Androjen

bilgipedi.com.tr sitesinden

Androjen, her iki cinste de bulunan ve çoğunluğu böbrek üstü bezinin korteksindeki zona reticularis'ten salgılanan maddeye denir.

Doğal cinsellik hormonu olan testosteron, karbon 17 atomuna bağlı bir hidroksil köküyle belirgindir. Bu madde, çok etkin androjenlerin sentez yoluyla yapımına başlangıç oldu. Sonra ağız yoluyla alındıklarında bile etki gösteren androjenler yapıldı (metiltestoteron)

Yumurtalıklar da tıpkı erbezleri gibi testosteron yapıcı organlardır. Ama, kadında başlıca testosteron kaynağı, böbreksütü bezi kökenli delta-4-androstenedioldur.

Annenin gebelik sırasında ürettiği ya da aldığı aşırı miktarda androjen (genellikle sentez projestatif stroit hormonlar), dişi bir dölütün (XX karyotipte) dış cinsel organlarının gelişmesini erkekleştirebilir. Ergenlikten başlayarak, testosteron boyca büyümeyi, eklem kıkırdaklarının kaynaşmasını ve cinsel olgunlaşmayı etkiler. Erişkinde testosteron libidoyu sürdürür ve normal bir sperma yapımı için gereklidir. Erişkin erkekte testosteron salgısı günde 4–8 mg dolayındadır. Metobolizmaya karışan testosteronun yarısı karaciğerde parçalanarak etkisiz metabolitlere çevrilir. (17-ketosteroidler); öbür yarısı hedef organlarca, yani alıcılarca (bu hormonun seçmeli olarak etkilediği hücreler, dokular ve organlar) kullanılır. Testosteron orada 5-alfa-indirgemesine uğrar ve birçok dokuda birden etki gösterebilen dihidrotestosterona dönüşür. Erkeklerde kan dolaşında en fazla bulunan ve bu gruba giren en önemli hormon testosterondur. Steroid yapısındaki bu hormonun kökeni testislerin interstisyel dokusundaki Leydig hücreleridir. Androjen seviyesindeki değişimler erkeklerde olduğu kadar dişilerde de reprodüktif fonksiyonları (örneğin, ovulasyon oranı) etkilemektedir. Ovaryum dışında adrenal korteksten de androjen izole edilmiştir.

Androjen
İlaç sınıfı
Testosteron.svg
Testosteron, başlıca androjen.
Sınıf tanımlayıcıları
EşanlamlılarAndrojenik hormon; Testoid
KullanımHipogonadizm, transseksüel erkekler, performans geliştirme, vücut geliştirme, diğerleri
ATC koduG03B
Biyolojik hedefAndrojen reseptörü, mAR'lar (örn. GPRC6A, diğerleri)
Dış bağlantılar
MeSHD000728

Bir androjen (Yunanca andr-, "erkek" anlamına gelen kelimenin kökü), androjen reseptörlerine bağlanarak omurgalılarda erkek özelliklerinin gelişimini ve korunmasını düzenleyen herhangi bir doğal veya sentetik steroid hormondur. Bu, birincil erkek cinsiyet organlarının embriyolojik gelişimini ve ergenlikte erkek ikincil cinsiyet özelliklerinin gelişimini içerir. Androjenler testislerde, yumurtalıklarda ve adrenal bezlerde sentezlenir.

Androjenler ergenlik döneminde hem erkeklerde hem de kadınlarda artar. Erkeklerde başlıca androjen testosterondur. Dihidrotestosteron (DHT) ve androstenedion erkek gelişiminde eşit öneme sahiptir. Rahimde DHT penis, skrotum ve prostatın farklılaşmasına neden olur. Yetişkinlikte DHT kelleşmeye, prostat büyümesine ve yağ bezi aktivitesine katkıda bulunur.

