Tutankhamun

bilgipedi.com.tr sitesinden

Tutankamon (/ˌttənkɑːˈmn/, Eski Mısırca: twt-ꜥnḫ-jmn), Mısırbilimsel telaffuz Tutankamon (/ˌttənˈkɑːmɛn/) (yak. 1341 - yak. MÖ 1323), genellikle Kral Tut olarak anılır, Mısır tarihinin Yeni Krallık döneminde 18. Hanedanlığın (geleneksel kronolojiye göre MÖ 1332 - 1323) sonunda hüküm süren kraliyet ailesinin son üyesi olan Mısır firavunudur. Babasının KV55 numaralı mezarda bulunan mumyada tanımlanan firavun Akhenaten olduğuna inanılmaktadır. Annesi ise babasının kız kardeşidir ve DNA testleri sonucunda KV35'te bulunan ve "Genç Kadın" olarak adlandırılan bilinmeyen bir mumya olarak tanımlanmıştır.

Tutankamon sekiz ya da dokuz yaşındayken, akraba olabileceği nihai halefi Ay'ın eşi benzeri görülmemiş vezirliği altında tahta geçmiştir. Babasının üvey kız kardeşi Ankhesenamun ile evlendi. Evlilikleri sırasında biri 5-6 aylık hamileyken, diğeri de doğumdan kısa bir süre sonra olmak üzere iki kızlarını kaybettiler. Tutankhaten ve Tutankhamun isimlerinin "Aten'in yaşayan görüntüsü" ve "Amun'un yaşayan görüntüsü" anlamına geldiği ve Akhenaten'in ölümünden sonra Aten'in yerini Amun'un aldığı düşünülmektedir. Aralarında Battiscombe Gunn'ın da bulunduğu az sayıda Mısırbilimci, çevirinin yanlış olabileceğine ve "Aten'in-hayatı-hoştur" ya da Profesör Gerhard Fecht'in inandığı gibi "Hayatın-mükemmeli-biri-Aten'dir" şeklinde okunabileceğine inanmaktadır.

Tutankamon, babası tarafından dağıtılan Eski Mısır dinini yeniden kurdu, iki önemli kültün rahiplik mertebelerini zenginleştirdi ve bağışladı ve önceki Amarna döneminde zarar gören eski anıtları restore etmeye başladı. Babasının kalıntılarını Krallar Vadisi'ne yeniden gömdü ve başkenti Akhetaten'den Teb'e geri taşıdı. Tutankamon, sol ayağındaki deformite ve kemik nekrozu nedeniyle fiziksel olarak engelliydi ve birçoğu mezarında bulunan bir baston kullanması gerekiyordu. Skolyoz gibi başka sağlık sorunları da vardı ve çeşitli sıtma türlerine yakalanmıştı.

1922 yılında Howard Carter'ın Lord Carnarvon tarafından finanse edilen kazılarda Tutankamon'un neredeyse hiç bozulmamış mezarını keşfetmesi dünya basınında geniş yer buldu. 5.000'den fazla eserle birlikte, Tutankamon'un şu anda Mısır Müzesi'nde bulunan maskesinin popüler bir sembol olmaya devam ettiği antik Mısır'a olan kamu ilgisinin yeniden canlanmasına yol açtı. Tutankamon'un mumyasının keşfine katılan birkaç kişinin ölümü halk arasında firavunların lanetine bağlanmıştır. Sağlam mezarının keşfinden bu yana halk arasında "Kral Tut" olarak anılmaktadır.

Hazinesinin bir kısmı eşi benzeri görülmemiş bir tepkiyle dünya çapında dolaştı. Mısır Eski Eserler Yüksek Konseyi, 1961 yılında Washington, D.C.'deki Ulusal Sanat Galerisi'ndeki sergiyle başlayan turlara izin vermiş, bunu Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'daki düzinelerce şehir (1961-1965), Japonya'daki üç şehir (Tokyo, Kyoto ve Fukuoka, 1965-1966) ve Paris'teki Petit Palais (1967) izlemiştir. Sergiler milyonlarca ziyaretçi çekmiştir. 1972-1979 sergisi Birleşik Krallık, Sovyetler Birliği, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Batı Almanya'da gösterildi. 2005-2011 yıllarına kadar bir daha uluslararası sergi düzenlenmedi. Bu sergide Tutankamon'un 18. Hanedanlıktan Hatşepsut ve Akhenaten gibi selefleri yer almış, ancak altın ölüm maskesi sergiye dahil edilmemiştir. 2022 yılında, "Tutankamon: Altın Firavunun Hazineleri" başlıklı planlanan 10 şehirlik dünya turu, COVID-19 karantina önlemleri nedeniyle aniden sona erdi. Gösteri iptal edilmeden önce Los Angeles, Paris ve Londra'daydı. Eserler, gelecekte Kahire'deki Büyük Mısır Müzesi'nde sergilenmesi planlanarak Mısır'a iade edildi. Yeni müze, Mısır'ın tüm müze ve depolarından toplanan Tutankamon koleksiyonunun tamamını ilk kez tek bir çatı altında toplayacak.

Aile

Tutankamon ve kraliçesi Ankhesenamun

Asıl adı Tutankhaten veya Tutankhuaten olan Tutankamon, Mısır'ın On Sekizinci Hanedanlığı'nın sonlarında, Akhenaten döneminde doğmuştur. Akhenaten'in hükümdarlığı, Atenizm olarak bilinen eski Mısır dininde dramatik bir değişim ve başkentin Amarna'ya taşınması ile karakterize olmuş ve bu dönem için kullanılan modern terim olan Amarna Dönemi'ne adını vermiştir. Amarna Dönemi'nin sonlarına doğru, kayıtlarda Akhenaten'in ortak varisi olduğu anlaşılan iki firavun daha ortaya çıkar: Akhenaten'in karısı Nefertiti ya da kızı Meritaten olabilecek bir kadın hükümdar olan Neferneferuaten ve bazı Mısırbilimcilerin Neferneferuaten ile aynı kişi olduğuna inandığı ama çoğunun ayrı bir figür olarak gördüğü Smenkhkare. Smenkhkare'nin saltanatının Akhenaten'inkinden daha uzun sürüp sürmediği kesin değildir, oysa Neferneferuaten'in Akhenaten'in ölümünden kısa bir süre önce ortak hükümdar olduğu ve ölümünden sonra da bir süre hüküm sürdüğü düşünülmektedir.

