Anı

bilgipedi.com.tr sitesinden
Henry Thoreau'nun Walden (1854) adlı anı kitabının başlık sayfası

Anı (/ˈmɛm.wɑːr/; Fransızca mémoire [me.mwaʁ], Latince memoria 'hafıza, hatıra'), yazarın kişisel anılarına dayanan kurgusal olmayan anlatı yazılarıdır. Bu nedenle eserde ortaya atılan iddiaların gerçek olduğu anlaşılmaktadır. Anı, 20. yüzyılın sonlarından bu yana tarihsel olarak biyografi veya otobiyografinin bir alt kategorisi olarak tanımlansa da, tür biçimsel olarak farklılaşarak daraltılmış bir odak sunar. Biyografi veya otobiyografi "bir hayatın" hikayesini anlatırken, anı genellikle yazarın hayatındaki mihenk taşı anları ve dönüm noktaları gibi belirli bir olayın veya zamanın hikayesini anlatır. Anı yazarı, anı yazarı ya da anıt yazarı olarak adlandırılabilir.

Anı, edebiyatta kişisel yaşantının bütününü veya belli bölümlerini kapsayan, bu dönemlerdeki gözlemleri dile getirmek amacıyla yazılmış metinlerdir. Otobiyografi ile karıştırılabilen anı, ondan dışsal olaylara verdiği önem ile ayrılır. Anıda kişisel yaşam izlenimlerinin yanı sıra bu izlenimlerin dış boyutları da geniş olarak yer alır. Otobiyografide yazar öncelikle kendilerini konu edinirken anı yazarları çoğunlukla çeşitli tarihsel olaylarda rol oynamış veya bu olayların yakın gözlemcisi olmuş kişilerdir.

Erken dönem anılar

Julius Caesar'ın Galya Savaşları Üzerine Yorumlar olarak da bilinen Commentarii de Bello Gallico adlı eserinin de gösterdiği gibi, anılar antik çağlardan beri yazılmaktadır. Bu eserde Sezar, Galya Savaşları'nda yerel ordularla savaşarak geçirdiği dokuz yıl boyunca meydana gelen muharebeleri anlatmaktadır. İkinci anı kitabı Commentarii de Bello Civili (ya da İç Savaş Üzerine Yorumlar) MÖ 49-48 yılları arasında Gnaeus Pompeius ve Senato'ya karşı yürütülen iç savaşta meydana gelen olayları anlatır. Tahminen MS 314 ile 394 yılları arasında yaşamış olan retorik öğretmeni Libanius, yaşam anısını, çalışma odasının mahremiyetinde yüksek sesle okunmak üzere yazılmış edebi söylevlerinden biri olarak çerçevelemiştir. Bu tür bir anı, Antik Yunan ve Roma'da anıların "memo" ya da bir yazarın daha sonra daha bitmiş bir belge oluşturmak için hafıza yardımı olarak kullanabileceği bitmemiş ve yayınlanmamış yazı parçaları olduğu fikrine atıfta bulunur.

Sarashina Nikki, Heian döneminde yazılmış erken dönem Japon anılarına bir örnektir. Nikki Bungaku adlı bir kitap yazma türü bu dönemde ortaya çıkmıştır.

Orta Çağ'da Villehardouin'li Geoffrey, Jean de Joinville ve Philippe de Commines anılarını yazarken, bu tür Rönesans'ın sonlarına doğru Blaise de Montluc ve Valois'lı Margaret'in eserleriyle temsil edilmiştir ki Margaret, Anılarını modern tarzda yazan ilk kadındır.

XVII. ve XVIII. yüzyılları kapsayan Aydınlanma Çağı'na kadar anı türündeki eserler, Shaftesbury 1. Kontu Anthony Ashley-Cooper, Fransa Prensi de Marcillac François de La Rochefoucauld ve ailesinin La Ferté-Vidame şatosundaki evinde Anılarını yazan Saint-Simon dükü Louis de Rouvroy tarafından yazılmıştır. Saint-Simon yüksek düzeyde anlatı ve karakter geliştirme becerisine sahip bir yazar olarak kabul edilse de, bir anı yazarı olarak çalışmalarının tanınması ve edebi ün kazanması ancak ölümünden sonra gerçekleşmiştir.

