalesi ve Visby şehir duvarı gibi bazı önemli kaleler ve diğer tarihi binalar da bulunmaktadır.

Kalmar Katedrali

1520 yılı civarında İsveç Orta Çağ'dan çıkıp Kral Gustav Vasa'nın yönetiminde birleşmiş ve hemen büyük konaklar, kaleler ve hisarlar inşa edilmeye başlanmıştır. Bunlardan en görkemlileri arasında Kalmar Kalesi, Gripsholm Kalesi ve Vadstena'daki kale sayılabilir.

Sonraki iki yüzyılda İsveç, Barok mimarisi ve daha sonra Rokoko tarafından belirlendi. Bu döneme ait önemli projeler arasında şu anda Dünya Mirası Alanı ilan edilmiş olan Karlskrona şehri ve Drottningholm Sarayı yer almaktadır.

1930, Fonksiyonalizm ya da bilinen adıyla funkis'in atılımını işaret eden büyük Stockholm sergisinin yapıldığı yıldı. Bu tarz, sonraki on yıllarda baskın hale geldi. Bu türden bazı önemli projeler, büyük apartman komplekslerinde uygun fiyatlı yaşam sunan Milyon Programı'ydı.

Stockholm'de bulunan Ericsson Globe, Dünya üzerindeki en büyük yarım küre şeklindeki binadır. Büyük beyaz bir top şeklindedir ve inşası iki buçuk yıl sürmüştür.

Medya

Sveriges Television'ın Stockholm'deki Genel Merkezi

İsveçliler dünyadaki en büyük gazete tüketicileri arasındadır ve neredeyse her kasabada yerel bir gazete bulunmaktadır. Ülkenin başlıca kaliteli sabah gazeteleri Dagens Nyheter (liberal), Göteborgs-Posten (liberal), Svenska Dagbladet (liberal muhafazakar) ve Sydsvenska Dagbladettir (liberal). En büyük iki akşam gazetesi Aftonbladet (sosyal demokrat) ve Expressendir (liberal). Reklamlarla finanse edilen ücretsiz uluslararası sabah gazetesi Metro International, İsveç'in Stockholm kentinde kurulmuştur. Ülkenin haberleri, diğerlerinin yanı sıra The Local (liberal) tarafından İngilizce olarak bildirilmektedir.

İsveç'te kamu yayın şirketleri uzun süre radyo ve televizyon tekelini elinde tutmuştur. Lisansla finanse edilen radyo yayınları 1925 yılında başlamıştır. Korsan radyo istasyonlarına karşılık olarak 1954 yılında ikinci bir radyo ağı, 1962 yılında ise üçüncü bir radyo ağı açılmıştır. Kar amacı gütmeyen topluluk radyosuna 1979 yılında izin verilmiş ve 1993 yılında ticari yerel radyo başlamıştır.

Lisansla finanse edilen televizyon hizmeti resmi olarak 1956 yılında başlatılmıştır. İkinci bir kanal olan TV2 ise 1969 yılında açılmıştır. Bu iki kanal (1970'lerin sonlarından beri Sveriges Television tarafından işletilmektedir) kablolu ve uydu televizyonun kullanıma sunulduğu 1980'lere kadar tekel konumundaydı. İsveççe yayın yapan ilk uydu hizmeti 1987 yılında Londra'dan yayına başlayan TV3'tür. Bunu 1989'da Kanal 5 (o zamanlar Nordic Channel olarak biliniyordu) ve 1990'da TV4 izledi.

1991 yılında hükümet, karasal ağ üzerinden yayın yapmak isteyen özel televizyon şirketlerinin başvurularını almaya başlayacağını duyurdu. Daha önce uydu üzerinden yayın yapan TV4'e izin verildi ve 1992 yılında karasal yayınlarına başlayarak ülke içinden televizyon yayını yapan ilk özel kanal oldu.

Nüfusun yaklaşık yarısı kablolu televizyona bağlıdır. İsveç'te dijital karasal televizyon 1999 yılında başlamış ve son analog karasal yayınlar 2007 yılında sonlandırılmıştır.

İsveç'te faaliyet gösteren başlıca gazeteler, Dagens Nyheter, Expressen, Afton Bladet ve Svenska Dagbladet'tir. Ülkenin devlet televizyonu ise SVT'dir. SVT'nin SVT24 kanalında ise haber içerikli yayınlar yapılır. Ülkenin en çok dinlenilen devlet radyoları ise P1, P2, P3, P4 ve P6'dır. Bu radyolar da haber ve tartışma içerikli yayınlar yapılmakta ve ülkedeki yol durumları ile ilgili olarak güncel bilgileri dinleyiciler ile paylaşılmaktadır.