Hermopolis'te bulunan bir yazıtta "Tutankhuaten "den "kralın oğlu" olarak bahsedilmektedir ve genellikle Akhenaten'in oğlu olduğu düşünülmektedir, ancak bazıları bunun yerine Smenkhkare'nin babası olduğunu öne sürmektedir. Tutankamon'un hükümdarlık dönemine ait yazıtlar onu Akhenaten'in babası Amenhotep III'ün oğlu olarak göstermektedir, ancak bu ancak Akhenaten'in 17 yıllık hükümdarlığının babasıyla uzun bir ortak hükümdarlığı içermesi halinde mümkündür ki bu olasılık bir zamanlar pek çok Mısırbilimcinin desteklediği ancak artık terk edilmekte olan bir olasılıktır.

Amarna'daki Kraliyet Mezarı'nda bulunan bir kabartmaya dayanarak Tutankamon'un annesinin Akhenaten ve Nefertiti'nin ikinci kızı Meketaten olduğuna dair bazı iddialar ortaya atılmış olsa da, öldüğünde yaklaşık 10 yaşında olduğu göz önüne alındığında bu olasılık düşük görülmüştür. Kabartmanın bir başka yorumunda Nefertiti'nin annesi olduğu belirtilmektedir. Mezarında bulunan bir kutu kapağı ve taç giyme tuniğinin yeniden incelenmesine dayanarak Meritaten de annesi olarak öne sürülmüştür. Tutankamon, Sakkara'daki mezarından bilinen Maia adlı bir kadın tarafından emzirilmiştir.

2008 yılında, Kahire Üniversitesi'nden bir ekip tarafından Tutankamon'un ve Yeni Krallık kraliyet ailesinden olduğu düşünülen ya da bilinen diğer kişilerin mumyalanmış kalıntıları üzerinde genetik analizler yapılmıştır. Sonuçlar Tutankamon'un babasının KV55 numaralı mezarda bulunan ve Akhenaten olarak tanımlanan mumya olduğunu, annesinin ise KV35 numaralı mezarda bulunan ve "Genç Kadın" olarak bilinen mumya olduğunu ve kocasının öz kız kardeşi olduğunu göstermiştir. Ekip, Amenhotep III'ün KV55'teki bireyin babası olduğundan ve onun da Tutankamon'un babası olduğundan yüzde 99,99 oranında emin olduğunu bildirdi. 2020'de yayınlanan daha yeni genetik analizler, Tutankamon'un her ikisi de Yakın Doğu kökenli olan YDNA R1b ve mtDNA K haplogruplarına sahip olduğunu ortaya koydu. Bu Y-haplogrubunu babası KV55 mumyası (Akhenaten) ve büyükbabası Amenhotep III ile, mtDNA haplogrubunu ise annesi Genç Hanım, büyükannesi Tiye ve büyük büyükannesi Thuya ile paylaşmaktadır ve bu da daha önceki genetik çalışmanın sonuçlarını desteklemektedir. Tutankamon ve Amenhotep III'ün profilleri tamamlanmamıştı ve analiz, uyumlu alel sonuçlarına sahip olmalarına rağmen farklı olasılık rakamları üretti. Bu iki mumyanın KV55 mumyası ile olan ilişkileri daha önceki bir çalışmada doğrulandığı için, her iki mumyanın haplogrup tahmini KV55 verilerinin tam profilinden türetilebilir. Genç Kadın'ın kimliği bilinmemektedir ancak Akhenaten'in kız kardeşi olduğu bilinmediği için Nefertiti olamaz. Ancak Marc Gabolde ve Aidan Dodson gibi araştırmacılar Nefertiti'nin gerçekten de Tutankamon'un annesi olduğunu iddia etmektedir. DNA sonuçlarının bu yorumuna göre, genetik yakınlık bir ağabey-kardeş eşleşmesinden değil, üç kuşak süren ilk kuzen evliliğinden kaynaklanıyor ve Nefertiti'yi Akhenaten'in ilk kuzeni yapıyor. Mumyalanmış kalıntılardan elde edilen genetik verilerin geçerliliği ve güvenilirliği, çürümeye bağlı olası bozulmalar nedeniyle sorgulanmıştır.

Tutankhaten kral olduğunda, Akhenaten'in kızlarından biri olan ve daha sonra adını Ankhesenamun olarak değiştiren Ankhesenpaaten ile evlendi. İki kızları oldu ama ikisi de bebeklikten kurtulamadı. Mumyalanmış iki fetüsten sadece eksik bir genetik profil elde edilmiş olsa da, Tutankamon'un babaları olduğunu doğrulamak için yeterliydi. Benzer şekilde, KV21'deki iki kadın mumyadan da şimdiye kadar sadece kısmi veriler elde edilmiştir. KV21A'nın fetüslerin annesi olduğu öne sürülmüştür ancak veriler, Ankhesenamun olarak kesin bir şekilde tanımlanmasına izin verecek kadar istatistiksel olarak anlamlı değildir. 2011'de yayınlanan bilgisayarlı tomografi çalışmaları, kızlardan birinin 5-6 aylıkken prematüre olarak, diğerinin ise 9 aylıkken tam zamanında doğduğunu ortaya koymuştur. Tutankamon'un ölümü 18. Hanedanlığın kraliyet soyunun sonu oldu.

Saltanatı

TSoldaki kartuş: Ad "Tutankhamun, Yukarı Heliopolis'in hükümdarı". Sağ: Önad "Nebkheperura"

Tutankhamun tahta çıktığında ve firavun olduğunda, taht adını Nebkheperure olarak aldığında sekiz ila dokuz yaşları arasındaydı. Yaklaşık dokuz yıl hükümdarlık yaptı. Tutankhamun döneminde Vezirlik makamı Yukarı ve Aşağı Mısır arasında bölünmüştü. Yukarı Mısır'ın başlıca veziri Usermontu adında biriydi. Pentju adındaki diğer bir isim de vezirdi ama hangi toprakların veziri olduğu belli değil. Tutankhamun'un halefi olan Ay'ın bu pozisyonda olup olmadığı tam olarak bilinmiyor. Firavun Ay'ın mezarı WV23 kodlu adlı yerdedir. Ancak KV58 adlı mezarın da Firavun Ay ile ilişkisi vardır. KV58'in Ay'ın asıl mezarına sığmayan gömü eşyalarının konulduğu yedek depo olarak kullanıldığı öne sürülür. KV58'den bir altın varak parçası, Ay'ın "Maat'ı yöneten vezir" sıfatıyla birlikte Maat Rahibi olarak anıldığını göstermektedir, ancak bilginin kesinliği hakkında şüpheler vardır. Bu sıfat, normal vezir tarafından kullanılan olağan tanıma uymamaktadır, firavunların kullandığı resmi olmayan bir unvan olabilir. Bazı mısırbilimciler Ay'ın vezir unvanını benzeri görülmemiş bir şekilde kullanmış olduğunu da ileri sürür.