  • Batı'da çok yaygın bir tür olup ilk örneğini eski Yunan sanatçısı Ksenophon’un “Anabasis” adlı eseriyle vermiştir. Yunan filozofu Eflatun’un birçok eseri bu türdendir.
  • 18. yüzyılda J. J. Rousseau’nun “ İtiraflar”, Goldoni’nin “İyilik Sever Somurtkan”, Goethe’nin “Şiir ve Gerçek”, Andre Gide’nin “Jurnaller” adlı eseri bu alanda önemli eserlerdir.
  • 19. yüzyılda Fransız edebiyatında Victor Hugo’nun ”Gördüklerim”, Stendhal'ın “Bir Bencilin Anıları``, Verlaine’nın "İtiraflar“ Rus yazar Tolstoy’un İtiraflarım” adlı eseri bu alanda önemli eserlerdir.
  • 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda büyük oranda Fransız etkisindeki Tanzimat Dönemi'nde ilk örnekler görülmeye başlandı. Akif Paşa’nın Tabsıra, Namık Kemal’in Magosa Mektupları ve Ziya Paşa’nın Defter-i Amâl eserleri bu türün ilk örnekleri olarak kabul edildi.

On sekizinci yüzyıldan itibaren

Joseph Abbeel tarafından 1805-1815 yılları arasında yazılan "Napolyon'un seferleri üzerine, ikinci alayın bir askeri olarak yaşanmış anılar" adlı el yazmasından bir alıntı.

18'inci yüzyılın ikinci yarısından 20'nci yüzyılın ortalarına kadar anı yazarları genellikle seçtikleri meslekte tanınmış kişilerden oluşuyordu. Bu yazarlar, kamusal başarılarını kaydetmek ve yayınlamak için yazıyorlardı. Yazarlar arasında politikacılar ya da saray sosyetesinden kişiler de vardı ve bunlara daha sonra askeri liderler ve işadamları da katıldı. Bu modellere bir istisna olarak Henry David Thoreau'nun 1854 yılında Walden Pond yakınlarında inşa ettiği kulübede iki yıl boyunca yaşadıklarını anlattığı Walden adlı anı kitabı gösterilebilir.

Yirminci yüzyıl savaş anıları, Birinci Dünya Savaşı'ndan Ernst Jünger (Çelik Fırtına) ve Frederic Manning'in Her Privates We'si de dahil olmak üzere kendi başına bir tür haline geldi. Savaş sırasında Nazi Almanyası tarafından hapsedilmesini belgeleyen anılar arasında Primo Levi'nin İtalyan Direniş Hareketi'nin bir üyesi olarak tutuklanmasını ve ardından Auschwitz'deki mahkum hayatını anlatan If This Is a Man; ve Elie Wiesel'in Auschwitz, Buna Werke ve Buchenwald toplama kamplarından önceki ve bu kamplardaki hayatını konu alan Night yer almaktadır.

Günümüzde anılar

1990'ların başında sıradan insanlar tarafından yazılan anı kitapları ani bir yükseliş yaşadı, çünkü giderek artan sayıda insan, kısmen teknolojik gelişmelerin sunduğu fırsatlar ve dikkat dağıtıcı unsurların bir sonucu olarak atalarının ve kendilerinin hikayelerinin yok olmak üzere olduğunu fark etti. Aynı zamanda, psikoloji ve diğer araştırmalar, soyağacına aşinalığın insanların dünyadaki yerlerini bulmalarına yardımcı olduğunu ve hayat incelemesinin insanların kendi geçmişleriyle yüzleşmelerine yardımcı olduğunu göstermeye başladı.

21'inci yüzyılın ilk on yılında ucuz dijital kitap üretiminin ortaya çıkmasıyla birlikte bu türde patlama yaşandı. Edebi bir sanat eseri veya tarihi bir belge olmaktan ziyade kişisel bir mirası aktarmanın bir yolu olarak yazılan anılar, kişisel ve ailevi bir sorumluluk olarak ortaya çıkmaktadır.