Androjenler genellikle sadece erkek cinsiyet hormonları olarak düşünülse de, kadınlarda da vardır, ancak daha düşük seviyelerde: libido ve cinsel uyarılma işlevi görürler. Ayrıca, androjenler hem erkeklerde hem de kadınlarda östrojenlerin öncüleridir.

Doğal hormon rollerine ek olarak androjenler ilaç olarak da kullanılır; ilaç olarak androjenler hakkında bilgi için androjen replasman tedavisi ve anabolik steroid makalelerine bakınız.

Türler ve örnekler

Adrenal androjenler olarak bilinen androjenlerin ana alt kümesi, adrenal korteksin en iç tabakası olan zona retikülariste sentezlenen 19 karbonlu steroidlerden oluşur. Adrenal androjenler zayıf steroidler olarak işlev görür (bazıları öncü olsa da) ve bu alt küme dehidroepiandrosteron (DHEA), dehidroepiandrosteron sülfat (DHEA-S), androstenedion (A4) ve androstenediol (A5) içerir.

Testosteronun yanı sıra, diğer androjenler şunları içerir:

  • Dehidroepiandrosteron (DHEA) adrenal kortekste kolesterolden üretilen bir steroid hormondur. Hem androjen hem de östrojen seks hormonlarının birincil öncüsüdür. DHEA aynı zamanda dehidroizoandrosteron veya dehidroandrosteron olarak da adlandırılır.
  • Androstenedion (A4) testisler, adrenal korteks ve yumurtalıklar tarafından üretilen androjenik bir steroiddir. Androstenedion metabolik olarak testosteron ve diğer androjenlere dönüştürülürken, aynı zamanda östronun ana yapısıdır. Androstenedionun atletik veya vücut geliştirme takviyesi olarak kullanımı, Uluslararası Olimpiyat Komitesi ve diğer spor kuruluşları tarafından yasaklanmıştır.
  • Androstenediol (A5) DHEA'nın bir steroid metabolitidir ve seks hormonları testosteron ve estradiolün öncüsüdür.
  • Androsteron, androjenlerin parçalanması sırasında oluşan veya progesterondan türetilen, aynı zamanda küçük erkeklik etkileri gösteren, ancak testosteronun yedide biri yoğunluğunda olan kimyasal bir yan üründür. Hem erkeklerin hem de kadınların plazma ve idrarında yaklaşık olarak eşit miktarlarda bulunur.
  • Dihidrotestosteron (DHT) testosteronun bir metabolitidir ve androjen reseptörlerine daha güçlü bağlandığı için testosterondan daha güçlü bir androjendir. Deride ve üreme dokusunda üretilir.

Tüm biyolojik tahlil yöntemleri dikkate alınarak belirlenir (c. 1970):

Dişi yumurtalık ve adrenal androjenler

Yumurtalıklar ve böbrek üstü bezleri de androjen üretir, ancak testislerden çok daha düşük seviyelerde. Yumurtalıkların ve böbreküstü bezlerinin kadın androjen seviyelerine göreceli katkıları ile ilgili olarak, altı adet gören kadınla yapılan bir çalışmada aşağıdaki gözlemler yapılmıştır:

  • Periferik T, DHT, A, DHEA ve DHEA-S'ye adrenal katkı adet döngüsü boyunca nispeten sabittir.
  • Periferik T, A ve DHEA-S'ye yumurtalık katkısı adet döngüsünün ortasında maksimum seviyelere ulaşırken, periferik DHT ve DHEA'ya yumurtalık katkısı adet döngüsünden etkilenmiyor gibi görünmektedir.
  • Yumurtalık ve adrenal korteks periferik T, DHT ve A'ya eşit oranda katkıda bulunurken, periferik A'ya yumurtalık katkısı adet döngüsünün ortasında adrenalinkinin iki katıdır.
  • Periferik DHEA ve DHEA-S esas olarak DHEA'nın %80'ini ve DHEA-S'nin %90'ından fazlasını sağlayan adrenal kortekste üretilir.
Menstrüel döngü sırasında periferik androjenlere yumurtalık ve adrenal katkı
Androjen Yumurtalık (%) (K, E, L) Adrenal (%)
DHEA 20 80
DHEA-S 4, 10, 4 90–96
Androstenedion 45, 70, 60 30–55
Testosteron 33, 60, 33 40–66
DHT 50 50
F = erken foliküler, M = orta döngü, L = geç luteal faz.