Tutankhamun, 18. hanedanlık içinde Amarna Dönemi firavunlarındandır. Amarna dönemi Tutankhamun'un babası Akhenaton'un din devrimi ile başladı. Baba Akhenaton binlerce yıllık Amon dinini reddedip Aton dinini ilan etmiştir. IV. Amonhotep olan adını din değişimi sonrası Akhenaton yaptı. Bu din geçişi sancılı olmuştur. Akhenaton, Amon'a ait tapınakları tahrip edip Aton adına yeni tapınaklar inşa ettirmiştir. Akhenaton'un ölümünden sonra Aton dini uzun süreli olmamıştır. Akhenaton adına ait 2 mezar yeri mevcuttur. Biri Amarna'da diğeri Krallar Vadisinde KV55 kodlu yerdir. Akhenaton'un mumyası KV55'de tahrip edilmiş halde bulunmuştur. Yüz maskesi ve isminin yazılı olduğu kartuş, altın kaplama tabutundan kazıtılmıştı. Akhenaton'un tahrip edilmiş tabutu oğlu Tutankhamun tarafından KV55'e getirilip koruma altına alındığı öne sürülür. Bu da Akhenaton'un ölümünden kısa süre sonra hanedanlıkta iç karışıklık çıktığını işaret etmektedir.

Amarna dönemi firavunları; Akhenaton, Smenkhare, Neferneferuaten, Tutankhamun ve Ay'dır. Tüm firavunların birbiriyle kan bağı vardır. Ay'dan sonra dönemin generali Horemheb firavun oldu. Horemheb'in Amarna dönemi firavunları ile kan bağı yoktu. Ay'dan sonra Akhenaton'un dinine saldırıların şiddeti arttı. Amarna en büyük tahribatı Horemheb döneminde yaşadı. Horemheb, Amarna'ya ait tüm kalıntıları yok edip tarihten silmek istedi. İsteğine kısmen de ulaşmıştır. Amarna öncesi firavunlara ait bilgiler kuvvetliyken Amarna dönemi bilgileri azdır. Günümüzde dönemin mumya kalıntılarının DNA testleri ve kısıtlı arkeolojik kalıntılarla döneme ait bilgiler elde edilmektedir.

Manetho, MÖ 3. yüzyılda Ptolemaioslar zamanında bir Antik Mısır rahibiydi. Onun kayıp eseri Aegyptiaca (Mısır Tarihi), Tarihten silinmek istenen Amarna kralları hakkında bilgi sunan tek eski kayıttır. (Kitabı kayıptır ama kitap var olduğu dönemde bazı tarihi simalar onun kitabından alıntılar yapmıştır) . Manetho'nun kitabına göre; Onsekizinci Hanedanlığın son sırasını 30 yıl 10 ay boyunca III. Amenhotep olarak, ardından "36 yıl 5 ay boyunca oğlu Orus" olarak tanımlar. Orus genellikle Horemheb adının bir yozlaşması olarak görülür, tüm Amarna Dönemi ona atfedilir, ancak bazıları Orus'u Akhenaten olarak görür. Orus'un ardından Ardından "12 yıl 1 ay boyunca kızı Acencheres, ardından 9 yıl boyunca kardeşi Rathotis" gelir. Mısırbilimcilere göre Acencheres, Neferneferuaten'dir. Çoğu, Rathotis'in Tutankhamun'a atıfta bulunduğu konusunda hemfikirdir. Açıklanamaz bir şekilde Manetho, saltanat sıralamasında Acencheres'in Rathotis'i takip ettiğini yazar. Bu da Manetho'nun güvenilebilirliği hakkında tereddütler oluşturur.

Krallara ölümlerinden sonra morg kültleri ve ilişkili tapınaklar aracılığıyla saygı gösterilirdi. Tutankhamun, yaşamı boyunca bu şekilde tapılan birkaç kraldan biriydi. Karnak'ta bulunan, Amun-Ra ve Tutankhamun'a adanan bir dikilitaş, kraldan bağışlanma ve dilekçe sahibini günahın neden olduğu bir rahatsızlıktan kurtarması için tanrılaştırılmış halinde başvurulabileceğini gösterir. Nubia'daki Kawa ve Faras'a kadar uzak yerlere bile Tutankhamun adına tapınaklar inşa edilmiştir.

İlâhi makamı elinde bulunduran firavunun halk ve tanrılarla ilişkilendirilebilmesi için tahta çıktıklarında kendilerine özel sıfatlar yaratılmıştır. Eski Mısır ünvanları aynı zamanda kişinin niteliklerini göstermeye ve onları karasal aleme bağlamaya da hizmet eder. Beş isim, yüz yıllar boyunca Horus İsmiyle geliştirildi. Tutankhamun'un asıl adı Tutankhaton'da, tam beş ad protokolünde hiçbir şey bulunamadığı için, onunla ilişkili bir Nebty adı veya Altın Şahin adı yoktu. Tutankhaton'un 1877'ye kadar "Aton'un Yaşayan Görüntüsü" anlamına geldiğine inanılıyordu; ancak, tüm Mısırbilimciler bu yoruma katılmadı. İngiliz Mısırbilimci Battiscombe Gunn, eski yorumun Akhenaten'in teolojisine uymadığına inanıyordu. Gunn, böyle bir ismin küfür olacağına inanıyordu. Tut'u bir isim olarak değil bir fiil olarak gördü ve çevirisini 1926'da "Aton'un-yaşamı-memnuniyet vericidir" olarak öne sürdü.