Edebiyat

Yazar ve oyun yazarı August Strindberg

İsveç'ten çıkan ilk edebi metin, MS 800 civarında Viking Çağı'nda oyulmuş olan Rök runik taşıdır. Ülkenin MS 1100 civarında Hıristiyanlığa geçmesiyle birlikte İsveç, manastır yazarlarının Latince kullanmayı tercih ettiği Orta Çağ'a girmiştir. Bu nedenle, o döneme ait Eski İsveççe'de yalnızca birkaç metin bulunmaktadır. İsveç edebiyatı ancak 16. yüzyılda dil standartlaştırıldığında gelişmeye başlamıştır. Bu standartlaşma büyük ölçüde İncil'in 1541 yılında İsveççeye tam olarak çevrilmesinden kaynaklanmıştır. Bu çeviri Gustav Vasa İncili olarak adlandırılır.

Eğitimin gelişmesi ve sekülerleşmenin getirdiği özgürlükle birlikte 17. yüzyılda birçok önemli yazar İsveç dilini daha da geliştirmiştir. İsveççe klasik şiir yazan ilk kişi olan Georg Stiernhielm (17. yüzyıl); akıcı İsveççe nesir yazan ilk kişi olan Johan Henric Kellgren (18. yüzyıl); burlesk baladların ilk yazarı Carl Michael Bellman (18. yüzyıl sonları); ve dünya çapında ün kazanan sosyo-gerçekçi yazar ve oyun yazarı August Strindberg (19. yüzyıl sonları) bunlardan bazılarıdır. 20. yüzyılın başları Selma Lagerlöf (1909 Nobel ödüllü), Verner von Heidenstam (1916 Nobel ödüllü) ve Pär Lagerkvist (1951 Nobel ödüllü) gibi önemli yazarlar yetiştirmeye devam etmiştir.

Son yıllarda, aralarında polisiye roman yazarı Henning Mankell ve casus kurgu yazarı Jan Guillou'nun da bulunduğu bir avuç İsveçli yazar kendilerini uluslararası alanda kabul ettirmiştir. Dünya edebiyatı üzerinde en kalıcı etkiyi bırakan İsveçli yazar, çocuk kitapları yazarı Astrid Lindgren ve onun Pippi Uzunçorap, Emil ve diğerleri hakkındaki kitaplarıdır. 2008 yılında dünyada en çok satan ikinci kurgu yazarı, Millennium serisi polisiye romanları ölümünden sonra eleştirmenlerin beğenisine sunulmuş olan Stieg Larsson'dur. Larsson, ana karakteri Lisbeth Salander'i Uzunçorap'a dayandırarak Lindgren'in çalışmalarından büyük ölçüde yararlanmıştır.

Tatiller

İsveç'te Walpurgis Gecesi şenlik ateşi

Geleneksel Protestan Hristiyan bayramlarının yanı sıra İsveç, bazıları Hristiyanlık öncesi geleneklerden gelen bazı benzersiz bayramları da kutlamaktadır. Bunlar arasında yaz gündönümünün kutlandığı Yaz Ortası; 30 Nisan'da şenlik ateşlerinin yakıldığı Walpurgis Gecesi (Valborgsmässoafton); ve 1 Mayıs'ta sosyalist gösterilere adanan İşçi Bayramı ya da Mayıs Günü yer almaktadır. Işık veren Aziz Lucia'nın günü olan 13 Aralık, İtalyan kökenine işaret eden ve bir ay süren Noel sezonunu başlatan ayrıntılı kutlamalarla geniş çapta kabul görmektedir.

6 Haziran İsveç'in Ulusal Günüdür ve 2005 yılından bu yana resmi tatildir. Ayrıca, resmi bayrak dalgalanma günü kutlamaları ve İsveç takviminde bir İsim Günleri vardır. Ağustos ayında birçok İsveçli kräftskivor (kerevit yemeği partileri) düzenler. Martin of Tours Arifesi, Kasım ayında Scania'da kaz kızartması ve svartsoppa'nın ('kara çorba', kaz suyu, meyve, baharat, alkollü içkiler ve kaz kanından yapılır) servis edildiği Mårten Gås partileriyle kutlanır. İsveç'in yerli azınlıklarından biri olan Samiler 6 Şubat'ta tatil yaparken, Scania'da Temmuz ayının üçüncü Pazar günü Scanian Bayrağı günü kutlanmaktadır.