Biyolojik fonksiyon

Erkek doğum öncesi gelişimi

Testis oluşumu

Memeli gelişimi sırasında, gonadlar ilk başta yumurtalık ya da testis olma kapasitesine sahiptir. İnsanlarda, yaklaşık 4. haftadan itibaren, gonadal rudimentler gelişmekte olan böbreklere bitişik ara mezoderm içinde bulunur. Yaklaşık 6. haftada, oluşan testisler içinde epitelyal cinsiyet kordonları gelişir ve gonadlara göç ederken germ hücrelerini içine alır. Erkeklerde, başta SRY olmak üzere bazı Y kromozom genleri, erken bipotansiyel gonadın testislere dönüşümü de dahil olmak üzere erkek fenotipinin gelişimini kontrol eder. Erkeklerde cinsiyet kordonları gelişmekte olan gonadları tamamen istila eder.

Androjen üretimi

Gelişmekte olan testislerdeki cinsiyet kordonlarının mezoderm türevi epitel hücreleri, sperm hücresi oluşumunu destekleme işlevi görecek olan Sertoli hücrelerine dönüşür. İnsan fetal gelişiminin 8. haftasında tübüller arasında küçük bir nonepitelyal hücre popülasyonu ortaya çıkar. Bunlar Leydig hücreleridir. Farklılaştıktan kısa bir süre sonra Leydig hücreleri androjen üretmeye başlar.

Androjen etkileri

Androjenler, sperm üretimini desteklemek için Sertoli hücreleri tarafından ihtiyaç duyulan parakrin hormonlar olarak işlev görür. Ayrıca gelişmekte olan erkek fetüsün maskülinizasyonu için de gereklidirler (penis ve skrotum oluşumu dahil). Androjenlerin etkisi altında mezonefronun kalıntıları olan Wolffian kanalları epididim, vas deferens ve seminal veziküllere dönüşür. Androjenlerin bu etkisi Sertoli hücrelerinden gelen bir hormon olan Müllerian inhibitör hormon (MIH) tarafından desteklenir ve bu hormon embriyonik Müllerian kanalların erkek embriyolarda fallop tüplerine ve diğer dişi üreme sistemi dokularına dönüşmesini engeller. MIH ve androjenler, testislerin skrotuma hareketini sağlamak için işbirliği yapar.

Erken düzenleme

Yaklaşık 11-12. haftalarda başlayan embriyo tarafından hipofiz hormonu luteinize edici hormon (LH) üretiminden önce, insan koryonik gonadotropini (hCG) Leydig hücrelerinin farklılaşmasını ve 8. haftada androjen üretimini teşvik eder. Hedef dokulardaki androjen etkisi genellikle testosteronun 5α-dihidrotestosterona (DHT) dönüşümünü içerir.

Erkek pubertal gelişimi

Ergenlik döneminde erkeklerde androjen seviyeleri dramatik bir şekilde artar ve androjenler erkeksi ikincil cinsel özelliklerin gelişiminin yanı sıra spermatogenez ve doğurganlığın aktivasyonuna ve artan cinsel dürtü gibi erkeksi davranış değişikliklerine aracılık eder. Erkeksi ikincil cinsel özellikler arasında androjenik kıllanma, sesin derinleşmesi, Adem elmasının ortaya çıkması, omuzların genişlemesi, kas kütlesinin artması ve penis büyümesi yer alır.