Amarna döneminin sonu

Armarna dönemi Mısır sanatı

Tutankamon taç giydikten ve Tanrı Amun'la "görüştükten" sonra, Amun ve Ptah kültlerinin rahip sayısını zenginleştiren ve artıran çeşitli bağışlarda bulundu. Tanrıların en iyi metallerden ve taşlardan yeni heykellerini yaptırdı ve Lübnan'dan en iyi sedir ağacından yeni tören arabaları yaptırarak bunları altın ve gümüşle süsletti. Rahipler ve onlara eşlik eden tüm dansçılar, şarkıcılar ve görevliler görevlerine iade edildi ve gelecekteki istikrarlarını güvence altına almak için bir kraliyet koruması kararnamesi verildi.

Tutankamon'un firavunluğunun ikinci yılında eski Mısır düzenine dönüş başladı. Hem kendisi hem de kraliçesi isimlerinden 'Aten'i çıkarıp yerine Amun'u koydular ve başkenti Akhetaten'den Teb'e taşıdılar. Tanrı Aten'den vazgeçerek onu belirsizliğe itti ve Mısır dinini çok tanrılı şekline geri döndürdü. Firavun olarak ilk icraatı babasının mumyasını Akhetaten'deki mezarından çıkarıp Krallar Vadisi'ne yeniden gömmek oldu. Bu onun saltanatının güçlenmesine yardımcı oldu. Tutankamon Karnak'taki stelleri, tapınakları ve binaları yeniden inşa etti. Akhenaten tarafından yağmalanan Mısır'daki diğer tapınakların restorasyonuna başlamanın yanı sıra Luksor'a da eserler ekledi.

Seferler, anıtlar ve inşaatlar

Akhenaten'in hükümdarlığının ardından ülke ekonomik olarak zayıflamış ve kargaşa içindeydi. Diğer krallıklarla diplomatik ilişkiler ihmal edilmişti ve Tutankamon bunları, özellikle de Mitanni ile yeniden kurmaya çalıştı. Mezarında bulunan çeşitli ülkelerden gelen hediyeler onun başarısının kanıtıdır. İlişkileri geliştirme çabalarına rağmen, Teb'deki morg tapınağında Nubyalılar ve Asyalılarla yapılan savaşlar kaydedilmiştir. Mezarında vücut zırhı, askeri seferler için uygun katlanır tabureler ve yaylar bulunmuştur ve okçuluk eğitimi almıştır. Ancak, gençliği ve yürümek için baston kullanmasını gerektiren fiziksel engelleri göz önüne alındığında, çoğu tarihçi onun bu savaşlarda bizzat yer almadığını tahmin etmektedir.

Medinet Habu'daki tapınak kompleksinden Tutankamon'a ait olduğu düşünülen kuvarsit heykel

Yaşı göz önüne alındığında, kralın muhtemelen Ay (Tutankamon'un yerine geçen) ve Ay'ın muhtemel damadı ve halefi General Horemheb'i de içeren danışmanları vardı. Horemheb, kralın kendisini yasaları korumak için kalıtsal prens olarak "ülkenin efendisi" olarak atadığını kaydeder. Ayrıca genç kralın öfkesi alevlendiğinde onu sakinleştirme becerisini de not eder.

Tutankamon üçüncü saltanat yılında babasının hükümdarlığı sırasında yapılan bazı değişiklikleri tersine çevirdi. Tanrı Aten'e tapınmaya son verdi ve tanrı Amun'u yeniden üstün kıldı. Amun kültü üzerindeki yasak kaldırıldı ve rahiplerine geleneksel ayrıcalıkları iade edildi. Başkent Teb'e geri taşındı ve Akhetaten şehri terk edildi. Restorasyonunun bir parçası olarak kral, özellikle Mut tapınağına giden sfenks caddesini düzenlediği Teb'deki Karnak'ta inşaat projeleri başlattı. Sfenksler aslında Akhenaten ve Nefertiti için yapılmıştı; onlara yeni koç başları ve kralın küçük heykelleri verildi. Luksor tapınağında Amenhotep III'ün giriş sütununun dekorasyonunu tamamladı. Akhenaten döneminde tahrip edilen anıtlar restore edildi ve tanrı Amun'un yeni kült resimleri yapıldı. Apis Boğası, Horemakhet ve Opet ile ilgili olanlar da dahil olmak üzere geleneksel festivaller yeniden kutlanmaya başlandı. Karnak tapınağının önüne dikilen Restorasyon Stelası şöyle der:

Tanrıların ve tanrıçaların tapınakları ... harabe halindeydi. Tapınakları terk edilmiş ve büyümüştü. Mabetleri yok gibiydi ve avluları yol olarak kullanılıyordu... tanrılar bu topraklara sırtlarını dönmüşlerdi... Biri öğüt almak için bir tanrıya dua etse, asla cevap vermezdi.

Teb'i Düzene Sokan-Amun'un Sevgilisi-Nebkheperure Tapınağı olarak adlandırılan ve olası bir morg tapınağı olan Teb'deki Nebkheperre Tapınağı ile aynı olabilecek bir yapıda, Akhenaten'in doğudaki Karnak Aten tapınaklarından geri dönüştürülmüş talatat kullanılmış olması, bu tapınakların sökümünün çoktan başlamış olduğunu göstermektedir. Tutankamon'un inşaat projelerinin çoğu öldüğünde tamamlanmamıştı ve başta Horemheb olmak üzere halefleri tarafından tamamlandı ya da gasp edildi. Sfenks caddesi halefi Ay tarafından tamamlanmış ve tamamı Horemheb tarafından gasp edilmiştir. Restorasyon Steli Horemheb tarafından gasp edildi; Teb'deki Nebkheperure Tapınağı'nın parçaları Horemheb'in kendi yapı projelerinde yeniden kullanıldı.

Sağlık ve ölüm

Tutankamon'un başının yakın çekimi

Tutankamon zayıf yapılıydı ve yaklaşık 167 cm (5 ft 6 in) boyundaydı. Büyük ön kesici dişleri ve ait olduğu Thutmosid kraliyet soyunun karakteristik özelliği olan aşırı ısırığı vardı. Mezarında bulunan giysilerin analizi, özellikle de peştamal ve kemerlerinin boyutları, dar bir bele ve yuvarlak kalçalara sahip olduğunu göstermektedir. Hem sanattaki sıra dışı tasvirini hem de erken ölümünü açıklama girişimlerinde Tutankamon'un jinekomasti, Marfan sendromu, Wilson-Turner X'e bağlı zihinsel engellilik sendromu, Fröhlich sendromu (adiposogenital distrofi), Klinefelter sendromu, androjen duyarsızlığı sendromu, sagittal kraniyosinostoz sendromu ile birlikte aromataz fazlalığı sendromu, Antley-Bixler sendromu veya bunların varyantlarından birine sahip olduğu teorileri ortaya atılmıştır. Ayrıca büyük büyükbabası Thutmose IV ve babası Akhenaten'in dindarlıklarını ve erken ölümlerini açıklamak amacıyla temporal lob epilepsisini miras aldığı da öne sürülmüştür. Ancak bu teşhiste dikkatli olunması istenmiştir.