Mutfak

Tarçınlı rulolar İsveç ve Danimarka'da ortaya çıkmıştır.

İsveç mutfağı, diğer İskandinav ülkelerinde (Danimarka, Norveç ve Finlandiya) olduğu gibi geleneksel olarak basitti. Balık (özellikle ringa balığı), et, patates ve süt ürünleri önemli rol oynamıştır. Baharatlar seyrekti. Geleneksel olarak sos, haşlanmış patates ve yaban mersini reçeli ile servis edilen İsveç köfteleri; krepler; et artıklarını değerlendirmek için baharatlı kızarmış et ve patates karışımı olan pyttipanna; lutfisk; ve smörgåsbord ya da lüks açık büfe gibi yemekler hazırlanırdı. Akvavit popüler bir alkollü damıtılmış içkidir ve enstantane içmek kültürel bir öneme sahiptir. Geleneksel düz ve kuru gevrek ekmek, çeşitli çağdaş varyantlara dönüşmüştür. Bölgesel olarak önemli yiyecekler kuzey İsveç'te surströmming (fermente bir balık) ve güney İsveç'te yılan balığıdır.

Bazıları yüzlerce yıllık olan geleneksel İsveç yemekleri, günümüz İsveç mutfağının pek çok uluslararası yemeği benimsemesine rağmen, İsveç'in günlük yemeklerinin önemli bir parçası olmaya devam etmektedir.

Ağustos ayında kerevit partisi, kräftskiva olarak bilinen geleneksel ziyafette İsveçliler dereotu ile haşlanmış çok miktarda kerevit yerler.

Knäckebröd (Gevrek ekmek)

Sinema

İsveç yıllar boyunca film alanında oldukça başarılı olmuştur, birçok başarılı İsveçli Hollywood aktöründen söz edilebilir: Ingrid Bergman, Greta Garbo, Max von Sydow, Dolph Lundgren, Lena Olin, Stellan Skarsgård, Peter Stormare, Izabella Scorupco, Pernilla August, Ann-Margret, Anita Ekberg, Alexander Skarsgård, Harriet Andersson, Bibi Andersson, Ingrid Thulin, Malin Akerman ve Gunnar Björnstrand. Birçok yönetmen arasında uluslararası başarılı filmler yapan yönetmenlerden bahsedilebilir: Ingmar Bergman, Lukas Moodysson, ve Lasse Hallström.

Moda

İsveç'te modaya olan ilgi büyüktür ve ülke sınırları içerisinde Hennes & Mauritz (H&M olarak faaliyet göstermektedir), J. Lindeberg (JL olarak faaliyet göstermektedir), Acne, Lindex, Odd Molly, Cheap Monday, Gant, WESC, Filippa K ve Nakkna gibi ünlü markalar bulunmaktadır. Ancak bu şirketler büyük ölçüde Avrupa ve Amerika'nın dört bir yanından moda ürünleri ithal eden alıcılardan oluşmakta ve İsveç iş dünyasının komşularının çoğu gibi çok uluslu ekonomik bağımlılığa yönelik eğilimini sürdürmektedir.

İsveç'te Hennes & Mauritz (işletme ismi H&M), Kappahl, Lindex,J. Lindeberg (işletme ismi JL), Acne, Gina Tricot, Tiger of Sweden, Odd Molly, Dagmar, Cheap Monday, Gant, Lexington, Svea, Resteröds, Nudie Jeans, WESC ve Filippa K gibi ünlü markaların genel merkezleri bulunmaktadır. Bu şirketler, bir başka deyişle moda firmaları, Avrupa ve Amerika'da büyük bir alıcı kitlesine sahiptir.

Spor

Eski dünya 1 numarası tenisçi Björn Borg

Spor faaliyetleri, nüfusun yarısının organize spor faaliyetlerine aktif olarak katıldığı ulusal bir harekettir. İki ana seyirci sporu futbol ve buz hokeyidir. Futboldan sonra en fazla katılımcının olduğu spor dalı at sporlarıdır (katılımcıların çoğu kadındır). Daha sonra golf, oryantiring, jimnastik, atletizm ve takım sporları olan buz hokeyi, hentbol, floorball, basketbol ve bandy en popüler sporlardır.