Spermatogenez

Ergenlik döneminde androjen, LH ve folikül uyarıcı hormon (FSH) üretimi artar ve cinsiyet kordonları oyuklaşarak seminifer tübülleri oluşturur ve germ hücreleri sperme farklılaşmaya başlar. Yetişkinlik boyunca, androjenler ve FSH sperm üretimini desteklemek için testislerdeki Sertoli hücreleri üzerinde birlikte hareket eder. Ekzojen androjen takviyeleri erkek kontraseptif olarak kullanılabilir. Androjen takviyelerinin kullanımından kaynaklanan yüksek androjen seviyeleri LH üretimini inhibe edebilir ve Leydig hücreleri tarafından endojen androjen üretimini engelleyebilir. Leydig hücreleri tarafından androjen üretimine bağlı olarak testislerde lokal olarak yüksek androjen seviyeleri olmadan, seminifer tübüller dejenere olabilir ve bu da kısırlıkla sonuçlanabilir. Bu nedenle skrotuma birçok transdermal androjen bandı uygulanmaktadır.

Yağ birikimi

Erkekler tipik olarak kadınlardan daha az vücut yağına sahiptir. Son sonuçlar, androjenlerin normalde adiposit fonksiyonunu destekleyen bir sinyal iletim yolunu bloke ederek bazı yağ hücrelerinin lipit depolama yeteneğini engellediğini göstermektedir. Ayrıca, östrojenler değil ama androjenler beta adrenerjik reseptörleri artırırken alfa adrenerjik reseptörleri azaltır - bu da alfa-2 reseptör negatif geri bildiriminin olmaması nedeniyle epinefrin/ norepinefrin seviyelerinin artmasına ve epinefrin/ norepinefrinin daha sonra lipolize neden olan beta reseptörleri üzerinde etkili olması nedeniyle yağ birikiminin azalmasına neden olur.

Kas kütlesi

Erkekler tipik olarak kadınlardan daha fazla iskelet kası kütlesine sahiptir. Androjenler, iskelet kası dokusundaki çeşitli hücre tiplerine etki ederek iskelet kası hücrelerinin koordineli bir şekilde büyümesini teşvik eder. Miyoblast adı verilen bir hücre tipi, kas oluşturmak için androjen reseptörleri taşır. Miyoblastların füzyonu, androjen reseptör seviyelerine bağlı bir süreçte miyotüpler oluşturur. Daha yüksek androjen seviyeleri, androjen reseptörünün ifadesinin artmasına yol açar.

Beyin

Dolaşımdaki androjen seviyeleri insan davranışını etkileyebilir çünkü bazı nöronlar steroid hormonlarına duyarlıdır. Androjen seviyeleri insan saldırganlığı ve libidosunun düzenlenmesinde rol oynar. Gerçekten de, androjenler fareler, sıçanlar ve primatlar da dahil olmak üzere çeşitli türlerde beynin yapısını değiştirerek cinsiyet farklılıkları yaratabilmektedir.

Çok sayıda rapor, androjenlerin tek başına beynin yapısını değiştirebildiğini göstermiştir, ancak nöroanatomideki hangi değişikliklerin androjenlerden veya östrojenlerden kaynaklandığını belirlemek, dönüşüm potansiyelleri nedeniyle zordur.

Erkek sıçanlar üzerinde yapılan nörogenez (yeni nöron oluşumu) çalışmalarından elde edilen kanıtlar, androjenlerin davranış üzerindeki etkilerini belirlerken hipokampüsün incelenmesi gereken yararlı bir beyin bölgesi olduğunu göstermiştir. Nörogenezi incelemek için, vahşi tip erkek sıçanlar, androjenlere karşı tam veya kısmi duyarsızlık ve dış erkek genital organlarının eksikliği ile sonuçlanan genetik bir bozukluk olan testiküler feminizasyon mutasyonuna (TMF) sahip erkek sıçanlarla karşılaştırılmıştır.