1980 yılında James Harris ve Edward F. Wente, Tutankamon'un mumyalanmış kalıntılarını da içeren Yeni Krallık Firavunlarının kafatası ve iskelet kalıntıları üzerinde X-ışını incelemeleri yapmıştır. Yazarlar, 18. Hanedanlığın kraliyet mumyalarının, küçük farklılıklarla birlikte çağdaş Nubyalılarla güçlü benzerlikler taşıdığını belirlediler.

Ocak 2005'te Tutankamon'un mumyası CT taramasından geçirildi. Sonuçlar genç kralın kısmen yarık bir sert damağa ve muhtemelen hafif bir skolyoz vakasına sahip olduğunu gösterdi. Buna ek olarak, sağ ayağında hipofalangizm ile birlikte düzlük, sol ayağında ise çarpıklık ve ikinci ve üçüncü metatarslarda kemik nekrozu (Freiberg hastalığı ya da Köhler hastalığı II) olduğu teşhis edilmiştir. Bununla birlikte, çarpık ayak teşhisi tartışmalıdır. James Gamble bunun yerine pozisyonun, Köhler hastalığı II'nin neden olduğu ağrı nedeniyle Tutankamon'un alışkanlıkla ayağının dış tarafında yürümesinin bir sonucu olduğunu öne sürmektedir; bu teori Hawass'ın ekibinin üyeleri tarafından reddedilmiştir. Bu durum Tutankamon'u birçoğu mezarında bulunan bir baston kullanarak yürümeye zorlamış olabilir. STR analizi yoluyla yapılan genetik testler jinekomasti ve kraniyosinostoz (örn. Antley-Bixler sendromu) ya da Marfan sendromu hipotezlerini reddetmiştir. Plasmodium falciparum'a özgü STEVOR, AMA1 veya MSP1 genleri için yapılan genetik testler, Tutankamon'unki de dahil olmak üzere 4 mumyada malaria tropica belirtilerini ortaya çıkarmıştır. Bu şu anda hastalığın bilinen en eski genetik kanıtıdır. Ekip, parazitin çeşitli türlerinden DNA keşfetti ve bu da Tutankamon'un sıtmanın en şiddetli türüyle defalarca enfekte olduğunu gösterdi. Geçirdiği sıtma enfeksiyonları vücutta ölümcül bir bağışıklık tepkisine neden olmuş ya da dolaşım şokunu tetiklemiş olabilir. CT taraması ayrıca sol bacağında bileşik bir kırık olduğunu göstermiştir. Bu yaralanmanın modern bir hasar sonucu oluştuğu, kırığın kenarlarının düzensiz olması nedeniyle göz ardı edilmiştir; modern hasar keskin kenarlara sahiptir. Kırığın içinde açık bir yarayla ilişkili olduğunu gösteren mumyalama maddeleri mevcuttu; herhangi bir iyileşme belirtisi yoktu.

Tutankamon'un yüz rekonstrüksiyonu 2005 yılında Mısır Eski Eserler Yüksek Konseyi ve National Geographic tarafından gerçekleştirilmiştir. Üç ayrı ekip -Mısırlı, Fransız ve Amerikalı- çocuk kralın yüzüne yaklaşmak için ayrı ayrı çalıştı. Mısırlı ve Fransız ekipler deneklerinin Tutankhamun olduğunu bilirken, Amerikalı ekip kör olarak çalıştı. Tüm ekipler çok benzer sonuçlar elde etti, ancak sonuçta silikonla kaplanan Fransız ekibininki oldu.

Tutankhamun'un kafasının yakından görünümü

Ölüm nedeni

Tutankamon'un ölüm koşullarına dair günümüze ulaşan hiçbir kayıt yoktur; bu konu önemli tartışmalara ve büyük çalışmalara konu olmuştur. Hawass ve ekibi, ölümünün muhtemelen çoklu zayıflama bozuklukları, belki de düşme sonucu oluşan bir bacak kırığı ve şiddetli bir sıtma enfeksiyonunun birleşiminin sonucu olduğunu öne sürmektedir. Ancak Timmann ve Meyer, orak hücre anemisinin kralın sergilediği patolojilere daha iyi uyduğunu, Mısırlı ekibin de bu öneriyi "ilginç ve akla yatkın" olarak nitelendirdiğini ileri sürdü.

Kafatasının içinde iki kemik parçasının görüldüğü 1968 tarihli röntgen sonucunda, kafaya alınan bir darbe sonucu öldürülme teorisi ortaya atılmıştır. Bu teori, röntgenlerin ve CT taramasının daha ileri analizleriyle çürütüldü. Kafatası içindeki kemik parçalarının mumyanın modern ambalajının açılmasından kaynaklandığı, çünkü gevşek oldukları ve mumyalama reçinesine yapışmadıkları tespit edilmiştir. Kafaya alınan ölümcül bir darbenin göstergesi olabilecek kemik incelmesi ya da kireçlenmiş zarlara dair herhangi bir bulguya rastlanmamıştır. Ayrıca, göğüs duvarının ön kısmının ve kaburgalarının eksik olması da dahil olmak üzere, ezilme yaralanmaları nedeniyle genç kralın bir araba kazasında öldüğü öne sürülmüştür. Ancak, kayıp kaburgaların ölüm anında meydana gelen bir yaralanmanın sonucu olması muhtemel değildir; Carter'ın 1926'daki kazısının sonunda çekilen fotoğraflar, kralın göğüs duvarının sağlam olduğunu ve hala şahin başlı uçları olan boncuklu bir yaka taktığını göstermektedir. Hem yakanın hem de göğüs duvarının yokluğu 1968 röntgeninde kaydedilmiş ve CT taramasıyla daha da doğrulanmıştır. Göğsünün ön kısmının boncuklu yakanın çalınması sırasında soyguncular tarafından çıkarılmış olması muhtemeldir; kralın 1926'da giyerken resmedildiği karmaşık boncuklu takkesi de 1968'de kayıptı.