Sevgiyle Tre Kronor (İngilizce: Three Crowns; İsveç'in ulusal sembolü) olarak bilinen İsveç ulusal erkek buz hokeyi takımı, dünyanın en iyilerinden biri olarak kabul edilmektedir. Takım dokuz kez Dünya Şampiyonası'nı kazanarak tüm zamanların madalya sıralamasında üçüncü sıraya yerleşmiştir. Tre Kronor ayrıca 1994 ve 2006 yıllarında Olimpiyat altın madalyaları kazanmıştır. Tre Kronor 2006 yılında aynı yıl içinde hem Olimpiyat hem de dünya şampiyonluklarını kazanan ilk ulusal hokey takımı olmuştur. İsveç milli erkek futbol takımı geçmişte Dünya Kupası'nda bazı başarılar elde etmiş, 1958'de turnuvaya ev sahipliği yaptığında ikinci, 1950 ve 1994'te ise iki kez üçüncü olmuştur.

İsveç 1912 Yaz Olimpiyatlarına, 1956 Yaz Olimpiyatlarında Binicilik ve 1958'de FIFA Dünya Kupasına ev sahipliği yapmıştır. Diğer büyük spor etkinlikleri arasında UEFA Euro 1992, 1995 FIFA Kadınlar Dünya Kupası, 1995 Dünya Atletizm Şampiyonası, UEFA Kadınlar Euro 2013 ve çeşitli buz hokeyi, curling, atletizm, kayak, bandy, artistik patinaj ve yüzme şampiyonaları yer almaktadır.

2016 yılında İsveç Poker Federasyonu (Svepof) Uluslararası Poker Federasyonu'na (IFP) katıldı.

Stockholm Olimpiyat Stadyumu

Irkçılık ve terör

İsveç milliyetçiliği 20. yüzyıl ortalarına kadar devlet politikası olarak kuvvetle benimsenmiştir. Komşular ve denizaşırı ülkelerle yüzyıllarca sürdürülen savaşkan devlet politikası milliyetçi propagandayla birlikte yürümüş, İsveçlilerin köklü bir üstün ırk olduğu düşüncesi yaygın bir kabul durumuna getirilmiştir. II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerle yaşanan işbirliği de toplumsal hafızada derin izler bırakmış, "üstün İsveçli" idesini güçlendirmiştir.

Yönetim ve siyaset

İsveç, parlamenter monarşi ile yönetilen bir ülkedir. Kral XVI. Karl Gustaf ülkenin başında olmasına rağmen, resmî olarak fazla yetkiye sahip değildir. Araştırma kuruluşu olan the Economist Intelligence Unit, ülkenin monarşik yönetimi nedeniyle demokratik olarak sınıflandırmanın zor olmasını belirterek buna rağmen ülkeyi 167 ülke içinde en demokratik ülke olarak tanımladı. Ülkenin yasama merkezi Riksdag (İsveç Meclisi) 349 üyeye sahip olup başbakanı seçme yetkisine de sahiptir. Meclis seçimleri her dört yılda bir, eylül ayının üçüncü pazar günü yapılır.

İsveç belediyeleri.

Modern siyasi sistem

Stokholm'daki meclis binasının (riksdag) görünümü.

Yasal olarak 349 üyeli İsveç meclisi (riksdag) İsveç'in siyasi olarak oldukça önemli bir birimidir. Meclisin başbakanı seçme, bakanlar atama yetkileri bulunmaktadır. Ayrıca yasama görevi de meclis ile başbakanın ortak yetkisindedir. Ülkenin yürütme erki hükûmet tarafından uygulanır. Ayrıca yargı görevi de bağımsız mahkemelerce yapılır. İsveç, zorunlu yargı kontrolü olmayan bir ülkedir. Ancak bu zorunlu olmayan kontrol lagrådet (yasa konseyi) tarafından yürütülür. Bu yargı kontrolü daha çok teknik konular hakkında olup, daha az tartışmalı siyasi olaylarla ilgilidir. Meclisin tutumu ve hükûmetin kararları ne olursa olsun, özellikle durum yasalara aykırıysa, hükûmetin yapmak istedikleri uygulanmamaktadır. Ancak yargı kontrolündeki ve zayıf yargı görevindeki çeşitli sınırlamalar yüzünden bu durum çok nadiren uygulanabilmektedir.

2006 yılındaki yenilemeler sırasında Riksdag binası.