Nörogenezi test etmek için her iki gruptaki erkeklere Bromodeoksiüridin (BrdU) nöral enjeksiyonları uygulanmıştır. Analizler testosteron ve dihidrotestosteronun yetişkin hipokampal [[Nörojenez|[[Nörojenez|[[Nörojenez|nörojenez]]]]]]i (AHN) düzenlediğini göstermiştir. Yetişkin hipokampal nörogenez, vahşi tip erkek sıçanlarda androjen reseptörü aracılığıyla düzenlenirken, TMF erkek sıçanlarda düzenlenmemiştir. Aktif androjen reseptörlerinin AHN üzerindeki rolünü daha fazla test etmek için, androjen reseptörleri için testosteron ve dihidrotestosteron ile rekabet eden bir antiandrojen ilaç olan flutamid ve dihidrotestosteron normal erkek sıçanlara uygulandı. [[Dihidrotestosteron|[[Dihidrotestosteron|Dihidrotestosteron]]]] BrdU hücrelerinin sayısını artırırken, flutamid bu hücreleri inhibe etmiştir.

Dahası, östrojenlerin hiçbir etkisi olmamıştır. Bu araştırma androjenlerin AHN'yi nasıl artırabileceğini göstermektedir.

Araştırmacılar ayrıca hafif egzersizin androjen sentezini nasıl etkilediğini ve bunun da N-metil-D-aspartat (NMDA) reseptörlerinin AHN aktivasyonuna neden olduğunu inceledi.

NMDA, AHN için çok önemli olan sinaptik plastisiteye izin veren bir kalsiyum akışını indükler.

Araştırmacılar, yeni hücre sayısının artıp artmadığını belirlemek için hem orşidektomize (ORX) (hadım edilmiş) hem de sahte hadım edilmiş erkek sıçanlara BrdU enjekte etti. Erkek sıçanlarda AHN'nin, hipokampüste dihidrotestosteron sentezini artırarak hafif egzersizle arttığını buldular.

Yine AHN'nin östrojen reseptörlerinin aktivasyonu yoluyla artmadığı kaydedildi.

Androjen düzenlemesi erkeklerde depresyon olasılığını azaltır. Ergenlik öncesi erkek sıçanlarda, flutamid ile tedavi edilen yenidoğan sıçanlar, kontrol sıçanlarına kıyasla daha fazla depresyon benzeri semptom geliştirmiştir.

Canlı dokuda hücrelerin çoğalıp çoğalmadığını görmek için her iki sıçan grubuna da BrdU enjekte edilmiştir. Bu sonuçlar, androjenlerin organizasyonunun ergenlik öncesi hipokampal nörogenez üzerinde nasıl olumlu bir etkiye sahip olduğunu ve bunun daha düşük depresyon benzeri semptomlarla bağlantılı olabileceğini göstermektedir.

Sosyal izolasyon AHN'de engelleyici bir etkiye sahipken, androjenlerin normal düzenlenmesi AHN'yi artırmaktadır. Erkek sıçanların kullanıldığı bir çalışma, testosteronun sosyal izolasyonu engelleyebileceğini ve bunun da hipokampal nörogenezin homeostazise (iç koşulları sabit tutan düzenleme) ulaşmasıyla sonuçlandığını göstermiştir. Bir Brdu analizi, fazla testosteronun sosyal izolasyona karşı bu engelleme etkisini artırmadığını göstermiştir; yani, androjenlerin dolaşımdaki doğal seviyeleri, sosyal izolasyonun AHN üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmaktadır.

Kadınlara özgü etkiler

Androjenler, genomik olmayan, androjen reseptöründen bağımsız yollarla miyometriyumun gevşemesinde potansiyel rollere sahiptir ve gebelikte erken uterus kasılmalarını önler.

Androjen duyarsızlığı

XY karyotipli bir fetüsün androjenlere yanıt verme yeteneğinin azalması, kısırlık ve çeşitli interseks durumları da dahil olmak üzere çeşitli durumlardan birine neden olabilir.