Mezar

Mezarı 1922 yılında Howard Carter tarafından bulunmuştur. Tutankamon’un mezarı Krallar Vadisi'nde yer almaktadır. Tutankhamun'un mumyası haricinde mezardan çıkarılanlar Kahire müzesinde sergilenmektedir. Mezarı 1972'de Londra'da ve daha sonra ABD'de sergilenmiştir.

Tutankhamun, statüsü göz önüne alındığında alışılmadık derecede küçük bir mezara gömülmüştür. Ölümü beklenmedik bir şekilde gerçekleşmiş olabilir, daha görkemli bir kraliyet mezarının tamamlanmasından önce, mumyasının başkası için tasarlanmış bir mezara gömülmesine neden olmuş olabilir. Mezarı antik çağda en az iki kez soyuldu, ancak alınan eşyalara (bozulabilir yağlar ve parfümler dahil) ve izinsiz girişlerden sonra mezarın restorasyonuna dair kanıtlara dayanarak, bu soygunlar muhtemelen ilk gömülmeden hemen birkaç ay sonra yaşandığı düşünülmektedir. Mezarın yeri, sonraki firavun mezarlardan gelen enkazların üzerine gelmesi nedeniyle antik çağlarda kaybolmuş ve mezar girişinin üzerine işçi evleri inşa edilmiştir

Mısırbilimci Zahi Hawas ve Salima İkram'a göre Tutankhamun'un kendisi için hazırlanan asıl mezara defnedilmediğini düşünmektedir. Tutankhamun'un mezar yeri kendinden sonraki firavun Ay'ın kullandığı öne sürülür. Kraliyet vadisindeki kaya mezarlarında 12 oturan maymun figürleri sadece iki kaya mezarında bulunmaktadır. Biri Tutankhamun'un, diğeri Ay'ın mezarındadır. Tutankhamun öldüğünde Ay'ın Tutankhamun'u asıl mezarı yerine kral vadisinde daha küçük bir mezara defin emri verdiği öne sürülür. Öyle ki altın kaplama tabutu mezara sığmayıp ayak kısımlarında törpülenmesi, Tutankhamun'un aslında önceden daha büyük bir mezara hazırlık yaptığını göstermektedir.

Ay'ın mevcut mezarı, Tutankhamun'un büyükbabası III. Amonhotep'e yakın bir yerdedir.

Tutankhamun'un mezarında bulunan eşyaların bazılarında bir önceki firavun Nefernefereuaten adı yazıldığı da görülmüştür. Mumya maskesinin arkasındaki isim kartuşunda da tamir izi belirmektedir. Maskenin başka firavun mezarından alınıp Tutankhamun için yeniden düzenlendiği tezi de öne sürülmektedir.

Tutankamon'un kraliyet mezarında bulunan boyalı, ahşap bir figür

Yeniden Keşif

George Herbert, Carnarvon 5. Kontu

Krallar Vadisi'nde kazı yapma imtiyazı 1905'ten 1914'e kadar Theodore Davis'e aitti. Bu süre zarfında, Kraliçe Tiye'nin ebeveynleri Yuya ve Thuya'nın neredeyse hiç bozulmamış ama kraliyete ait olmayan mezarı da dahil olmak üzere on mezar ortaya çıkarmıştır. Daha sonraki yıllarda burada çalışmaya devam ettiğinde, büyük öneme sahip hiçbir şey ortaya çıkarmamıştır. Davis, KV58'de Tutankamon'a atıfta bulunan birkaç nesne buldu; bunlar arasında Tutankamon'un adını taşıyan topuzlar ve kulplar, en önemlisi de kralın mumyalama önlüğü (KV54) vardı. Bunun firavunun kayıp mezarı olduğuna inanmış ve bulgularını "Mezarlar Vadisi'nin tükenmiş olmasından korkuyorum" cümlesiyle birlikte yayınlamıştır. 1907 yılında Howard Carter, William Garstin ve Gaston Maspero tarafından Carnarvon 5. Kontu George Herbert için Vadi'de kazı yapmak üzere davet edildi. Carnarvon Kontu ve Carter bu sayede Davis'in vazgeçtiği imtiyazı alabileceklerini umuyorlardı ancak yedi yıl daha Theban Nekropolü'nün farklı bölgelerinde kazı yapmakla yetinmek zorunda kaldılar.

Carter, 1915'te başlayan sistematik bir araştırmanın ardından Kasım 1922'de Tutankamon'un asıl mezarını (KV62) keşfetti. Şubat 1923'e gelindiğinde ön oda iki nöbetçi heykel dışında her şeyden temizlenmişti. Lord Carnarvon, birkaç Mısırlı yetkili, müze temsilcileri ve Hükümet Basın Bürosu çalışanlarından oluşan yirmi kadar atanmış tanıkla birlikte mezarı açmak için bir gün ve saat seçildi. 17 Şubat 1923'te saat ikiyi biraz geçe mühür kırıldı.

Tutankhamun'un mezar yerini tesadüfen bulan Hussein Abdel-Rassoul

Howard Carter alanda 7 yıl kazı ve araştırmalar yaptı. Kazıdaki ekip için alana su taşıyan Mısırlı bir çocuk, su testisini yere indirirken düzgün kesilmiş bir taşın üzerine koyduğunu fark ettiler. Çocuğun testiyi üzerine koyduğu taş, Tutankhamun'un mezar girişini kapatan bir taştı. Girişteki moloz yığınlarını temizleyen Carter Tutankhamun'un mezarını keşfetmiş oldu. Mezara KV62 kodu verildi.

İçindekiler

Tutankamon'un mezarının diyagramı

Mezarda som altından bir tabut, yüz maskesi, tahtlar, okçuluk yayları, trompetler, bir lotus kadehi, iki İmiut fetişi, altın ayak tezgahları, mobilyalar, yiyecek, şarap, sandaletler ve taze keten iç çamaşırları da dahil olmak üzere 5.398 eşya bulundu. Howard Carter'ın eşyaları kataloglaması 10 yıl sürmüştür. Son analizler, mezardan çıkarılan bir hançerin bir göktaşından yapılmış demir bir bıçağı olduğunu göstermektedir; Tutankamon'un mezarından çıkarılan diğer eserler de dahil olmak üzere dönemin eserlerinin incelenmesi, o dönemde Akdeniz çevresindeki metal işleme teknolojileri hakkında değerli bilgiler sağlayabilir. Tutankamon'un mezar eşyalarının birçoğu, muhtemelen Smenkhkare veya Neferneferuaten ya da her ikisi için daha önceki sahipleri için yapıldıktan sonra onun kullanımına uyarlandığına dair işaretler göstermektedir.