Kişisel Tarihçiler Derneği, bireylere, ailelere ve kuruluşlara yaşam öykülerini belgelemelerinde yardımcı olan profesyoneller için bir ticaret birliğiydi. Dernek 2017 yılında feshedilmiştir.

Koleksiyonlar

Tarihi, onu yaşayanların gözünden muhafaza etmek isteyen bazı kuruluşlar, potansiyel anı yazarlarıyla birlikte çalışarak eserlerini hayata geçiriyor. Örneğin Gaziler Tarihi Projesi, Birleşik Devletler Silahlı Kuvvetleri'nin bir kolunda görev yapmış olanların, özellikle de aktif savaş görmüş olanların anılarını derlemektedir.

Akademi

'Anı' terimi, akademik bağlamda, öğrenilen bir konu hakkındaki bir denemeyi tanımlamak için kullanılmıştır. Örnekler arasında jeolojik haritalara eşlik eden açıklayıcı metinler yer almaktadır.

Genel konuları ve çeşitleri

Anılar genellikle siyasi ve edebi olmak üzere iki kategoriye ayrılır ancak bunlar kesin sınırlandırmalar değildir. Bir siyasi anı kitabında edebî anılar da olabilmektedir. Kimi anı kitapları da toplum içinde belli özellikleriyle seçilmiş kişilerin portrelerinden oluşmaktadır.

Anı türünün en bilinen örnekleri Cevat Şakir Kabaağaçlı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edib Adıvar ve Falih Rıfkı Atay vermiştir. Mavi Sürgün, Falih Rıfkı'nın Çankaya, Halide Edib'in Mor Salkımlı Ev ile Türk'ün Ateşle İmtihanı ve Yakup Kadri'nin Gençlik ve Edebiyat Hatıraları anı türünün cumhuriyet dönemindeki en güzel örnekleridir.

Anılar iki başlık halinde incelenir: A) Olay merkezli anılar: Bu tür metinlerde yazar yaşadığı ya da tanık olduğu olayları anlatır.

B) Kişi merkezli anılar: Bazı kişilerin yazar üzerinde bıraktığı izlenimlerin ya da onlarla yaşanan bazı olayların anlatımı üzerinde kurulmuş kişilerin türlü özellikleri üzerinde yoğunlaşmış metinlerdir. Yazar tanıdığı kişilerin portrelerini çizer onların kendisinde bıraktığı izlenimleri aktarır onlarla yaşanmış ilginç ve önemli olayları dile getirir.

Özellikleri

  • Geçmiş, bir kişinin ağzından kişisel yargılar ve yorumlarla verilir.
  • Tarihsel gerçeklerin öğrenilmesine katkı yaptığı için tarihçilere ışık tutar.
  • Okur düşünülerek yazıldığından içtendir ve bu yönüyle çok tutulur.
  • Her zaman nesnel anlatım söz konusu değildir, genellikle öznel anlatım görülür.
  • Yazar, çoğu zaman geçmişte yaşadığı olayları anlatır.

Anı ile günlüğün karşılaştırması

Anı ile günlük karıştırılmamalıdır. Anı geçmişe dönüktür. Yaşanmış, bitmiş olayların üzerinden uzunca bir zaman geçtikten sonra yazılan yazı türleridir. Günlük ise içinde bulunulan zamana yöneliktir.

  1. Anı da günlük gibi bir kişinin başından geçen gerçek yaşantılardan kaynaklanan yazı türüdür.
  2. Günlük yaşanırken anı ise yaşandıktan sonra yazılır.
  3. Anılar, yazarların yaşlılık çağlarında yazdıkları ve yaşamları boyunca karşılaştıkları olayları kafasında iz bırakmış olan olayları nesnel bir şekilde ortaya koyan yazılardır. Günlükler ise daha öznel, derin, içten ve ruhun derinliklerinden kopup gelen anlık duygu ve düşünceler hakimdir.
  4. Anı yazılarının anlatım açısından kurgusal niteliklere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Günlükler ise kurgudan uzak yoğun düşüncelerin toplamıdır.