Çeşitli

Bazı kuşlarda yumurta sarısı androjen seviyeleri, yaşamın ilerleyen dönemlerinde sosyal baskınlık ile pozitif olarak ilişkilendirilmiştir. Bakınız Amerikan sakarmekesi.

Biyolojik aktivite

Androjenler, biyolojik etkilerinin çoğuna aracılık etmek için androjen reseptörlerine (AR'ler) bağlanır ve bunları aktive eder.

Göreceli etki gücü

Tüm biyolojik tahlil yöntemleri dikkate alınarak belirlenir (c. 1970):

Androjen Potens (%)
Testosteron 40
5α-Dihidrotestosteron (DHT) 100
Androstenediol .0008
Androstenedion .04
Dehidroepiandrosteron .02
Androsteron .06

5α-Dihidrotestosteron (DHT), normal prostat ağırlığını ve kanal lümen kütlesini korumada testosterondan 2,4 kat daha etkiliydi (bu, epitel hücre fonksiyonu uyarımının bir ölçüsüdür). DHT ise kastrasyondan sonra prostat hücresi ölümünü önlemede testosteronla eşit derecede etkiliydi.

Genomik olmayan etkiler

Androjenlerin ayrıca klasik nükleer androjen reseptöründen farklı olan membran androjen reseptörleri aracılığıyla sinyal verdiği bulunmuştur.

Biyokimya

Çeşitli androjenler arasındaki ilişkiyi gösteren steroidogenez sol alttadır. Estron ve estradiol ise östrojenlerdir.

Biyosentez

Androjenler kolesterolden sentezlenir ve öncelikle gonadlarda (testisler ve yumurtalıklar) ve ayrıca adrenal bezlerde üretilir. Testisler yumurtalıklardan çok daha fazla miktarda üretir. Testosteronun daha güçlü olan DHT'ye dönüşümü prostat bezi, karaciğer, beyin ve deride gerçekleşir.

Başlıca cinsiyet hormonlarının üretim oranları, salgılanma oranları, klirens oranları ve kan seviyeleri
Seks Seks hormonu Üreme
faz
Kan
üretim oranı
Gonadal
salgı oranı
Metabolik
temizleme oranı
Referans aralığı (serum seviyeleri)
SI birimleri SI olmayan birimler
Erkekler Androstenedion
2,8 mg/gün 1,6 mg/gün 2200 L/gün 2,8-7,3 nmol/L 80-210 ng/dL
Testosteron
6,5 mg/gün 6,2 mg/gün 950 L/gün 6,9-34,7 nmol/L 200-1000 ng/dL
Estrone
150 μg/gün 110 μg/gün 2050 L/gün 37-250 pmol/L 10-70 pg/mL
Estradiol
60 μg/gün 50 μg/gün 1600 L/gün <37-210 pmol/L 10-57 pg/mL
Estron sülfat
80 μg/gün Önemsiz 167 L/gün 600-2500 pmol/L 200-900 pg/mL
Kadınlar Androstenedion
3,2 mg/gün 2,8 mg/gün 2000 L/gün 3,1-12,2 nmol/L 89-350 ng/dL
Testosteron
190 μg/gün 60 μg/gün 500 L/gün 0,7-2,8 nmol/L 20-81 ng/dL
Estrone Foliküler faz 110 μg/gün 80 μg/gün 2200 L/gün 110-400 pmol/L 30-110 pg/mL
Luteal evre 260 μg/gün 150 μg/gün 2200 L/gün 310-660 pmol/L 80-180 pg/mL
Postmenopoz 40 μg/gün Önemsiz 1610 L/gün 22-230 pmol/L 6-60 pg/mL
Estradiol Foliküler faz 90 μg/gün 80 μg/gün 1200 L/gün <37-360 pmol/L 10-98 pg/mL
Luteal evre 250 μg/gün 240 μg/gün 1200 L/gün 699-1250 pmol/L 190-341 pg/mL
Postmenopoz 6 μg/gün Önemsiz 910 L/gün <37-140 pmol/L 10-38 pg/mL
Estron sülfat Foliküler faz 100 μg/gün Önemsiz 146 L/gün 700-3600 pmol/L 250-1300 pg/mL
Luteal evre 180 μg/gün Önemsiz 146 L/gün 1100-7300 pmol/L 400-2600 pg/mL
Progesteron Foliküler faz 2 mg/gün 1,7 mg/gün 2100 L/gün 0,3-3 nmol/L 0,1-0,9 ng/mL
Luteal evre 25 mg/gün 24 mg/gün 2100 L/gün 19-45 nmol/L 6-14 ng/mL
Notlar ve kaynaklar
Notlar: "Bir steroidin dolaşımdaki konsantrasyonu bezlerden salgılanma hızı, prekürsör veya prehormonların steroide metabolizma hızı ve dokular tarafından ekstrakte edilme ve metabolize edilme hızı ile belirlenir. Bir steroidin salgılanma hızı, bileşiğin bir bezden birim zamanda toplam salgılanmasını ifade eder. Salgılama oranları, bir bezden zaman içinde venöz atık örneklenerek ve arteriyel ve periferik venöz hormon konsantrasyonu çıkarılarak değerlendirilmiştir. Bir steroidin metabolik temizlenme hızı, birim zamanda hormondan tamamen temizlenen kan hacmi olarak tanımlanır. Bir steroid hormonun üretim hızı, bezlerden salgılanması ve prohormonların ilgili steroide dönüştürülmesi dahil olmak üzere tüm olası kaynaklardan bileşiğin kana girişini ifade eder. Kararlı durumda, tüm kaynaklardan kana giren hormon miktarı, temizlenme hızının (metabolik temizleme hızı) kan konsantrasyonu ile çarpımına eşit olacaktır (üretim hızı = metabolik temizleme hızı × konsantrasyon). Dolaşımdaki steroid havuzuna prohormon metabolizmasının katkısı azsa, üretim hızı salgılama hızına yaklaşacaktır." Kaynaklar: Şablona bakınız.