4 Kasım 2007'de, Carter'ın keşfinden 85 yıl sonra, Tutankamon'un mumyası Luksor'daki yeraltı mezarında sergilenmeye başlandı; ketenle sarılmış mumya altın lahitinden çıkarılarak iklim kontrollü cam bir kutuya yerleştirildi. Bu kutu, mezarı ziyaret eden turistlerin yarattığı nem ve sıcaklığın neden olduğu yüksek çürüme oranını önlemek üzere tasarlanmıştı. 2009 yılında mezar, Eski Eserler Bakanlığı ve Getty Konservasyon Enstitüsü tarafından restorasyon için kapatıldı. Nemden etkilenen duvarların restore edilmesi için başlangıçta beş yıl süreyle kapatılması planlanmışken, 2011 Mısır devrimi projeyi geciktirdi. Mezar Şubat 2019'da yeniden açıldı.

Söylentilere göre lanet

Howard Carter Tutankamon'un en içteki tabutunu inceliyor

Uzun yıllar boyunca "firavunların laneti" söylentileri (muhtemelen keşif sırasında satış yapmak isteyen gazeteler tarafından körüklenen) devam etti ve mezara girenlerden bazılarının erken ölümüne vurgu yapıldı. Bunlardan en önemlisi, 4 Kasım 1922'de mezara inen ilk basamağın keşfinden beş ay sonra, 5 Nisan 1923'te ölen Carnarvon 5. Earl'ü George Herbert'ti.

Carnarvon'un ölüm nedeni erizipel (deride ve alttaki yumuşak dokuda streptokok enfeksiyonu) ile seyreden pnömoniydi. Kont 1901 yılında bir otomobil kazası geçirmiş, bu da onu çok sağlıksız ve zayıf bir hale getirmişti. Doktoru daha sıcak bir iklim tavsiye edince 1903'te Carnarvons Mısır'a gitti ve Earl burada Mısırbilimle ilgilenmeye başladı. Kazıların getirdiği stresle birlikte, bir enfeksiyon zatürreye yol açtığında Carnarvon zaten zayıflamış durumdaydı.

Yapılan bir araştırma, mezar ve lahit açıldığında orada bulunan 58 kişiden sadece sekizinin bir düzine yıl içinde öldüğünü gösterdi; Howard Carter 1939 yılında 64 yaşındayken lenfoma nedeniyle öldü. Hayatta kalan son kişiler arasında Lord Carnarvon'un kızı Lady Evelyn Herbert, Kasım 1922'de keşfedildikten sonra mezara giren ilk kişiler arasındaydı, 57 yıl daha yaşadı ve 1980'de öldü ve Amerikalı arkeolog J.O. Kinnaman olaydan 39 yıl sonra 1961'de öldü.

Miras

Life dergisinin "Mısır Sayısı", 19 Nisan 1923

Tutankamon'un ünü öncelikle iyi korunmuş mezarından ve ona ait eserlerin dünya çapında sergilenmesinden kaynaklanmaktadır. Jon Manchip White'ın Carter'ın The Discovery of the Tomb of Tutankhamun kitabının 1977 baskısına yazdığı önsözde belirttiği gibi, "Yaşarken Mısır Firavunları arasında en az saygı görenlerden biri olan firavun, öldüğünde en ünlüsü haline gelmiştir".

Mezardaki keşifler 1920'lerde önemli haberlere konu oldu. Tutankamon modern bir neolojizm olan "Kral Tut" ile anılmaya başlandı. Tin Pan Alley şarkıları da dahil olmak üzere popüler kültürde Antik Mısır referansları yaygınlaştı; bunlardan en popüleri 1923 tarihli Harry Von Tilzer'in "Old King Tut" şarkısıydı ve Jones & Hare ve Sophie Tucker gibi dönemin önde gelen sanatçıları tarafından kaydedildi. "Kral Tut" ürünlerin, işletmelerin ve ABD Başkanı Herbert Hoover'ın evcil köpeğinin adı oldu. The Treasures of Tutankhamun sergisi 1978 yılında Amerika Birleşik Devletleri'ni gezerken, komedyen Steve Martin King Tut adlı bir şarkı yazdı. İlk olarak Saturday Night Live'da seslendirilen şarkı single olarak piyasaya sürüldü ve bir milyondan fazla sattı.

Uluslararası sergiler

San Francisco'daki M. H. de Young Memorial Müzesi 2009 yılında Tutankamon eserlerinden oluşan bir sergiye ev sahipliği yaptı

Tutankamon'un eserleri daha önce görülmemiş bir ziyaretçi kitlesiyle dünyayı dolaştı. Sergiler 1962 yılında Cezayir'in Fransa'dan bağımsızlığını kazanmasıyla başladı. Bu çatışmanın sona ermesiyle birlikte Paris'teki Louvre Müzesi, Christiane Desroches Noblecourt aracılığıyla Tutankamon'un hazinelerinin sergilenmesi için hızlı bir girişimde bulundu. Fransız Mısırbilimci UNESCO'nun görevlendirmesiyle zaten Mısır'daydı. Fransız sergisi 1,2 milyon ziyaretçi çekti. Noblecourt ayrıca Mısır Kültür Bakanı'nı İngiliz fotoğrafçı George Rainbird'ün koleksiyonu renkli olarak yeniden fotoğraflamasına izin vermeye ikna etmişti. Yeni renkli fotoğraflar ve Louvre sergisi Tutankamon'un yeniden canlanmasını başlattı.