Metabolizma

Androjenler esas olarak karaciğerde metabolize edilir.

Tıbbi kullanımları

Erkeklerde düşük testosteron seviyesi (hipogonadizm) testosteron uygulaması ile tedavi edilebilir. Prostat kanseri, ana testosteron kaynağının çıkarılmasıyla tedavi edilebilir: testisin alınması (orşiektomi); veya androjenlerin reseptörlerine erişimini engelleyen ajanlar: antiandrojenler.

Androjenlerin etkisi

Androjenler erkek cinsel alıcılar (prostat, atmık kanalları) ve dişi cinsel alıcılar üzerinde etki gösterir (klitorisin, büyük dudakların büyümesi). Androjenlerin etkisi aynı şekilde cinsel olmayan organların üzerinde de görülür: kollarda, ellerde ve yüzde kılların uzaması, ama saçlı deride, saçların dökülmesine yol tersine etki; kas sisteminde proteinlerin sentezlenmesi ve bünyeye katılması için uyarı; kan yapımını etkileme; kemiklerden kalsiyum, ve fosfor atılmasını önleme; hangi yaşta olursa olsun ses tonunun kalınlaşması; kadınlarda libidonun artması.Androjenler spermatogenezis, eklenti üreme bezleri fonksiyonları ve sekonder cinsiyet karakterinin devamlılığından sorumludur. Bu hormon her iki cinsiyette de östrojen üretimi için ön maddedir.

Kullanım alanları

Androjenle östrojen birlikte kullanılırsa menopoz sonrası dönemde bir parça yararlı olabilir, ama tedavi uzun sürerse aşırı kullanma ve sesin kalınlaşması tehlikesini de birlikte getirir.Testosteron birincil hipogonadizm hallerinde (yüksek üriner gonadotrofinlerle birlikte) ikame tedavisi sağlar. Androjenler özümletici ve ferahlatıcı etkilerinden dolayı meme kanseri tedavisinde de bazen kullanılır.