1965 yılında Tutankamon sergisi Tokyo, Japonya'daki Tokyo Ulusal Müzesi'ne gitti (21 Ağustos-10 Ekim) ve burada 1979 yılında New York'ta yapılacak olan sergiden daha fazla ziyaretçi topladı. Sergi daha sonra Kyoto'daki Kyoto Belediye Sanat Müzesi'ne (15 Ekim-28 Kasım) taşındı ve burada yaklaşık 1,75 milyon ziyaretçi tarafından gezildi ve ardından Fukuoka'daki Fukuoka Valiliği Kültür Salonu'na (3 Aralık-26 Aralık) taşındı. Gişe rekorları kıran bu sergi, önümüzdeki 60 yıl boyunca Tutankamon'un hazinelerinin sergilendiği diğer tüm sergileri geride bıraktı. Tutankamon Hazineleri turu 1972'den 1979'a kadar sürdü. Bu sergi ilk olarak Londra'da British Museum'da 30 Mart - 30 Eylül 1972 tarihleri arasında gösterildi. Sergiyi 1,6 milyondan fazla ziyaretçi gezdi. Sergi, Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler Birliği, Japonya, Fransa, Kanada ve Batı Almanya da dahil olmak üzere birçok ülkeye taşındı. Metropolitan Sanat Müzesi, 17 Kasım 1976'dan 15 Nisan 1979'a kadar süren ABD sergisini düzenledi. Sergiye sekiz milyondan fazla kişi katıldı.

2005 yılında Mısır'ın Eski Eserler Yüksek Konseyi, Arts and Exhibitions International ve National Geographic Society ile ortaklaşa olarak Tutankamon hazineleri ve diğer 18. Hanedan mezar eşyalarından oluşan, bu kez Tutankamon ve Firavunların Altın Çağı adı verilen bir tur başlattı. Tutankamon ile aynı sergileri içeriyordu: The Golden Hereafter ile aynı sergileri biraz farklı bir formatta sunuyordu. Üç milyondan fazla ziyaretçi çekmesi beklenen sergi, sadece ilk dört tur durağında neredeyse dört milyon kişinin katılımıyla bu rakamı aştı. Los Angeles'ta başlayan sergi daha sonra Fort Lauderdale, Chicago, Philadelphia ve Londra'ya uğradı ve nihayet Ağustos 2008'de Mısır'a geri döndü. Serginin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki tekrarı Dallas Sanat Müzesi'nde gerçekleştirildi. Dallas'tan sonra sergi San Francisco'daki de Young Müzesi'ne, ardından da New York'taki Discovery Times Square Exposition'a taşındı.

2018'deki Tutankamon sergisi

Avustralya'yı ilk kez ziyaret eden sergi, Mısır'ın hazineleri Aralık 2011'de Kahire'ye dönmeden önce Avustralya'daki tek durağı olan Melbourne Müzesi'nde açıldı.

Sergide Tutankamon'un 18. Hanedanlık dönemindeki selefleri olan ve ticaret politikalarıyla hanedanlığın zenginliğini büyük ölçüde artıran ve Tutankamon'un mezarından çıkan eserlerin cömertçe zenginleşmesini sağlayan Hatşepsut dönemine ait 80 eserin yanı sıra Tutankamon'un mezarından 50 eser de yer aldı. Sergi, 1972-1979 turunun bir özelliği olan altın maskeyi içermiyordu çünkü Mısır hükümeti, turlarda önceki eserlere verilen zararın bu eserin onlara katılmasını engellediğine karar verdi.

2018 yılında, tüm koleksiyonun yüzde kırkını oluşturan en büyük Tutankamon eserleri koleksiyonunun 2019 yılında "Kral Tut" başlıklı uluslararası bir tur için tekrar Mısır'dan ayrılacağı duyuruldu: Altın Firavunun Hazineleri" başlıklı uluslararası bir tur için Mısır'dan ayrılacak. 2019-2022 turu, Los Angeles'ta başlayan ve ardından Paris'e giden "Tutankhamun, Firavunun Hazineleri" adlı sergiyle başladı. Paris'teki Grande Halle de la Villette'de yer alan sergi Mart-Eylül 2019 tarihleri arasında sergilendi. Sergide yüz elli altın sikkenin yanı sıra çeşitli mücevher parçaları, heykeller ve oymaların yanı sıra Tutankamon'un ünlü altın maskesi de yer aldı. Serginin tanıtımı için Paris sokakları etkinlik afişleriyle donatıldı. Kasım 2019'da Londra'ya taşınan serginin Boston ve Sydney'e de gitmesi planlanırken COVID-19 salgını nedeniyle tur kesintiye uğradı. 28 Ağustos 2020 tarihinde geçici sergiyi oluşturan eserler Mısır Müzesi, Kahire ve diğer kurumlara geri döndü. Hazineler, Kasım 2022'de açılması beklenen Kahire'deki yeni Büyük Mısır Müzesi'nde kalıcı olarak yer alacak.

Ancestry

Genetik testlere ve arkeolojik kanıtlara dayanarak

Thutmose IV (m)Mutemwiya (f)Tjuyu (f)Yuya (e)
Amenhotep III (m)Tiye (f)
Ceset KV55EL olarak tanımlandı
Nefertiti (f)Akhenaten (m)
KV55'te ceset tespit edildi
Genç Bayan (f)
Cesedin KV35YL olduğu tespit edildi
Muhtemelen Nebetah veya Beketaten
Ankhesenamun (f)
Gövdenin KV21A olduğuna inanılıyor
Tutankhamun (m)[lower-roman 1]
Çocuk 1 (f) Çocuk 2 (f)
Açıklayıcı notlar ve referans kaynakları

Notlar:

Annesi

Tuthankamun'un annesi Antik Mısır'ın büyük gizemlerinden birini oluşturmaktadır. Antik Mısır geleneklerine göre kral anneleri önemli bir statüye sahiptir. Kraliçe Tiaa ve Tiye'nin adları tapınak ve lahitlerde geçmiştir. Ancak Tuthankamun'un annesine dair bilgi Antik Mısır'da her hangi bir yazıt, kabartma ve heykelde bulunamamıştır.

Adları

Doğum adı <hiero><-t:n:N5-i-X1-G43-X1-S34-n:Aa1-></hiero> Tutankhaton
Aton'un yaşayan resmi
Kendi seçtiği ad <hiero><-Y5:N35-M17-X1-G43-X1-S34-S38-O28-M26-></hiero> Tutankhamun
(Heliopolis hümkümdarı,Yukarı Mısır, Amun'un yaşayan resmi)
Taht adı <hiero><-ra-xpr-Z2:V30-></hiero> Neb-cheperu-Rê (Neb-xprw-Ra)

Resimler


Kaynak hatası: <ref> "lower-roman" adında grup ana etiketi bulunuyor, ancak <references group="lower-roman"/> etiketinin karşılığı bulunamadı